banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

ŞEHR-İ DİYARBAKIR’DAN FETİH ÇOŞKUSU TÜM DÜNYA’YA YAYILDI

ŞEHR-İ DİYARBAKIR’DAN FETİH ÇOŞKUSU TÜM DÜNYA’YA YAYILDI 

28 Mayıs 2021
ŞEHR-İ DİYARBAKIR’DAN  FETİH ÇOŞKUSU TÜM DÜNYA’YA YAYILDI

Yaptığı çeşitli organizasyonlarla milletimizin gönlüne dokunan Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Peygamberler ve Sahabeler şehri Diyarbakır’ın Fethinin 1382’nci yılını özel bir programla kutladı. Salgın nedeniyle dijital platformlarından yayınlanan program ile Fetih ruhu dünyaya yayıldı.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD), geleneksel olarak düzenlendiğiPeygamberler ve Sahabeler şehri Diyarbakır’ın Fethi programını bu yıl online olarak gerçekleştirdi. Naat ve ezgi dinletileri, Diyarbakır’ın Fethi belgeseli gösterimlerinin yapıldığı program AGD TV ve TV5 ortak yayını ile izleyicilerle buluştu.  Program tarih boyunca dünyanın bütün coğrafyalarında dini, vatanı, bayrağı ve diğer mukaddes değerleri uğruna mücadele verirken can veren yiğitlerin şehâdetlerini yeniden hatırlattı.

Etkinlikte, Diyarbakır'ın fethiyle İslam'ın Anadolu ve Avrupa'ya yayıldığına dikkat çekildi. Etkinlikte İslam'ın fethe verdiği yer ve öneme de değinildi.

 

Dr. Öğretim Üyesi Rıfat Ablay’ınKur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, AGD Genel Başkanı Salih Turan, Şevket Uzun’un Diyarbakır’ın Fethi ile ilgili sorularına cevap verdi.

 

TURHAN; “NESİLLERDEN NESİLLERE TAŞINAN FETİH RUHUDUR; DİYARBAKIR’IN FETHİ”

Bu programları, Diyarbakır’ın Fethini düzenlememizde ve buna dikkat çekmemizdeki asıl gaye şudur; Rahmetli Erbakan Hocamız, hepimize meselelere nasıl bakmamız gerektiğini öğretti. Güncel meselelere boğulmadan, hakikati merkeze alan, Hak-batıl mücadelesini insanımıza nasıl aktarmamız gerektiğini öğreten bir yol haritası ortaya koymuş oldu. Bizlerde fethi anlatırken sadece bir kronoloji bilgisiyle değilde, hakikati merkeze alan bir bakışla aktarmanın yol haritasını ortaya koymuş olduk. İşte Diyarbakır’ın Fethi; Mekke’nin Fethi, İstanbul’un Fethi, Kudüs’ün Fethi gibi bizim nesillerden nesillere aktaracağımız, nesillerden nesillere taşıyacağımız çok önemli bir fetih programıdır.

 

Biz bu programı bundan 7 yıl önce gündeme getirdiğimiz vakit niçin bunu gündeme getiriyorsunuz dediler.  Hatırlayın Diyarbakır yoğun bir şekilde iki şeyle gündeme geliyordu; bir karpuzuyla, bir diğeri de bölgede yaşanan terör olaylarıyla.

 

Ancak öyle bir şehir ki 500’den fazla Sahabe Efendimizin meftun olduğu, şehadet şerbetini içtiği önemli bir şehir, önemli bir belde var karşımızda. Böyle bir fethin, böyle bir sahabe şehrinin, böyle bir peygamber şehrinin olduğu yeri gündeme getirmemek bizim üzerimde de bir vebal olurdu. Gündeme getirdikten sonra meselenin manasını, ruhunu anladıktan sonra hamd olsun iyiki gündeme getirmişsiniz, ne kadar önemli bir iş denilmeye başlandı.

 

TURHAN; “ANADOLU’NUN İSLAMLAŞMASI ADINA ÇOK ÖNEMLİ BİR FETİH; DİYARBAKIR’IN FETHİ”

 

Fethin önemini ifade etmek için şunu vurgulamak gerekir; Diyarbakır’a gelen ordu ne güzel bir ordu, İyaz bin Ganem komutasında 500’den fazla Sahabe Efendimizin geldiği ve 5 ay süren bir fetih süreciyle karşılaştığımız bir fetih. İstanbul’un Fethi’nden önce, Kudüs’ün Fethi’nden hemen sonra, Mekke’nin Fethi’nden 9 yıl sonra, Peygamberimiz(sav)’in vefatından 7 yıl sonra, Hz. Ömer Efendimizin talimatlarıyla gerçekleştirilen bir fetihtir. Bu fetih sadece bir şehrin, bir toprağın etrafının fethedilmesi değil,  Anadolu’nun İslamlaşmasına ve Dünya’daki birçok coğrafyadaki dengeleri harekete geçiren bir süreçtir. Diyarbakır’ın Fethi, İstanbul’un Fethini kolaylaştırmış oldu. Malazgirt Zaferi sürecini ona göre şekillendirdi. Bu açıdan İstanbul’un Fethi açısından önemli hem de Kudüs’ün Fethi’nden sonra bir devam fethi olması açısından önemlidir. Öbür taraftan Anadolu’nun İslamlaşması açısından çok çok önemli bir fetih olarak karşımıza çıkmış oldu. O açıdan biz bu kapıya sarılmak zorundaydık ve hamd olsun oradan çok büyük bereketler görmüş olduk.

 

Milli Görüş Hareketi; Malazgirt Zaferi, Diyarbakır’ın Fethi, İstanbul’un Fethi, Kudüs’ün Fethi, Mekke’nin Fethi, gönül coğrafyası açısından baktığımızda bunları merkeze alan bir bakışla, bambaşka bir yol haritası çiziyor insanımıza. Bunun sebebi kronolojiyi merkeze alan bir tarih anlayışı değil, ders alan bir tarih anlayışını ortaya koymasıdır.

 

TURHAN; “KARDEŞLİĞE ADANAN BİR PROGRAM; DİYARBAKIR’IN FETHİ”

 

Diyarbakır’ın Fethinin önemini anlamamız açısından şunu da ifade etmek isterim. Hem tarihi bir önemi var, hemde öte taraftan yıllardır Türkiye’de ve bölgemizde ırkçı çalışmaları öne çıkartan, bölgedeki kardeşlerimizle aramızda duvarlar örmek isteyen mekanizmaları ortadan kaldıracak bir adım olarak karşımıza çıkmış oldu. Bizim ümmetçi bir bakış açısında olduğumuzu, İslam Kardeşliğini merkeze aldığımızı, Allah’ın yarattığı her bir insanı muhatap kabul ettiğimizi, ben Müslümanım diyen herkesi de kardeş kabul ettiğimizi haykırmış olduğumuz bir program olarak şehri Diyarbakır’ın Fethi karşımıza çıktı. O açıdan kardeşliğe adanan bir programdır; Diyarbakır’ın Fethi.

 

TURHAN; “GENÇLERİMİZE FETHİN MANASINI ANLATIYORUZ”

 

Gençlerimiz Diyarbakır’ın Fethi’nden ve hatırlatmış olduğumuz diğer fetihlerden şu dersleri çıkarması gerekmektedir.  Biz gençlerimize kronolojik bilgisi öğretmeyi değil, esas itibariyle bir fetihteki manayı kavramsal olarak öğretmek, öbür taraftan bu fetihler niçin gerçekleştirildi, kilometrelerce ötelerden İslam orduları buraya neden fetih için geldiler bunu anlatmaya gayretindeyiz. Biz AGD olarak manayı öne çıkartarak, fethin kalpleri açmak, gönüllerin Allah’a açılması demektir. Kalplerin, gönüllerin hakikatle buluşması demektir. Batının ortaya koyduğu yerin üstünün işgali bakışıyla değilde, yer altı ve yer üstü kaynaklarının ele geçirilmesi değil de, yerin üstündeki insan kıymetinin daha çok yaşatmak, insanı öldürmek için değil, insanı diriltmekteki manayı ortaya konulmak için yapıldığını vurgulamaktayız. Şöyle bir baktığımızda Mekke’nin Fethi’nde savaş hukukunu Efendimiz(sav) ortaya çok net bir şekilde koymuştur. Nasıl olur da bu insanlar İslam ile tanışır, kalpleri güzellikle buluşur bakışını Efendimiz(sav) ortaya koymuştur. O fetih, Müslümanların savaş hukukunu da bizlere öğretmiştir. Sonra Kudüs’ün Fethi’nde, Diyarbakır’ın Fethi’nde, İstanbul’un Fethi’nde nasıl olurda o bölgedeki insanımız güzellikle buluşur bunun manasını ifade etmeye çalışıyoruz

 

.TURHAN; “DİYARBAKIR’IN FETHİ; KİM ALLAH’IN DİNİNE YARDIM EDERSE, ALLAH’TA ONA YARDIM EDERİ GÖSTERMİŞTİR.”

 

Diyarbakır’ın fethinde kilometrelerce uzaktan Allah’ın hükmü doğrultusunda gözümüzü kırpmadan gelebileceğimizi, çoluğumuzdan çocuğumuzdan vazgeçebileceğimizi ve bununla birlikte Allah’ın rızasını kazanabileceğimiz şehadete talip olabileceğimizi göstermemiz adına, İslam adına, din adına, vatan adına, kardeşlerimiz adına, hiçbir dengeyi, hiçbir şartı, hiçbir reel politikayı hesap etmeden yola çıkabileceğimizin tarifini bizatihi Diyarbakır’ın Fethi bizlere göstermiştir.

Diyarbakır’ın Fethi bizlere kim Allah’ın dinine yardım ederse, Allah’ta ona yardım ederi göstermiştir.

 

Diyarbakır’ın surları muazzamdır, aşılmazdır ancak Müslümanların da 'bu surlar aşılmaz, bu kale düşmez' diyerek gerisin geriye dönmeye niyetleri yoktur. Efendimiz(sav), Hendek harbinde bu şehrin fethini müjdelemiştir. O müjdeye müyesser olabilmek için İslam ordusunun askerleri fethe dair umutlarını yitirmezler. Beş aylık kuşatmanın sonunda Hakk’ın yardımı gelir. İslam ordusu surların önünde her gece sabahlamaktadır. Kumanya olarak her askere bir ekmek verilmektedir. Halid bin Velid'in payına düşen ekmek her gece kaybolmaktadır. Bu durumun sebebi merak edilir. Gece nöbet tutulur. Bakılır ki surların diğer tarafından gelen bir köpek ekmeği alıp küçük bir kanaldan içeri girmektedir. Hemen bu durum komutan İyaz bin Ganem'e haber verilir. Yüz kadar sahabeden oluşan bir kuvvet Halid bin Velid öncülüğünde bu kanaldan içeri girer. Bu sırada otuz kadar sahabe şehit olur. Halit bin Velid'in oğlu Süleyman da bu kuşatmada şehit olur. Nihayetinde Müslümanlar kapıları içeriden açmaya muvaffak olurlar. İslam ordusu açılan kapılardan içeri girer ve fetih müyesser olur. Burada neyi görmüş olduk; fetih için yola çıkanın yardımcısı Allah’tır. Bugün açısından gençlerimiz Allah’ın dinine yardım etmek için yola çıktıklarında hava şartlarını, ekonomik şartlarını hesap etmeden yola çıktıklarında Cenab-ı Allah’ın nasıl destekleyeceğini bizatihi inşallah görmüş olacaklardır.

 

.TURHAN; “DİYARBAKIR’IN FETHİ PROGRAMLARINI DÜZENLEMEYE BAŞLADIĞIMIZDA ÇOK GÜZEL OLAYLAR İLE KARŞILAŞTIK”

 

