banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Hakan Fidan'a ve sonra Tayyip Erdoğan'a kelepçe takmak istediler: İşte FETÖ'nün 7 Şubat saldırısı

Hakan Fidan'a ve sonra Tayyip Erdoğan'a kelepçe takmak istediler: İşte FETÖ'nün 7 Şubat saldırısı 

05 Haziran 2023
Hakan Fidan'a ve sonra Tayyip Erdoğan'a kelepçe takmak istediler: İşte FETÖ'nün 7 Şubat saldırısı

1980'lerin başından itibaren ordu, emniyet ve yargı gibi kritik devlet kurumlarına sızarak buralarda sinsice örgütlenen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), sivil iradeye karşı 'açıktan' ilk eylemine 7 Şubat 2012'de imza attı. 

Türk ordusuna yönelik kumpas soruşturmalarının merkezi durumundaki dönemin Beşiktaş Adliyesi'nde özel yetkilerle donatılmış FETÖ'cü savcılardan Sadrettin Sarıkaya, KCK soruşturması çerçevesinde dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ı, 4 MİT yetkilisiyle birlikte gözaltına almak istedi. 

Sadrettin Sarıkaya (2012)

İncelikle hazırlanmış bir plan dahilinde hareket eden FETÖ, 7 Şubat günü devlet kurumlarında mesai saatinin bitimine dakikalar kala harekete geçti. Saat tam 16:55'te Beşiktaş Adliyesi'nden Hakan Fidan'ı telefonla arayan kişi, savcı Sadrettin Sarıkaya'nın Oslo görüşmeleriyle ilgili ifadesine başvurmak üzere kendisini adliyeye beklediğini söyledi.

FETÖ'cü Sarıkaya, sadece Hakan Fidan'ı değil, eski MİT Müsteşarı Emre Taner, yardımcısı Afet Güneş ve MİT görevlileri Hüseyin Emre Kuzuoğlu ile Yaşar Hakan Yıldırım'ı da şüpheli sıfatıyla adliyeye çağırmıştı. Aynı savcı, ilerleyen saatlerde bu isimler hakkında yakalama kararı da çıkaracaktı. 

Sarıkaya'nın Hakan Fidan'ı arattığı saat 16:55'te, o dönem Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı görevindeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ameliyat olmak için hastaneye gidiyordu. Örgüt, Hakan Fidan'ı önce ifade kılıfıyla adliyeye getirip sonrasında gözaltına almak için Erdoğan'ın ameliyat masasına yatacağı saati seçmişti. 

Telefonunun çaldığı dakikalarda evinde bulunan Hakan Fidan, konut çevresinin polis ekipleriyle sarılı olduğunu gördü. Erdoğan'ın ameliyatına saat 17:00 itibariyle başlanacağını bildiği için Fidan'ın aklına ilk olarak dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geldi. İfadeye çağrıldığını ve nasıl davranması gerektiği hususunda Gül'e danışan Fidan, "Adliyeye git, ifadeni ver, bir sakınca olmaz" cevabı aldı. 

FETÖ kumpasını sezinleyen Fidan, Gül'ün "İfadeye git" demesine karşın, hastanede olmasına rağmen Tayyip Erdoğan'ı da durumdan haberdar etmek istedi. Erdoğan'ın bir danışmanına meseleyi anlatan Fidan, beklemeye başladı.

Amerikan istihbaratı CIA ve FETÖ, Başbakan Erdoğan'ın ameliyata gitmek yerine daha önce söz verdiği bir aileyi ziyaret edeceğini hesap edememişti. 

"Şu ara sokakta bir aileye sözüm vardı. Evlerini ziyaret edelim. Ameliyat için bekleyen doktorlar özel ekip, hastane de özel hastane... Bir saat bekleseler de olur" deyip makam aracını sözkonusu evin önüne çektiren Erdoğan, saat 17:00'da ameliyat masasına yatmak yerine aile ziyaretini tercih etmişti. 

SAKIN TESLİM OLMA, KAPIYI DA AÇMA!

Hakan Fidan'ın ifadeye çağrıldığı bilgisi, Erdoğan'a bu ziyaret sırasında verildi. Hemen harekete geçerek Fidan'a talimat gönderen Erdoğan, "Sakın teslim olma, sakın kapıyı da açma" dedi. Fidan'ın konutu çevresinde bulunan FETÖ'cü polisler, dönemin emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazım Aksoy, Yurt Atayün ve Serdar Bayraktutan'ın talimatıyla oraya gönderilmişti. 

Ameliyatını erteleme kararı alan Erdoğan'ın "Sakın ifadeye gitme" demesinin üzerinde bir saat bile geçmeden, Hakan Fidan'ı gözaltına almak üzere bekleyen FETÖ'cüler karşılarında Özel Harekât timlerini buldu. FETÖ'cü polislerin çevresi Özel Harekât timlerince sarılmıştı. Bu timlere 'vur' emri de verilmişti. 

Zoru gören FETÖ üyeleri, çatışmayı göze alamayarak geri çekildi. Oslo görüşmelerinin sızdırılan ses kaydı üzerinden önce Hakan Fidan'ı gözaltına almayı, ona sorguda "Talimatları Başbakan'dan aldım" şeklinde ifade imzalatmayı amaçlayan FETÖ, ameliyatı sonrası Başbakan Erdoğan'ı da tutuklamayı planlıyordu. 

MİT mensupları daha birkaç ay önce, FETÖ'cü polislerin Erdoğan'ın çalışma ofisi ve konutuna yerleştirdiği dinleme cihazlarını bulmuştu ve casuslukta tüm izler Pensilvanya'yı gösteriyordu. 

Abdullah Gül'ün "İfadeye git" demesine rağmen Erdoğan'ın Fetullahçı ihanet çetesine karşı açtığı savaş, ABD güdümlü istihbarat şebekesine geri adım attırdı. Dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili FETÖ'cü Fikret Seçen, Türkiye'yi sarsan krizi bir nebze yatıştırmak için KCK dosyasını Sadrettin Sarıkaya'dan alarak dosyayı İsmail Işık ve Adem Özcan adlı diğer FETÖ'cü savcılara tevdî etti.

Hükümet ise FETÖ'nün saldırılarına karşı MİT mensuplarını güvence altına almak için yeni bir MİT Kanunu hazırladı ve MİT mensupları hakkındaki soruşturma iznini Başbakan onayına bağlayan yasa teklifi 17 Şubat 2012'de TBMM'de kabul edildi. 18 Şubat'ta MİT görevlileri hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.

Türkiye'yi çepeçevre kuşatan Fetullahçı Terör Örgütü'ne karşı Millî Mücadele daha yeni başlıyordu.

YUNANİSTAN'A KAÇMAK ÜZEREYKEN...

Nihaî olarak Tayyip Erdoğan'ı tutuklamak için önce Hakan Fidan'ı gözaltına almak isteyen FETÖ'cü Sadrettin Sarıkaya, 7 Şubat 2012'deki eyleminden 5 yıl sonra, Yunanistan'a kaçma hazırlığı yürüttüğü sırada 19 Şubat 2017 tarihinde İstanbul Kayaşehir'deki FETÖ hücre evinde yakalandı.

Sarıkaya'nın yanında FETÖ'nün Selam-Tevhid adıyla bilinen kumpasında görev almış eski savcı Adnan Çimen ile örgüt üyesi eski hakimlerden Dursun Ali Gündoğdu vardı. 

ÖNCESİ VE SONRASIYLA 7 ŞUBAT KRONOLOJİSİ

FETÖ'nün 7 Şubat kumpasına ilişkin hazırlanan iddianamede bu eylem, "FETÖ'nün seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yıkmaya yönelik ilk teşebbüsü" olarak nitelendiriliyor. Kumpasın öncesi ve sonrasındaki olaylar iddianamede şöyle sıralanıyor:

29 Ocak 2009: O tarihte başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Davos'ta "One minute" çıkışını yaptı. Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan, Ocak-Şubat 2010'da ilk kez Oslo görüşmelerine katıldı.

4 Mart 2010: Brüksel'de Adem Uzun, ses kayıtlarıyla birlikte gözaltına alındı.

10 Nisan 2010: Fidan ABD'deki İran nükleer görüşmelerine Türkiye'nin Şerpa'sı olarak katıldı.

16 Nisan 2010: Fidan, MİT Müsteşar Yardımcılığına getirildi.

24 Mayıs 2010: Hakan Fidan, MİT Müsteşarı oldu.

31 Mayıs 2010: İsrail Mavi Marmara gemisine saldırdı. Haziran ayında da Haaretz gazetesinde, "Mossad'ın Hakan Fidan'ın atanmasından rahatsız olduğu" yönünde haberler çıktı.

1 Ağustos 2010: İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Hakan Fidan'ın İran'a bilgi sızdırma ihtimalinden bahsetti.

