Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınavın ertelenmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Bakan Selçuk, TRT Haber canlı yayınında, Covid-19 önlemleri kapsamında tüm eğitim öğretim kurumlarında yarın saat 19.00'dan 17 Mayıs 2021'e kadar sürecek uzaktan eğitim sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu ve eğitim gündemindeki soruları yanıtladı.
Tam kapanma sürecinin ardından okulların açılmasıyla ilgili planlamanın ne olduğunun sorulması üzerine Selçuk, arzularının okulların tamamen açılmasından yana olduğunu ama Bilim Kurulu'nun tavsiyesi ve Sağlık Bakanlığının ortaya koyduğu tablolar doğrultusunda hareket etmeye çalıştıklarını ifade etti.
Selçuk, "Tam kapanma süreciyle vaka sayılarının azalacağını düşünerek, bunun okulların açılması için bir umut olmasını diliyorum. Ele ele vererek bu süreci iyi yönetebilirsek çok sağlıklı sonuçlar alınabilir ve gerekirse bütün sınıf seviyelerinde okulların açılmasını sağlayabiliriz. Öncelikleri de dikkate alarak amacımız bütün sınıfları açmak" ifadelerini kullandı.
17 Mayıs'tan sonra yüz yüze eğitimin hangi sınıflarda başlayacağının bir iki hafta içinde netleşmeye başlayacağını belirten Selçuk, şu bilgileri verdi:
"Ortaokullarda ikinci dönemin sınavlarının yüzde 30'lar civarında tamamlandığını söyleyebiliriz. Liselerde biraz daha çok. 12. sınıfların sınavlarının tamamı bitti. Diğer sınıflarla ilgili de 17 Mayıs sonrasında bir düzenleme yapılacak ve buradaki düzenleme daha esnek bir düzenleme olacak. Liselerde yaklaşık yüzde 40'a yakın sınav tamamlanmış vaziyette. Liselerde ikinci dönemde de tek bir sınav olacak."
Selçuk, LGS takviminde bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin bir soruya karşılık, "Öğrencilerimizin yarısına yakını sınavların zamanında yapılmasını istiyor, bir kısmı da 'Biraz daha erteleyin' diyor. Bizim şu anda bunların ertelenmesine ilişkin herhangi bir kararımız söz konusu değil. Belirlenen tarihlerde yapılacak" dedi.
Öğretmenlerin aşılanmasının 24 Şubat'ta başladığını anımsatan Selçuk, 425 bin 500 öğretmene aşı randevusu açıldığını hatırlattı.
Selçuk, okulların 2 Temmuz'a kadar açık olacağını hatırlatarak, "Yazın dileyen veliler çocuklarının matematik kampı, kursu ya da yaz okulları ya da televizyondaki destek çalışmaları ve EBA internetteki aktivitelerle desteklenmesi konusunda yüzlerce etkinlik görecekler" diye konuştu.
Karneleri öğrencilere yüz yüze vermek istediklerini vurgulayan Selçuk, karne verilmemesinin yüz yüze olmaması halinde dijital karnenin de hazır olduğunu söyledi.
"KREŞLERLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME SÜRÜYOR"
Tam kapanma sürecinde ana okullarının ve kreşlerin durumunun sorulması üzerine Bakan Selçuk, kreşlerin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Milli Eğitim Bakanlığında okul öncesi, ana sınıfı dediğimiz 5 yaş grubu var. Bizim okul öncesi eğitim kurumlarımız bu süreçte hep açıktı. Okul öncesi öğretmenlerimiz büyük bir özveri gösterdiler. Fakat bu tam kapanmada, Bilim Kurulu'nun ortaya koyduğu tavsiye ve diğer sayısal veriler, bize bu süreçte MEB bünyesindeki okulların da bir süre kapanması gerektiğini gösterdi. Biz buna uyduk. Kreşlerle ilgili Sayın Bakanımızla bir telefon görüşmesi yaptık, bir değerlendirme sürüyor. Muhtemelen yarın bir açıklama olur."
"TAM KAPANMADA ÖĞRETMEN VE MÜDÜRLER OKULA GİTMEYECEK"
Tam kapanma sürecinde öğretmenlerin okula bir gün devam etme zorunluluğunun da bulunmayacağını vurgulayan Selçuk, bu süreçte okul müdürlerinin de okula gitmeyeceğini söyledi.
Salgın sürecinde öğrencilere 750 bine yakın 25 GB interneti olan tablet dağıttıklarını belirten Selçuk, tablet dağıtımına ve EBA Destek Noktaları'na ilişkin çalışmaların da devam ettiğini anlattı.
Evde kapalı kalan çocukların psikolojilerine ilişkin çalışmalar hakkında bilgiler aktaran Selçuk, bakanlık olarak akademik açıkları kapatmak konusunda hızlı yol alabileceklerini ancak sosyal-duygusal problemlerin iyileştirilmesinin uzun soluklu çalışmalar gerektirdiğini vurguladı.
Lise öğrencileri üzerine yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarına değinen Selçuk, araştırmada öğrencilerin yüzde 21,8'inin "kendimi başkalarından daha fazla soyutlamaya başladım", yüzde 19,7'sinin "uyumakta zorluk çekmeye başladım", yüzde 15,6'sının ise "beslenme konusunda sorunlar yaşamaya başladım" gibi açıklamalar yaptıklarını aktardı.
Bu konuda psiko-sosyal destek hattının çalışmalarını sürdüğünü, psikolojik danışmanların 24 saat hizmet verdiğini, ayrıca Ulusal Destekleme Programı'nda (UDEP) bu desteklerle ilgili önemli başlıklar bulunduğunu anlatan Selçuk, bunun yanında yayınlar, videolar ve öğretmen eğitimleri yaptıklarını ifade etti.
Selçuk, salgın sürecinde kendisinin de 560 bin dolayında öğretmen ile uzaktan erişimle görüşme fırsatı bulduğunu anlattı.
"Tam kapanma sürecinde, öğretmenlere ve öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur" sorusu üzerine Bakan Selçuk, "Benim en çok üzüldüğüm şey çocukların hayatından iki bahar geçti. 'Bunun eğitimle ne alakası var' denilebilir ama baharın geçmesi çok önemli, baharda kapalı kalmak çok önemli, insan hayatında büyük bir kayıp bence. Bu konuda çocuklarımızın elbette dışarı çıkması, fiziksel aktiviteleri çok önemli. Çocuğun gelişiminde fiziksel hareket, duygusal etkileşim ve zihinsel birtakım etkinlikler, bu üçünün dengeli olması lazım" diye konuştu.
Evde de olsa çocuklara hareket etme, sosyal duygusal olarak rahatlatıcı etkinlikler yapma, arkadaşlarıyla uzaktan yöntemlerle bir araya gelme, anne babalar ile çeşitli oyunlar oynama, kitap okuyup müzikle uğraşma, EBA TV'de eğlenceli etkinlikleri takip etme tavsiyesinde bulunan Selçuk, çocukların ev işlerinde sorumluluk almasının da önemine işaret etti.
Bu yıl ataması yapılacak 20 bin sözleşmeli öğretmenin dışında yeni alım yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Bakan Selçuk, şunları kaydetti:
"Daha çok atama olması, daha çok meslektaşımızla beraber olmak, elbette hepimizin arzusu. AK Parti döneminde de hep 40 bin ve üzerinde atamalar yapıldı. Bu sene için salgından kaynaklanan bir takım sorunlar ve bütçe olanakları ile ilgili bazı problemler, bütün bunlardan dolayı 20 bin kısıtı geldi, ama her zaman bizim işimiz, koşturmacamız bunun artması ile taleplerde bulunmak, görüşmeler yapmak. Bizim işimiz bu. Biz öğretmenlerimiz adına bu işin takipçisiyiz tabii ki. Her birinin umuda, işe ihtiyacı var. 'Verin bizim öğrencilerimizi' diyorlar. Bu ne kadar güzel bir duygu ve talep. Bu konuda da bizim elimizden geleni fazlasıyla yapmamız gerekiyor ve bunun için çok uğraşıyoruz. İmkanlar ölçüsünde yeni fırsatlar doğduğunda tabii ki olur, niye olmasın. Ama şu anda 20 bin ile kısıtlıyız."