Diyarbakır halkının ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların bu fetih programlarına bakış açısına baktığımızda çok güzel örnekler ile karşılaşıyoruz. Çok duygulandığımız olaylar oldu. İlk gündeme getirdiğimizde bir şaşkınlık hali oldu. Tabi Diyarbakır’ı hiç görmeyen sadece televizyon ekranlarından takip eden gençlerimize, teşkilatlarımıza Diyarbakır’a gelirken bazı şartlar koyduk. Bunlardan bir tanesi gelirken vakti olan Diyarbakır’da bir köye uğrasın, orada insanımızla tanışsın. Diyarbakır’a geldiklerinde her bir teşkilat mensubumuz Diyarbakır esnafından alışveriş yapsın. Bakın bu iki mesele ile ilgili güzel örnekler ile karşılaştık. Birincisi Anadolu’dan Diyarbakır’a gelen kardeşlerimiz yol üzerinde bir köye uğruyorlar. Köyde bir evin kapısını çalıyorlar. Bir teyzemiz kapıyı açıyor. Bir bakıyor bir otobüs genç. Diyorlarki; ‘Teyze bizler İstanbul’dan Diyarbakır’ın Fethi programına geldik. Karnımız acıktı, bir şeyler atıştırmak istiyoruz. Bizlere yardımcı olur musunuz?’ Teyzemiz hiç tereddütsüz ‘tabi ki evlatlarım’ diyor. Bir anda köy halkı seferber oluyor. Civar köylerden erzaklar geliyor. ‘Biz sizi bırakmayız burada kalacaksınız. Eğer programa yetişecekseniz dönüşte kesinlikle evimize misafir olacaksınız’ diyorlar. Diyarbakır halkının misafirperverliğini orada insanımız görüyor. Ondan sonra şehirde teşkilat mensuplarımız alışveriş yapmaya başlıyorlar. Alışveriş yaparken liseli bir gencimiz ayakkabısını boyatıyor bir esnafımıza. Esnafımız gencimizin Diyarbakır’ın Fethi için İstanbul’dan geldiğini duyunca ayakkabı boyandıktan sonra gencimiz ücretini ödeyeceği vakit siz bizim misafirimizsiniz sizden ücret almam diyor. Yada bir otobüs gencimiz bir esnaf lokantasında yemek yedikten sonra kasaya geldiklerinde esnaf kardeşlerimiz ‘siz bizim misafirimizsiniz, Diyarbakır’ın Fethi için geldiniz, sizlerden ücret almayacağım’ diyor. Şehr-i Diyarbakır budur. Anadolu’nun kimyası budur. İslam’ın güzelliği, İslam kardeşliğinin fotoğrafı budur. İşte biz gençlerimize bu manayı vermeye çalışıyoruz. Gençlerimiz artık bu Fetih buluşmalarını iple çekiyorlar. O güzel beldeyi bir kez daha görsek diye yanıp, tutuşuyorlar. 1382 yıldır Diyarbakır Ulu Cami’nde kesintisiz yankılanan ezanın sesini duymak için özlem duyuyorlar.

ERGİN;“DİYARBAKIR TARİH BOYUNCA HUZUR, BARIŞ VE KARDEŞLİK BELDESİ OLMUŞTUR”

 

AGD Diyarbakır Başkanı Abdürrahim Ergin ise yaptığı konuşmada fetihlere imza atan İslam âlimleri ve komutanlarını hatırlattı.

 

Peygamberler ve Sahabeler şehri Diyarbakır’dan programı takip eden Türkiye’nin ve dört bir yanından kardeşlerimize selam olsun. Fethinden önce Bizans yönetimi tarafından zulümle yönetilen Diyarbakır, Sahabe Efendilerimizin 5 aylık bir kuşatmanın ardından barışçıl bir şekilde 27 Mayıs 639 yılında İslam toprağı haline gelmiş, böylece tarih boyu huzur, barış ve kardeşlik beldesi olmuştur. Diyarbakır, İslam coğrafyasının gözbebeği şehirlerden biridir. Çünkü Hendek Savaşı esnasında Efendimiz(sav)’in verdiği fetih müjdesi Halife Hz. Ömer’in kutlu emri, Sahabe Halid Bin Velid’in dehası ve Süleyman Bin Halid’in şehadeti surları aşıp Diyarbakır’a ulaşmış ve Diyarbakır’ın Ulu Cami’sinde 1382 yıldır ezanlar hiç susmamıştır.

Fetih esnasında 40 kadar Sahabe Efendimiz Diyarbakır’da şehit olmuştur. Fethinden sonra birçok sahabe Diyarbakır’da kalmıştır. Onlarında burada vefat etmesiyle Diyarbakır 500’den fazla sahabeyi bağrına basmış, mübarek bir şehir hüviyeti kazanmıştır. Diyarbakır sahabenin öğrencisi, Anadolu’nun öğretmenidir. Diyarbakır Fethi’nden önce de peygamberlere ev sahipliği yapmış mübarek bir beldedir. 7 Peygamber kabri ve 2 peygamber kabri Diyarbakır’da bulunmaktadır.