12 Haziran 2011: Türkiye genel seçimleri yapıldı, AK Parti yüzde 46,66 oy oranıyla birinci parti oldu.

14 Temmuz 2011: PKK Silvan'da silahlı saldırı gerçekleştirdi.

13 Eylül 2011: MİT yetkililerinin PKK üyeleriyle Oslo'da yaptıkları bir görüşmeye ait olduğu iddia edilen ses kaydı internette yayımlandı. Yayımlanan ses kaydında, "Hakan Fidan'ın, Öcalan'la ve PKK'lılarla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla ve özel temsilcisi sıfatıyla görüştüğünü ifade ettiği" belirtildi.

16 Eylül 2011: Alp Kağan Polatkan, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığına ses kayıtlarına dair şikayet dilekçesi sundu ve ifadesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

19 Eylül 2011: Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan MİT görevlileri Hakan Fidan ve MİT Eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş hakkında şikayet dilekçesi verdi ve bu dilekçe de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

12-19 Ekim 2011: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması kapsamında savcı Adnan Çimen, Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği yazıda 1 Ocak 2010'dan 12 Ocak 2011'e kadar Öcalan'ın avukatlar ile arasında yapılan görüşmelerinin ses kayıtları ve ses çözümlerini istedi, 24 Ekim'de belgeler gönderildi.

22 Kasım 2011: Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın avukatlarına yönelik KCK operasyonu düzenlendi ve "polis birimlerinin örgütün bütün mail trafiğini ele geçirdiği, gözaltına alınanlar arasında avukat İrfan Dündar ve gazeteci Cengiz Kapmaz'ın da bulunduğu belirtildi.

25 Kasım 2011: İrfan Dündar serbest bırakıldı, Cengiz Kapmaz ise tutuklandı.

25-26 Kasım 2011: Erdoğan'ın ofislerine dinleme cihazları yerleştirildi ve Erdoğan o tarihte ameliyat oldu.

5 Aralık 2011: MİT'in haber elemanı Murat Şahin yakalanıp ertesi gün tutuklandı.

19 Aralık 2011: Cumhuriyet savcıları Sadrettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar, gizli tanık "Bahar"ın MİT'le ilgili 49 sayfalık ifadesini aldı.

19 Aralık 2011: İstihbarat Şube Müdürlüğünce, gazeteci Mustafa Özer'in de aralarında bulunduğu 66 kişi hakkında "PKK/KCK faaliyetleri" konulu yazı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildi.

20 Aralık 2011: PKK "basın komitesi" yapılanmasına yönelik soruşturmada çok sayıda kişi yakalandı. İstanbul'da Mustafa Özer'in aralarında bulunduğu 67 kişi gözaltına alındı.

22 Aralık 2011: Özer'in ifadesi alındı ve 23 Aralık'ta serbest bırakıldı.

26 Aralık 2011: Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Nuri Yiğit tarafından, müşteki Alp Kağan Polatkan tarafından şikayet edilen Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT görevlileri hakkındaki soruşturmanın 2011/3611 nolu sıraya kaydedilmesi ve bu numara üzerinden soruşturmaya devam edilmesi istendi.

27 Aralık 2011: MİT İstanbul Bölge Başkanlığınca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına "bilgi/belge talebi" konulu yazı gönderildi.

28 Aralık 2011: Uludere olayı yaşandı, hemen ardından FETÖ'ye mensup çevreler olayın mesuliyetini MİT'e yükleyen haberler yapmaya başladı.

28-29 Aralık 2011: MİT, Başbakanlık ofislerindeki dinleme cihazlarını buldu.

29 Aralık 2011: Azadiya Velat gazetesinin imtiyaz sahibi Menderes Öner'in MİT ile ilgili ifadesi alındı.

7 Ocak 2012: Seyfettin Akın, kundaklama eylemleri yaptığı gerekçesiyle yakalandı ve MİT ile irtibatı konusunda şüpheli olarak ifadesi alındı.

11 Ocak 2012: Müşteki Alp Kağan Polatkan'ın şikayetiyle ilgili takipsizlik kararı verildi.

12 Ocak 2012: İstanbul merkezli 11 ilde 67 adres için yakalama-arama kararı verildi.

13 Ocak 2012: DTP Diyarbakır il binasında yapılan aramada, Oslo görüşmelerine ait ses kayıtlarının bulunduğu harddiskin ele geçirildiği belirtildi.

13 Ocak 2012: Savcı Sadrettin Sarıkaya imzasıyla 19 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

16 Ocak 2012: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı müştekiler Alp Kağan Polatkan ve Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın şikayet dilekçelerinin aynı evrakta soruşturulmasına karar verdi.

