Bir toplumun sosyal yapısını ve ruhsal halini yansıtan sokaklar, aynı zamanda kültür seviyesini, topluma ve bireye karşı ne kadar saygılı, doğaya karşı ne kadar hassas oluğu hakkında da bize yeterince ipucu verir sanırım.
Akşam haber bültenlerinde Sosyal Medya hesaplarında seyrettiklerimizin yanı sıra, ömrümüzün önemli bir bölümünü tükettiğimiz sokaklarda da hergün birebir tanıklık ettiğimiz olumsuzluklar yaşamın bir parçası mıdır, yoksa bizlerin vurdumduymazlıklarından kaynaklanan sonuçlar mıdır?
Bir toplumun kültür yapısı, medeniyet seviyesi hakkında bir bilgi edinmek istiyorsak şöyle kısaca bir gezinti yapmak bize özet olarak bir fikir verebilir sanırım.
İşte her Allah’ın günü şahit olduğumuz insan manzaraları...
-Sokaklarda çocuğunu döven anne babalar,
-Kavga yaparak yürüyen çiftler,
- Karşı caddeden yürüyen arkadaşına yüksek sesle bağırarak iletişim kurmaya çalışan beyler,
- En mahrem konularını bile sokaklarda cep telefonu ile bağırarak karşı tarafa aktaran hanımlar, beyler,
-Toplumsal kullanım alanlarında örneğin; pazaryerlerinde ve kaldırımlarda yolu kapatarak dakikalarca dedikodu yapan baylar, bayanlar,
-Kaldırımlarda, ters yönde bisiklete binen koca koca adamların yanı sıra yürümek için kullanılması gereken bu alanları kullanmayıp, araç trafiğine ait olan caddelerde yürüyenler,
-“Temizlik yapılıyor” gerekçesiyle; balkonlardan halı çırpan, su döken beyler, bayanlar,
-Balkondan aşağı, yediği her türlü yemişlerin kabuklarını sokağa atanlar,
- izledikleri dizilerin etkisinde kalıp, seyrettiklerini, sokaktalarda uygulamaya kalkan mafya vari tipli gençler,
-“Allah rızası için” diyerek yanına aldığı özürlüleri kapı kapı dolaştırarak insanların dini ve insani duygularını istismar edenler,
-Eline aldığı köpeği ile kalabalıklar arasında dalıp, insanları “fellik fellik sağa sola dağıtan, “hayvansever” görünümlü, “insansevmezler,”
-Aracın camını açarak çaldığı müzikle sokaktaki herkese konser dinleten şehir magandaları ,
- Vedalaşmak için , Selam vermek için ,hakaret etmek için esas amacının dışında aracının korna sistemini kullananlar,
-Aracını patinaj yaptırıp ekonomiye katkı(!) sağlayan, bu hareketinden dolayı kendisine husumetle mukabele edildiğini bile bile bu hareketlerine devam eden hassas duygulu(!) sanatkar(!) şoförler,
-Sokaklara tükürmeye alışkanlık haline getirmiş olan hastalıklı tipler,
- Oturduğu Parkta yediği kuruyemişi olduğu gibi yere atan ve yanında içtiği şeylerin boşlarını bırakıp giden aklı bir karış havada park kirtelici timler
-Gittiği piknik alanında götürdüğü tüm yiyeceklerin atıklarını ortada bırakarak çevreyi kirletmede son derece başarılı Çevre dostu! doğa severler!
-Aracının camını açarak her türlü çöpü camdan dışarı bırakan çok eğitimli sürücüler ,
-Milyonculardan aldığı parfümün hepsini üstüne döküp de sokağa çıkan kokanalar,
-Özürlülerin ve yayaların geçeceği kaldırımın hemen başına araç park eden duyarsız sürücüler,
-Önündeki aracı geçmek için hiç durmadan kornaya basan medeniyet yoksunları,
Sanırım görüp de bazılarını yazmaya elimin varmadığı şeyleri de eklersek kültürümüzün nereden nereye aktığını ve sosyal yapının ne şekilde değiştiğini daha iyi anlayabiliriz.
Evet, aynaya bakmak yeterli. Bu caddeler bizim, bu toplum bizim, bunu yapanlar; “sen ben bizim oğlan…”
Ne diyelim, Allah hepimizi ıslah eyleye...!