Etrafına anlamsızca baktı küçük Emre. Neler olup bittiğini anlamak istiyordu. Babaannesinin elleriyle dizlerine vurarak ağlamasını annesinin bir köşede yığılıp kalması anlamlandıramamıştı.
Her şey akşam yemeğinde gelen telefonda olmuştu. Karşıdakinin söyledikleri dedesinin gülen yüzünü soldurmuştu. Kaşık seslerini, ağıt sesleri almıştı.
-Murat’ım evimize böyle mi gelecektin. Yavrum kokuna doyamadık daha.
Bir anda komşularla dolmuştu evleri Küçük Emre bir köşede oyuncağını kucaklamış oturuyordu. Gelenlerin oturmadan önce başını okşaması onu rahatsız etmişti. Babasının izne geldiğininde aldığı oyuncağa daha sıkı sarıldı. Annesini görmek istiyordu. Kalabalığın içinden annesini buldu. Yarı baygın olan annesinin dizinde uyuyakaldı. Sabah uyandığında kalabalık daha da bir artmıştı. Eve sığmayan insanlar bahçeye taşmıştı. Küçük Emre annesinin yanına koştu.
-Anne kim geliyor?
-Baban geliyor oğlum şehidimiz geliyor.
Babam mı? Koşarak bahçeye çıktı. Babasıyla birlikte diktiği şeftali ağacının yanına gitti. Babasına : Ne zaman askerden geleceksin? Diye sorduğunda. “şeftali ağacımız çiçek açtığında” demişti
-Hani daha çiçek açmamış ki babam neden geliyor dedi Küçük Emre.
Dedesinin yanına gitti.
-Dede şehit nedir?
-Şehit, Allah’ınçok sevdiği kullarını ulaştığı mertebedir. Vatan uğruna canını vermektir oğlum
-Neden ağlıyorsunuz peki.
-Onu bir daha göremeyeceğimiz için.
-Babamı bir daha göremeyecek miyiz?
Dedesi boynunu bükünce Küçük Emre ağlamaya başladı.
-Ben babamı istiyorum şehit olmasını istemiyorum diyerek şeftali ağacına doğru koştu sıkı sıkı sarıldı ağacına babasına sarılır gibi. Ağladı, ağladı, ağladı
Sonra bir ses duydu.
-Oğlum, neden ağlıyorsun
-Baba, neredesin. Seni göremeyecekmişim bir daha. Sen öldünmü ?
-Ben şehit oldum. Şehitler ölmez oğlum
-Neredesin ama, seni göremiyorum baba
-İyi bak oğlum. Ağacımızın arkasındayım.
Emre, şeftali ağacının arkasına doğru eğildi. Babası oradaydı koşup sıkı sıkı sarıldı.
-Herkes seni bir daha göremeyeceğimi sanıyor. Hadi gidelim baba onlarda seni görsünler.
-Beni onlar göremez oğlum. Ama sen ne zaman beni görmek istersen burada olacağım.
-Beni yine bırakacak mısın dedi Emre ağlayarak.
-Seni hiç bırakmayacağım oğlum. Sen beni özlediğinde buraya gel ben hep burada olacağım. Sana istediğinde cevap vereceğim.
Emre sıkı sıkı sarıldı babasına. Uyandığında dedesinin kucağındaydı. Etrafta babası gibi askerler vardı. Onların da gözleri yaşlıydı.
Emre dedesinin kucağından indi. Askerlerden birinin yanına geldi.
-Üzülme babam ölmedi. Onu görmek istiyorsan onunla konuş, o seni duyacaktır. Babam ölmedi. Çünkü şehitler ölmez. Dedi.