"Enflasyonun kademeli olarak azalacağını ve hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz"
Şahap Kavcıoğlu, para politikası duruşunun sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda belirleneceği bir görünüm altında, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla enflasyonun kademeli olarak azalacağını ve hedeflere yakınsayacağını öngördüklerini ifade etti.
Enflasyon yükseldikçe enflasyon beklentilerindeki dağılımın açıldığını dile getiren Kavcıoğlu, dolayısıyla enflasyonun tahmin edilebileceği aralığın genişlediğini, bu durumun tahmin patikasına da yansıtıldığını söyledi.
Kavcıoğlu, enflasyon tahminlerini de paylaşarak, "Enflasyon tahmin aralığımızın orta noktaları 2022 yılı sonunda yüzde 42,8, 2023 yıl sonunda yüzde 12,9 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 8,3 seviyelerine tekabül etmektedir. Böylece 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 19,6 puanlık güncellemeyle yüzde 23,2'den yüzde 42,8'e yükselttik." dedi.
Tahminlere etki eden faktörlere de değinen Kavcıoğlu, şöyle devam etti:
"Bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 5,5 puan artırırken, gıda fiyatları varsayımındaki artıştan 2,8 puan katkı gelmektedir. Diğer yandan, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar, büyük ölçüde alkol-tütün fiyatları ile elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artış kaynaklı olarak yıl sonu enflasyon tahminini 2,1 puan yukarı çekerken başlangıç koşullarındaki güncellemenin enflasyon ana eğilimine katkısı tahminler üzerinde 9,3 puan artışa neden olmuştur. Ayrıca çıktı açığındaki güncellemenin ise tahminlerimize 0,1 puan aşağı yönlü katkısı olmaktadır."
Kavcıoğlu, "2023 yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 8,2'den yüzde 12,9'a yükselttik. Başlangıç koşullarındaki güncellemenin enflasyonun ana eğilimine etkileri, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 1,9 puan artırmaktadır." ifadelerini kullandı.
Öte yandan gıda enflasyonu varsayımındaki güncellemenin, tahmini 0,7 puan yukarı çektiğini aktaran Kavcıoğlu, Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarının tahmine 2,2 puan yükseltici yönde katkıda bulunduğunu, çıktı açığındaki güncellemelerin ise 0,1 puan düşürücü yönde etkilediğini vurguladı.
Kavcıoğlu, şubat ayında çatışmaya dönüşen jeopolitik risklerin, Kovid-19 salgınının ardından tedarik zincirindeki aksamaların artmasına, arz kısıtlarının yeniden kötüleşmesine neden olduğunu söyledi.
Çin'de artan vaka sayıları neticesinde alınan karantina önlemlerinin genişletilmesinin arz sürekliliğindeki bozulmayı derinleştirdiğine dikkati çeken Kavcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmanın, başta Avro Bölgesi olmak üzere, küresel ekonomiyi emtia fiyatları, tedarik ve ticaret kanallarıyla etkilemesi küresel büyüme görünümü üzerindeki riskleri artırmaktadır. Bu doğrultuda ticaret ortaklarımızdaki büyüme beklentileri de önceki rapor dönemine göre aşağı yönlü güncellenmektedir."
Salgın sürecinde tedarik problemleri nedeniyle artan enflasyonun, jeopolitik risklerin artışını takiben bu kez emtia fiyatları kanalıyla yükseldiğini dile getiren Kavcıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Bölgesel çatışmaların tetiklediği güçlü negatif arz şokları, küresel ham madde fiyatlarında büyük artışa yol açmıştır. Dünya genelinde gerek manşet gerekse çekirdek enflasyon oranları yüksek seviyelere ulaşmıştır. Salgının etkilerinin zayıflamasıyla ortadan kalkması beklenen arz ve tedarik sorunları henüz düzelme eğilimine girmedi. Aynı zamanda jeopolitik riskler de bahsedilen kanallarla, enflasyonu olumsuz etkilemeye devam etmiştir."
Kavcıoğlu, yurt içi makro ekonomik görünüm konusunda da bilgi vererek, Türkiye'nin 2021 yılının dördüncü çeyreğinde OECD ülkeleri arasında net ihracatı yıllık büyümeye en fazla katkı yaptığı ülkeler arasında yer aldığını bildirdi.
Bu yılın birinci çeyreğine ilişkin verilerin, iktisadi faaliyetin kompozisyonundaki iyileşme eğiliminin devam ettiğini gösterdiğini anlatan Kavcıoğlu, bu dönemde, iç talebin bir miktar ivme kaybetmekle birlikte üretimin, dış talebin katkısıyla, gücünü koruduğunu ifade etti.