 

ERGİN; “ANADOLU VE AVRUPA’DA İSLAM TARİHİNİ, DİYARBAKIR’DAN BAŞLATMAYAN HER SÖZ EKSİKTİR.”

 

Diyarbakır’ın Fethi ile birlikte halk kendi isteğiyle Müslüman olmuş ve diğer inanç mensuplarıyla birlikte yüz yıllar boyunca huzur içerisinde yaşamaya devam etmişlerdir.

Diyarbakır’ın Fethi, Anadolu’nun İslamlaşması, İstanbul’un Fethi ve İslam’ın Avrupa’ya ulaşması yolunda çok önemli bir hamledir. Anadolu ve Avrupa’da İslam tarihini Diyarbakır’dan başlatmayan her söz eksiktir.

Diyarbakır’ın Fethi’ndeki inanç; Eyüp El Ensari’yi İstanbul’un surlarının önüne taşıyan, Selahaddin Eyyubi’ye Kudüs’ü haçlıların elinden alma gayreti veren, Fatih Sultan Mehmet’e İstanbul’un Fethi aşkını veren ve Çanakkale direnişini sağlayan bir inançtır. Kudüs, Mekke, Şam, Tahran, İstanbul, Saraybosna ve Diyarbakır İslam kardeşliğiyle birbirine bağlanmıştır. Renkler, diller ve ırklar bu kardeşliğe bereket katmıştır. Aynı sofralarda oturulmuş, aynı ekmek paylaşılmış ve aynı bayramlar kutlanmıştır. Düğünlerin sevinci, cenazelerin hüznü birlikte yaşanmıştır.

 

Günümüzde Emperyalist ülkeler tarafından İslam coğrafyasına çizilen yapay sınırlar ile birbirinden koparılmaya çalışılmaktadır. Mensubu olduğumuz Milli Görüş fikriyatı öteden beri İslam coğrafyasının bütünlüğünü savunmuştur. Bizler hangi renkten ve ırktan olursa olsun bütün Müslümanların kardeş olduğunu seslendiriyoruz. Bu bağlamda AGD olarak Diyarbakır’ın Fethini ilk defa 2013 yılında Türkiye’nin gündemine getirmiş ve o tarihten itibaren her yıl geleneksel olarak bu programı düzenliyoruz. Diyarbakır’ımız, Peygamberler ve Sahabeler şehridir. Bu yönüyle bilinmesi ve bu yönüyle hatırlanması gayretimiz devam edecektir.

 

 

 

 

 

DİYARBAKIR’IN FETHİ BELGESELİ: FETİH FETİH GELEN ZAFER

Programda AGD Genel Merkez Tanıtım ve Medya Komisyonu tarafından hazırlanan Diyarbakır’ın Fethi belgeseli izleyicilerle buluştu. Müderris Molla Sadullah Ergün, Araştırmacı Aziz Yatkın ve Şair-Araştırmacı-Yazar Mevlit Mergen Diyarbakır’ın Fethi ile ilgili yaşananları belgeselde aktardılar.

 

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN BİNLERCE KİŞİ İZLEDİ

Dünyanın dört bir yanından binlerce izleyicinin takip ettiği program,  Şevket Uzun’un sunumlarıyla gerçekleşti. Programda naat dinletileriyle Mesut Yürür ve Ezgi dinletileriyle Yusuf Didar gönüllerin pasını sildi. Programda Kudüs başta olmak üzere mazlum coğrafyaların özgürlüğe kavuşması adına dualar Abdurrahman Sevgili tarafından gerçekleştirdi. 

 

TWİTTER ÜZERİNDE GÜNDEM DİYARBAKIR’IN FETHİ’YDİ

#DiyarbakırınFethihashtag çalışması ile ekranlarının başından programı takip eden Türkiye’nin 81 ilinden ve dünyanın çeşitli yerlerden izleyicilerin paylaşımlarıyla, bu gecede hanelerin fetih coşkusuyla dolduğu bir kez daha görülmüş oldu.

 

banner205

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.