Bu gidişat nereye? Kaçış nereye?
Türk toplumunun en sağlam temel taşı olan aile yapısı son yıllarda görülmemiş ölçülerde sarsılma, yaralanma emareleri gösteriyor.
Boşanmalar resmi kaynaklara göre rekor seviyede arttı.
Sorunlu çiftler her geçen dakika çoğalıyor, buna paralel olarak kimsesiz ve sahipsiz çocukların sayısındaki artış toplumun geleceği adına endişe verir hale geliyor.
Fıtrat olarak, En güzel şekilde yaratılan insanoğlu aynı zamanda aşağıların aşağısı olma özelliğini hep yanında taşıyor.
Biraz daha konuyu açacak olursak insanı insan, ruh ve bedenden meydana gelen Allah'ın yeryüzündeki halifesi; âdem, beşer, canlılar arasında en üstün olanı.
Dünya üzerinde yaşayan en gelişmiş ve kıymeti bir varlık.
Bu özellikleri taşıyan insan eğer gerekli eğitimle gerekli sosyal yapının içinde yetişmezse aynı zamanda cahil, aceleci, zalim.
Zora dayanamayan, nankör, gözü doymaz, şımarık özelliği de olduğu için en kıymetli varlık olma özelliğinden sıyrılıp aşağıların aşağısı olarak karşımıza çıkıyor.
Bu açıklamalardan sonra konumuza dönersek olaylar ve sonuçlar bizi hep aynı kapıya çıkarıyor.
Şiddet korku ve endişe!
Son yıllarda işlenen suçlara, birde suçlulara bakın?
Karşımıza suçlu olarak çıkanların çoğunluğu bir şekilde ailesi tarafından, toplum tarafından tecrit edilmiş dışlanmış ve insan yerine konmamış fertler değil mi.
Sokaklarda kol gezen tehlike sahipsiz insanlar değil mi?
Ne zaman ,ne yapacağı belli olmayan bu insanlar tarafından işlenen suçları her gün aratarak devam ediyor.
Sarmal gibi büyük şehirlerden küçük şehirlere kadar bu olayların tedirginliği yaşanıyor.
Bu gün uyuşturucu batagını çekilen masum çocuklar sadece büyük şehirlerde mi olduğunu zannediyorsunuz?
Sokaklara çıkın bakın, ortaokul giden kız çocukları çarşı pazarda elinde sigarayla dolaşması acaba neyin alameti.
Bu gün esrar kullanan insanlar sadece filimlerdemi olduğunu zannediyorsunuz?
Son yıllarda yüzlercesi çökertilmesine rağmen çeteler sadece dizilerde mi zannediyorsunuz?
Ve daha sayamadığımız birçok sorun kapımıza dayanmış.. En eğitimli adamlar gözünü kırpmadan eşini öldürüyorsa varın siz gerisini düşünün.
Suç ve suçlu hep sokağa terk edilen ,insan yerine koymadığımız bireylerde mi,yoksa onların bu hale gelmesine büyük katkı sağlayan bizler mi?
Maalesef toplumun eğitimli ve eğitimsiz her kesimden az veya çok buna katkısı artarak devam ediyor. ‘Sorunlu bireylere hiç kimse sahip çıkmıyor, sorunlu çocuklar dışlanıyor, sorunlu çocuklar suç işlemeye sevk ediliyor, sorunlu çocuklar suç işlemek için zorlanıyor.
Toplumda ve insan yetiştirmekle birinci derece sorumlu olan kurum ve kişiler bu olaya çanak tutuyor. Neden derseniz insana insan olarak yaklaşmıyorlar.
İnsanı kendilerine göre kategoriye koymuşlar.
Başarılı olanlar bizden olanlar, başarısız olanlar başkasından olanlar, zeki olanlar değerli, başarısız onlalar sorunlu olanlar ise tuka ka öyle değil mi?
Dersinde başarılı olmayan çocuklar sınıfından dışlanmaya başlayarak tüm toplumun dışına itilmiyor mu?
Bundan adam olmaz, bundan bir şey olmaz gözüyle baktığımız ,dışladığımız insanlar başka bir yerde başka bir zaman bizim karşımıza daha büyük sorunlarla çıkmıyor mu?
Toplumda başarılı insanları yetiştirmeye geleceğimiz adına mecbursak; başarısız bireylerle ilgilenmek geleceğimiz adına yapmak zorunda görev değil mi?
Bu toplumda suçları kim işliyor. Bizim sorunlu diye bir kenara ittiğimiz, insan olarak bakmadığımız insanlar tarafından işlenmiyor mu?
İşlenen bu suçlar geleceğimiz adına bize topluma endişe vermiyor mu?
Ne zaman ki toplumu sarsacak bir suç işlendiği zaman irkilip nereye gidiyoruz?
Kaçış nereye? Deme ihtiyacı hissediyoruz.
Belki diğer zamanlarda ise ,bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyeceğiz...
Bu gün sana dokunmayan bu yılan, gelecekte sevdiklerine dokunacak.
Gelecek ne kadar başarılı gençler yetiştirmekten geçse de, başarısızlara sahip çıkmadığımız müddetçe bu başarılılar hep tehlikede demektir?