27 Ocak 2012: Savcı Sarıkaya TEM'e gönderdiği yazıda, "PKK'ya yönelik çalışmalar kapsamında bir kısım devlet görevlileriyle ilgili gizli tanıklarla soruşturma şüphelileri Cengiz Kapmaz, İrfan Dündar, Mustafa Özer ve Menderes Öner'in önemli beyanlarda bulunduklarını" belirterek gerekli araştırmanın yapılmasını istedi.

31 Ocak 2012: Bazı MİT yetkililerinin kullandıkları telefon hatları tespit edildi ve 3 ay süreyle dinlenilmesi kararı alındı.

3 Şubat 2012: DTP Diyarbakır il binasında ele geçirilen harddisk, Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürlüğüne imaj alınması maksadıyla gönderildi.

4-5 Şubat 2012: İstanbul Emniyet Müdürlüğü, harddiskte yer alan ses kayıtlarının çözümünü yaptı.

7 Şubat 2012: Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile istihbarat çalışanları Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı.

 

İfadeye çağırma işleminin ardından yaşananlara ilişkin kronoloji şöyle devam ediyor.

8 Şubat 2012: İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün görevden alınarak yerine Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse getirildi.

8 Şubat'ta 2012: 22 kişi tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, Erdoğan ve MİT görevlileri hakkında 18 sayfalık dilekçeden oluşan suç duyurusunda bulunuldu.

9 Şubat 2012: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen imzasıyla 22 kişinin dilekçesine ilişkin dosya ile Alp Kağan Polatkan ve Bolu Milletvekili Tanju Özcan tarafından verilen dilekçeye konu soruşturmaların birleştirilmesine karar verildi.

10 Şubat 2012: Kolluk birimleri, MİT personeli Hüseyin Emre Kuzuoğlu ve Yaşar Hakan Yıldırım'ın yakalanması amacıyla MİT Bölge Başkanlığına (Beşiktaş) gitti.

10 Şubat 2012: Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya imzasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen talimat yazısı doğrultusunda MİT Müsteşarı Hakan Fidan şüpheli olarak Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen tarafından telefonla ifadeye çağrıldı.

10 Şubat 2012: Savcılar Sadrettin Sarıkaya ve Adem Özcan imzasıyla MİT görevlileri hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

11 Şubat 2012: MİT görevlilerini ifadeye çağıran Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya soruşturmadan alındı.

13 Şubat 2012: Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan imzasıyla MİT'e gönderilen yazıda, Mustafa Özer, Menderes Öner, Seyfettin Akin, Cengiz Kapmaz, Murat Şahin'in kurumla ilişkileri ve irtibatlarının bulunup bulunmadığı, yardımcı istihbarat elemanı/haber elemanı gibi bir görevlilerinin olup olmadığı soruldu.

13 Şubat 2012: Savcı Bilal Bayraktar imzasıyla Emre Taner, Fatma Afet Güneş, Hakan Fidan, Hüseyin Emre Kuzuoğlu ve Yaşar Hakan Yıldırım'ın "Örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçu açısından evrakın soruşturma defterinin 2012/483 sayılı numarasına ayrıldı.

13 Şubat 2012: www.fıratnews.com isimli internet sitesinde Zübeyir Adar'ın "PKK-MİT görüşmeleri polis sızdırdı" konulu haberin tespit tutanağı yapıldı.

17 Şubat 2012: MİT Kanunu TBMM'de değiştirildi ve soruşturma izni Başbakanın iznine bağlandı.

18 Şubat 2012: MİT görevlileri hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı.

20 Şubat 2012: Savcı Bilal Bayraktar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği yazıda MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadesinin alınmasına ilişkin talimatın iade edilmesi istendi.

23 Şubat 2012: Soruşturma belgeleri, fezleke ve ekleri 5 torba içerisine 23 klasör olarak Başbakanlığa gönderildi.

11 Nisan 2012: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Cumhuriyet Başsavcıvekili Hüseyin Görüşen imzasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, soruşturma için Başbakanlıktan izin alınıp alınmadığı soruldu.

18 Mayıs 2012: Savcı Bayraktar, Başbakanlık'tan izin talebinde bulunulduğunu bildirdi.

14 Eylül 2012: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, dosya hakkında yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği bildirildi, soruşturma dosyasının kısıtlanmasına karar verildi.

30 Ocak 2013'te Başbakanlık, MİT görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verdi.

22 Mart 2013'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi.

TRHABER

banner205

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.