من ذاق طعام شراب القوم يدريه
ومن دراه غدا فبى الروح بشريه
Men zêke taâme şarab il kavmi yedrîhi ve men derâhu ğeden febirrûhi yeşrîhi.
Kavmin, gönül erlerinin( zevkle içtiği, lezzetini aldığı, aşk) şarabi'nın tadını tadan(kıymetini) bilir, kıymetini bilen kişi de bu şarabı satın alıp içmek için ruhunu bile vermesi gerekiyorsa verir ve satın alır.
Bir insan ruhunu ancak çok nefîs bir şey için verir,demek ki bu şarabın (içeceğin) ehli ve erbabı yanında kıymeti pek büyüktür.
من ذاق عرف ومن عرف اغترف
ومن ذاق وعرف واغترف اعترف
Men zêke arefe ve men arefe i'tarafa ve men zêke ve arefe ve'ğtarafe i'tarafe.
Tadan bilir,bilen iki elini bu şaraba daldırarak iki avucunu doldurarak bol bol içer,içen de(bu şarabı içmeden geçirdiği günlere üzülür ve) bunu
itiraf eder.
Kavim kavramı tasavvuf taifesinin kullandığı bir kavramdır, şarab'tan maksat da aşk şarabıdır.
Bu kavmin,yani tasavvuf taifesinin seyr ve sülük çalışmaları,nefsi tezkiye çalışmaları, vird, zikir,ve diyer ameller, riyazât ve benzerleri, lezzetli ve kıymetli olduğu belirtilen aşk şarabı bütün bunlar niçindir? Bütün bunlar ham insanı olgun,acemi insanı tecrübeli, nefsine ve maddeye esir olan insanı bu esaretten kurtarıp yüce Allaha iyi ve hakiki bir kul haline getirmektir, Güzel ahlakı itmam, dağınıklığı ilmam için gönderildim buyuran şanlı peygamberin ahlakını örnek almaktır.
Eğer bu sâmî ahlakı örnek almayacaksa bir mürid ve sâlik, benim ki,
bizim ki diye ayırım yapacaksa,ona yıllarca verilen eğitim ve emek zayî' olmuş, boşa gitmiş demektir,onun için bu gibi tasavvuf ve tarikatların eğitiminde önce yeterli dinî bilgi , sonra ilgi gelmelidir, tersi olursa yani önce ilgi gelir ve kişi bununla yetinir bilgiye artık gerek kalmadı derse,hatta ilgiden sonra bilgi elde etse bile bu bilgi onu sahili selamete çıkarmayacağı için, suyu kaynadı demektir.
Kişi her konuda ifrât ve tefrît'ten uzak durmalıdır.
Ebu Yezidi Bestami'nin iki müridi vardı, biri şöyle diyordu:Ben ölünce gelin mezarıma kulak verin beni dinleyin, ben münker nekir'in sorularına şu cevabı vereceğim: Ben Ebu Yezid el Bestami'nin cübbesini yirmi yıl taşıdım bu yetmiyor mu? İkinci müridi de şöyle diyordu : Ben ölmeden önce Ebu Yezid-i Bistamî'ye diyeceğim ki: Efendim ben ölünce cübbenizi benim için kazılan mezarın içine , duvarlarına sürün ki münker nekir'in soruları bana kolay gelsin ve mezar beni sıkıştırmasın, Ebu Yezid-i Bestami Hz.nin buna şöyle cevap veriyor :Eğer sen adam olmazsan cübbemi değil,benim deriyi yüzüp çıkarıp sana deri yapsalar faydası yoktur.
Bu kısa yazıyı şununla bitirelim ; Bir insan her istediğini yiyebildiği ve yediği halde kilo kaybına uğruyorsa, hiç yemediği veya çok az yediği halde kilo alıyorsa,kime sorarsanız sorun bu adamın sağlık sorunu vardır der, dolayısıyla aşk şarabını içtiğini iddia ettiği halde tarikat ve tasavvuf eğitimi aldığını beyan ettiği halde filan zatla falan zatla oturup kalktım ondan istifade ettim, hatta bizim efendi gibi bugün dünyada birisini bulmak
zordur dediği halde Kur'an ve sünnetin dışına çıkıyor ve davranıyorsa, olur olmaz şeyler
konuşuyorsa, tam tersi hiç eğitim görmeden,ilim okumadan diz çökmeden mürekkep yalamadan bir şeyler,makamlar mevkiler iddia ediyorsa burada bir sıkıntı var demektir.
Yüce Allah cümlemizi faydalı ilimle ve Rasulullah efendimizin ahlakıyla donatsın,Yüce Allah'ın rızasını tahsil etmek, iyi bir kul olmak için, olgun ve tecrübeli bir kul olmak için Kur'an ve sünnetin onayladığı çarelere vesilelere de müracaat etmeyi ve istifade etmeyi nasîb ve müyesser eylesin,Âmîn.
Ahmet ÖZKAN
Emekli Müftü
17 Ağustos 2024 C.tes