Selçuk Üniversitesi Mühendisi Koray YILDIRIM araştırdı ve yazdı.
90lı yıllar Çarşamba Irmağı (Irmaklı Köyü köprüsü artık bu manzarayı göremezsiniz, insan eliyle yok oldu)
Göller ve akarsular insanların faydasına sunulan ve milyonlarca yıl içerisinde şekillenerek oluşan canlı ekosistemlerdir. Su,bütün canlıların yaşamkaynağıdır. Suyun olduğu her yerde de biyolojik çeşitliliğin zengin olduğu görülür. Bir ekosistemde canlıların yaşam döngüsü içerisinde birbirleri ile doğal dengeye bağlı kalınarak, türlerinin devamlılığı sağlanmaktadır. Bu hassas dengeye bağlı olarak,dünyada sadece bu ekosistem içerisinde bulunan endemik canlı türlerinin de bulunuyor olması bu ekosistemi çok daha değerli kılar.
Bu özellikleri barındıran en önemli ekosistemlerden bir tanesi,yakın zamana kadar bölgemizde bulunmaktaydı. BunlarBeyşehir gölünden çıkan Çarşamba Irmağı ve Suğla gölü havzasıdır.
90lı yılların başına kadar Çarşamba Irmağı ve Suğla gölü havzası, dünyada sadece bu alanlarda yaşayan endemik türler olan Yağ balığı, Göğce balığı ile Sıraz balığı, Kızılkanat balığı, Sazan balığı, Kaya balığı, Yılan balığıgibi pekçok balık türünü barındırdığı ve yine çok çeşitli su kuşlarının konakladığı önemli su alanlarından biriydi.
Bu alanlardaki ekosistemi bozan ilk müdahaleler önce ekosisteme ait tür olmayan Levrek balığı, Kadife balığı ve Çin Sazanı balıklarının bu sulara salınmasıyla başlamıştır. Daha sonraki adımda ise yine bu canlıların yaşamalanları olan Çarşamba ırmağının ana kolu betonlaştırılarak sulama kanalına dönüştürülmüş, Suğla gölü etrafına ise set çekilmiştir. Toros dağlarınıneteklerinde bulunan, ilkbahar aylarında yağışlarla birlikte patlayan başta Alagöz ve diğer su kaynakları olmak üzere yağ balığının önemli üreme alanları ile Suğla gölü arasına set yapılarak balıkların üreme alanları daraltılmış, mevcut dar alanlardaki yoğun avlanma sonrasında da balık türlerinin yok olmasına sebep olmuştur. Bir zamanlar Suğla gölünü besleyen derelerde elle bile tutulabilecek yoğunlukta Yağbalığı yavrusu görülmekteydi. O zamanlar kim derdi ki bu balık türünün kısa sürede yok olacağını.
Bu türler yok olmuştur ama kalan balıklar ve diğer canlı türleri için tehditler halen devam etmektedir. Şimdilerde ise Beyşehir ilçesi şehir merkezinin ve organize sanayisinin atık sularının arıtılmadan betonlaştırılmış sulama kanalına verilmesi ile beton kanala bağlı olan Çarşamba ırmağında(Halen Irmaklı, Gevrekli, Bostandere, Karabulak, Boyalı, İncesu, Bağra köylerinden geçen doğal yapısı bozulmamış ırmak sistemi) zaman içerisinde aşırı kirlenmeye sebep olduğu gözlenmektedir. Giderek artan bu kirlilik halen içerisinde barındırdığı son balıkve canlı türlerine yeni bir tehdit oluşturmaktadır. Kısa sürede bu alanlar için önlem alınmazsa bugün Çarşamba Irmağı ve Suğla Gölünde geri dönüşü olmayan aşırı kirliliğe bağlı olumsuz sonuçlar görülmesi kaçınılmazdır.
En kısa zamanda bu alanlarda kirliliğin önüne geçmek için önlemler alınması gerekmektedir. Uygulanacak en etkin önlem, Beyşehir ilçe merkezi ile organize sanayisi için atık su arıtma tesisinin kurulması olacaktır. Ayrıca, acil önlemler kapsamında da Gevrekli mevkiinde bulunan beton kanaldan Çarşamba ırmağına su verilen kısımda kirli suyun Çarşamba ırmağına karışmasını önleyen gerekli proje çalışmalarının kısa sürede DSİ tarafından yapılması gerekmektedir.
Düşünün, milyonlarca yıl içerisinde oluşan ve içerisinde insan için pek çok faydalı unsuru barındıran bu ekosistem, insanların müdahaleleriyle bir anda geri dönüşü imkânsız olumsuz sonuçlar doğuruyor. Tertemiz sular kirletiliyor, doğal alanlar betonlaştırılıyor, canlıların yaşam alanlarına set çekiliyor. Ekosistem zaman içerisinde can çekişiyor. Kısa zamanda buralarda önlem alınmazsa Çarşamba ırmağı ve Suğla gölü ekosisteminin içerisinde barındırdığı tüm canlılarla birlikte ölmesi kaçınılmazdır. Milyon yaşındaki bir eser yok ediliyor.
Gelişmiş ülkelerde bu tür ekosistemler devletin doğa koruma birimleri tarafından sürekli olarak sıkı bir denetim ile gözetlenerek korunmaktadır. Bizde ize maalesef devlet eliyle bu ekosistemin yok edildiği görülmektedir.
Günümüzde yağışların azalması sebebiyle su için dua ediyoruz, ama bir yandan da temiz su kaynaklarını kirlenmesine sebep oluyoruz veya seyirci kalıyoruz, bu durum çok tezat.
Çarşamba ırmağı ve Suğla gölü havzasında kirliliğin tespiti ve gerekli önlemlerinalınması için başta Seydişehir Kaymakamlığımız ve Seydişehir Belediye Başkanlığımızın öncülünde ilgili kamu kurumları ile çalışma yapmaları bu amaca yönelik çok önemli bir adım olacaktır.
Kirlenmenin her sene daha da artıyor olması, ziraatla uğraşan bu sularla tarlalarını ve bahçelerini sulayan, suyla sürekli temas halinde olan bölge köylerin insanlarında da endişe oluşturmaktadır.
Seydişehirliler olarak bu sulak alanlarımıza sahip çıkmalıyız, kirlenmesine karşı duyarlı olmalıyız. Bu coğrafya geçmişimizin değil gelecek nesillerimizin bize emanetidir.
90lı yıllar Çarşamba Irmağı (Irmaklı Köyü köprüsü artık bu manzarayı göremezsiniz, insan eliyle yok oldu)