Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Aksa Tufanı başlangıcından beri ilk defa konuşuyor... 

" Gazze halkına selam olsun.

Dünya, Filistin halkının 75 yıldır yaşadığı sıkıntıları biliyor. Son yıllarda Filistin halkının durumu daha da zorlaştı.

Aptal İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Filistinli esirlerin durumunu daha da zorlaştırdı.

20 yıla yakındır Gazze'ye yönelik katı bir abluka söz konusu, 2 buçuk milyona yakın insan dar bir alanda ve dünya harekete geçmedi. Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri açıldı. Dünya buna sessiz kaldı, kimse orada ne olduğunu sormadı.

Bu gaspçı İsrail'i yönetenleri sarsacak bir olay olması gerekiyordu dolayısıyla 7 Ekim'de Aksa Tufanı gerçekleştirdi.

Bu operasyon %100 Filistinlilerin kararıydı.

İran İslam Cumhuriyeti açık bir şekilde Lübnan'daki Filistin'deki ve bölgedeki direniş hareketlerini destekliyor.. Vesayet uygulamıyor, direniş liderlerine baskı yapmıyor.

7 ekim kahramanca, cesurca ve yaratıcı bir eylemdi. Bu eylem büyük bir depremi yarattı. İsrail'de güvenlik, askeri, psikoloji ve manevi deprem yaşandı. Düşman hükümeti ne yaparsa yapsın gücü yetmeyecek. Düşman, operasyonun stratejik ve tarihi etkilerini değiştiremeyecek.

Aksa Tufanı operasyonu ABD'ye İsrail'in ne kadar zayıf olduğunu gösterdi.

Batı Şeria'nın Aksa'nın gitmesini mi bekleyeceğiz?

İsrail'de deliliğe varan bir sinir oluştu. Yahudi yerleşimcileri İsrail askerleri öldürdü.

İsrail daha önceki savaşlardan hiç ders almadı. İsrail'in geçmiş savaşlarda işlediği hatalardan birisi yüksek hedefler koymasıydı, gerçekleştirilmesi mümkün olmayan hedefler bunlar. İsrail Hamas'ı yok etmek istediğini söylüyor bu mümkün olmayan bir hedef.

Onların 2 askerini 2006'da esir aldık ve bizi yok etmek istediklerini söylediler, ABD ve AB onları destekledi. Sonuçta ne askerleri alabildiler ne de Hizbullah'ı yok edebildiler. İsrail bundan ders almadı. Binlerce evimiz yıkıldı ve direniş güçleri sabretti savaştı, İsrail geri adım atmak zorunda kaldı.

75 yıldır İsrail katliam yapmakta, hedefleri ise direniş liderlerini teslim almaktır. Enkaz altından çıkan Gazzelileri görüyorsunuz, direnişe destek sloganları atıyorlar. İsrail'e söylüyorum; Gazze'den hezimetle ayrılacaksınız.

Hamas'ın çocukların başını kestiğini söylüyorlar ama bir tane delil sunamıyorlar. Kendileri ise her gün Gazze'de çocukları öldürüyor, çocukların bedenlerini parçalıyorlar.

Vahşi barbarlığı, ABD, İsrail ve bazı Batılı ülkeler temsil ediyor. Filistinliler onuru, erdemi temsil eden millettir.

Gazze'deki savaş sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hepimizin sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Birinci hedefimiz Gazze'ye saldırının durdurulması ikinci hedefimiz de Gazze'nin zafer kazanmasıdır.

Gazze'nin zaferi Aksa'nın, Kıyamet Kilisesi'nin zaferidir.

Düşman, Gazze'de işlediği insanlık suçları üzerinden kahramanlık taslamakta. Bölge ülkelerinin Gazze'ye saldırının durması için çaba göstermelerini istiyoruz. Zafer hedefi için çaba göstermelerini istemiyoruz.

(Bölge ülkelerine) Askeri destek sunmuyorsunuz, Refahı açmaya da mı gücünüz yetmiyor?

Irak'taki direniş hareketi yeni bir aşmaya girdi, Yemenli kardeşler açık bir şekilde tüm tehditlere rağmen bazı girişimlerde bulundu. Füze ve İHA'larını gönderdi bunlar Eylat'a ulaşıyor.

Bazıları Seyyid savaşa girecek diyor, "BİZ SAVAŞA ZATEN GİRDİK"

Biz 8 Ekim'de savaşa girdik ve hızlı bir şekilde aşamadan aşamaya girdik. İşgal altındaki topraklara saldırılarımızı sürdürdük. Bazıları Hizbullah'ın düşman ile kapsamlı bir savaşa girmesini talep edebilir. Ancak biz mevcut durumla zaten yetinmiş değiliz.

Temmuz savaşında bile yapmadıklarımızı yaptık. İsrail'in sınırdaki tüm askeri noktaları vuruldu.

Düşman güçleri tümüyle Gazze'ye gidecekken biz onlara 'gel gel' yaptık. Kendimize çektik, sınıra çektik.

Eğer Hizbullah harekete geçmeseydi, İsrail tümüyle Gazzeyle ilgilenecekti. Lübnan cephesi sayesinde onları böldük.

İsrail askeri gücünün üçte biri Lübnan tarafına odaklanmış durumda. Bu bizim başarımızın neticesi.