- Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni İzzet Eker:
- "2013 yılından beri yazmış olduğumuz kitaplar, hazırlamış olduğumuz yardımcı kaynaklar her yıl 400-500 bin öğrencinin eline değdi, evlerine, okullarına ulaştı. Bu bize büyük bir mutluluk kaynağı"
Konya'da geçirdiği trafik kazasından sonra omurilik felci olan ve yaşamını tekerlekli sandalyede devam ettiren öğretmen İzzet Eker, 2013 yılından beri yazdığı kitaplarla milyonlarca öğrenciye ulaştı.
Öğretmenliğinin 3. yılında geçirdiği trafik kazası sonrası omurilik felci olan ve yaşamını tekerlekli sandalyede devam ettiren 42 yaşındaki din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni İzzet Eker, hayata küsmedi. Eker, tekerlekli sandalye dolayısıyla "sürekli oturma hali"ni kitap yazarak değerlendirdi.
Hayatını öğretmenlere ve öğrencilere fayda sağlamaya adayan İzzet öğretmenin kurduğu internet sitesi ve 2013 yılından beri yazdığı kitaplar, her yıl yaklaşık 400-500 bin öğrenciye kaynak oldu.
Halise Güney Ortaokulu'nda müdür yardımsı olan Eker, AA muhabirine, 2006 yılında trafik kazası geçirince, görev yaptığı Gaziantep'ten memleketi Konya'ya tayin olduğunu, 15 yıldır Seydişehir ilçesinde görev yaptığını söyledi.
Kazadan sonra öğretmenlik mesleğine tutkuyla bağlandığını, engelini bir fırsat olarak gördüğünü vurgulayan Eker, "Kazadan sonra hayatımın çoğu bilgisayar başında geçtiği için 'Faydalı işler yapmalıyım. Ne yapabilirim' dedim. 2010 yılında izzeteker.com isimli bir internet sitesi kurdum. İnsanlara bir şekilde faydalı olmaya çalıştım. 2013 yılından itibaren 'ekertest' ve 'Dinlendiren Defter' markasıyla ülkemizdeki öğrencilere, öğretmenlere bir imkan sağladık, faydalı olmaya çalıştık. Bu kaynaklarımız 2013 yılından itibaren tüm Türkiye'de en çok sevilen, en çok kullanılan din kültürü kaynak kitapları arasına girdi. Bu gurur da bize yetiyor." ifadelerini kullandı.
Kaynak kitaplarının hem öğretici hem de eğlendirici bulunduğunu dile getiren Eker, din kültürü ve ahlak bilgisi alanında en çok satan kaynak kitaplar arasında olduğunu, öğrencilerin de hem ismini hem de içeriğini çok sevdiğini vurguladı.
Eker, 2010 yılında kurduğu internet sitesinin de çok sevildiğini ve kitap yazmak için kendisini cesaretlendirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu sitede ürettiğimiz materyallerle insanlar bizi tanıdı, güvendi ve sevdi. 2013 yılında TEOG sınavından önce test hazırlamaya başlamıştım. O yıl ilk kitaplarımız çıktı. Resimli, rengarenk, öğrencilerimizin çok hoşuna giden, sempatiyle karşılanan test kitaplarıydı. Amatör başladık bu işe, bir ev ortamında başladık. Amatör bir şekilde de bir süre devam ettik ama baktık ki insanların talepleri çok, her yıl daha da profesyonelleştik. 2015 yılında 5-6-7 ve 8. sınıflar için ilk defa 'Dinlendiren Defter'lerimiz ortaya çıktı. Bunlar da öğrencilerimizden çok yoğun ilgi gördü. Her sene biraz daha geliştirdik bugüne getirdik. Bana 'Hocam sizin arkanızda dev bir ekip mi var, nasıl yapıyorsunuz' diyorlar. Dev bir ekip falan yok. Bu kitapların tasarımını, A'dan Z’ye her şeyini kendim yapıyorum. Bazen destek aldığım arkadaşlarım oluyor, Allah razı olsun ama kitabın yüzde 90' ı kendi emeğim diyebilirim."
- "Engeli bir basamak olarak gördüm"
Seydişehir'de bir öğretmen olarak Türkiye'nin her bölgesinden öğrenciye ulaşmayı başarmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden Eker, "2013 yılından beri yazmış olduğumuz kitaplar, hazırlamış olduğumuz yardımcı kaynaklar her yıl 400-500 bin öğrencinin eline değdi, evlerine, okullarına ulaştı. Bu bize büyük bir mutluluk kaynağı. Hesapladığımızda 8-9 yıllık bir zaman dilimi içerisinde milyonlarca öğrenci bizim kitaplarımızdan faydalandı, bize dua etti. Biz de bu dualar sayesinde her yıl üzerine koyarak çalıştık, kendimizi geliştirdik, daha güzel kitaplar ortaya çıkardık." diye konuştu.
Son nefesine kadar öğretmenlik mesleğini sürdürmeyi istediğini anlatan Eker, şunları kaydetti:
"Bu ürettiğimiz kaynakların, yaptığımız materyallerin kesintisiz bir şekilde devam etmesindeki en büyük sebeplerden biri, öğretmenliğe, öğrencilere olan sevdamız, öğretmen arkadaşlarımıza olan bağlılığımızdır. Nefesim, ömrüm yettikçe bir şeyler üretmeye devam edeceğim. Kazadan sonra 'Engelli oldum' diye kendimi bir kenara çekmedim, hayata küsmedim, yılmadım. Aksine engeli bir basamak olarak görüp onun üzerinden yükselmeye çalıştım. Yani, engelim benim hayatımı bir şekilde yönlendirdi. Belki ben bu kazayı geçirmesem ne kitap yazacaktım, ne test yazacaktım, ne de site kuracaktım. Kazadan sonra Allah bana farklı bir kapı açtı, beni farklı yönlere kanalize etti. Bu vesileyle farklı insanlarla tanıştık, pek çok insanın duasını aldık. Herkes 'Allah razı olsun' diyor. Bu bize yetiyor. Engeli çok sorun etmiyorum, dert etmiyorum. Amacım son nefesimi verinceye kadar insanlara faydalı olmak. Pek çok öğrenci teşekkür mesajı gönderiyor. video çekiyor. Bu bize gurur vesilesi. Ben bunu trafik kazasına borçluyum. Belki bu kaza olmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı."