Üretici sıfırı tüketiyor
Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de tarım ve hayvancılık sıfırı tüketiyor. Artan maliyetlere karşı çiftçi ve hayvancıların korunmaması sonucu süt veren hayvanlar kesiliyor.

Türkiye’de birçok sektörde ciddi krizlere neden olan ekonomik sorunlar tarım ve hayvancılık sektöründe de üretimi giderek zorlaştırıyor. Tarım ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikalar nedeniyle zor düşen çiftçi ve hayvancılar, artan maliyetlere dayanamaz hale geldi. Özellikle de süt üretimini etkileyen bu olumsuz tabloya karşı Anadolu’da birçok çiftçi süt veren hayvanlarını kesmek zorunda kaldı.  2018 yılından bu yana ciddi bir kriz yaşayan süt üreticileri, devletin yem-süt paritesini dengeli bir şekilde belirlemesini bekliyor. Türkiye’deki hayvansal üretimin sorunlarına ilişkin Millî Gazete’ye bilgi veren çiftçi Mahmut Gencer, tarım ve hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu krizi anlattı.

“ÜRETİCİ, ARTAN MALİYETLERE YETİŞEMEZ HALE GELDİ”
Tarım ve hayvancılık sektöründe 2018 yılından bugüne ciddi bir kriz olduğunu belirten çiftçi Mahmut Gencer, “Önceden 3-5 ineği satıp günü kurtarmaya çalışanlar şu an ayakta kalamadığı için, borç batağına saplandığı için sektörü bırakıyor. Barajın duvarının yıkıldığını düşünün, işte sektör öyle suyun boşaldığı gibi boşalıyor. Barajın susuz kaldığı gibi sektör de hayvansız kalıyor. Süt üreticisinin umudu kalmadı, üretici artan maliyetlere yetişemez hale geldi. Hiç kimse değil 1 yıl, değil 1 ay, 1 hafta sonrasını bile göremez oldu. Herkes ‘yarın yeme, mazota, gübreye kaç TL zam gelecek’ diye düşünür oldu. Önceleri ayda 2-3 TL zam gelen yem, son haftalarda artık 20-30 TL zamlanır oldu” ifadelerini kullandı.

“SÜTE YILDA 1 ZAM GELİR, YEME İSE YILDA SAYISIZ ZAM YAPILIYOR”
Mahmut Gencer, yem fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, “Aralık 2021’den bu yana gelen ilave zamlarla beraber yemin çuvalı şu an 300 TL’ye geldi ve haftaya yeni zamlar geliyor. Muhtemelen çiğ süte zam gelince yemlere bir daha zam gelecek. Tahminim, yemin çuvalı 350 TL’yi görecek. Çünkü bu döngü hiç şaşmaz, süte zam gelirse yeme de zam geliyor ama yem zammı her zaman en öndedir. Fakat süte yılda 1 zam gelir, yeme ise yılda sayısız zam yapılıyor. Çiğ süt fiyatı için Ulusal Süt Konseyi diye bir konsey kuruldu. Bu konseyde masa 4 ayaktan oluşuyor, yem sanayi, süt sanayi, üreticiyi temsilen birileri ve bürokratlar. Bu konseyin görevi üreticiyi korumak. Ancak her ne hikmetse bir bu konseyin bir faydasını göremedik” şeklinde konuştu.

“ÜRETİCİ İŞTE BÖYLE EZDİRİLİYOR”
n Mahmut Gencer, yem-süt paritesinin dengelenemediğini belirterek, “Eski Bakan Bekir Pakdemirli görevi boyunca süt/yem paritesinin 1,30 olması gerektiğini savundu. Yani ‘1 lt süt ile 1,3 kg yem alınabilirse’ üretici bu işi istikrarlı bir şekilde yürütebilir dendi. Ama maalesef USK verilerine göre bile 2021 yılında ortalama parite 1,03 olarak gerçekleşti. Aralıkta yapılan süt zammında bile parite ancak 1,17 olabildi. Peki, yıl boyu 1,03 olarak gerçekleşen bu paritede yüzde 27’lik kayıp neden üreticinin omzuna yüklendi? Bu enflasyonun/krizin tek sorumlusu üretici mi? Bugün parite 0,80, 1,30 nerede 0,80 nerede. Türkiye’de hangi tüccar, esnaf, sanayici, yemci, sütçü yüzde 40 zararla iş yapar? Üretici işte böyle ezdiriliyor” diye konuştu.

KAYNAK: MİLLİGAZETE