Milli Eğitim Bakanlığı, Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitimde Geleceğe Bakış Raporu isimli bir metin yayınladı. Kaynakların nerdeyse bütünü UNESCO, UNİCEF, WORD BANK.
Eğitime Gönül Verenler grubunda eğitimciler; raporu enine boyuna tartıştılar. Rapor yerli ve milli düşünceden uzak.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitime bir eğilse iyi olur. Dünya Bankası, Unicef, Unesco raporları ile dindar nesil yetişmez.
Kıymetli Bakanımız Prof. Yusuf Tekin eğitime yön vermesi beklenen bu tercüme raporları mercek altına almalı.
‘Türkiye Yüzyılında MEB’in hazırladığı rapor; insanımızı dünya ile yarıştırma hedefleri belirlemeli, eğitimcilere ufuk açmalı, milli olmalı ve medeniyet tasavvurumuzdan söz etmeli.
Bu rapor, daha önce UNİCEF ile birlikte hazırlanan K12 EĞİTİMDE 21. YÜZYIL BECERİLERİ raporuna benziyor. Ahlaka ve değerler eğitimine vurgu yapılıyor ama değerlerin kaynağı belirsiz. Batılı değerler mi yoksa her türlü ahlâksızlığı, aldatmayı, yalan ve komployu yasaklayan İslami değerler mi?
Küçük kızları ünlülere pazarlayan İsrail ajanı Jeffrey Epstein’ın kaset komploları gösterdi ki Batılı eğitim sistemi ile yetişmiş, toplumun tepe noktasına gelmiş Bill Clinton, Donald Trump dahil, milletvekilleri, senatörler, iş adamları, sözüm ona sanatçılar en rezil ahlaksızlıkları yapabiliyorlar. Bizde de CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın kasetlerle gittiğini hatırlayalım. Batının değerleri ile yetişenler imrenilecek değil, utanılacak adamlar.
Prof. Ömer Özyılmaz, Eyüp Sultan’daki İnsan ve Medeniyet Hareketi merkezinde 1.5 saat eğitimin millileştirilmesi projesini anlattı.
Cumhuriyetin 100. Yılında Eğitimde Geleceğe Bakış Raporu’nun neden milli olmadığını daha iyi anladım.
Prof. Özyılmaz’ın mevcut eğitim sistemi ile ilgili tespitleri şöyle:
“Mevcut eğitim sistemini biz üretmedik, Batı’dan aldık. Başka bir kültür ve medeniyetin eğitim sistemi yerli ve milli olamaz. Biz bir sistem geliştirmedik, sistem üretmiyoruz, üzerine düşünmüyoruz.
Eğitimin milli olması için millete ait olması, milletimizin inanç, örf, âdet, gelenek, görenek, tarih ve ahlaki değerlerini dikkate alması, milletin değer ölçülerini yansıtması, milletimizin dünya görüşüne uygun olması gerekir.
Eğitim sistemi, bir dünya görüşü üzerine kurulur, tarafsız olmaz; dünya görüşü olmaksızın eğitim programı hazırlanamaz.”
Prof. Özyılmaz eğitim sistemini 4 vagonlu bir trene benzetiyor:
1. Vagon: Dünya görüşü
2. Vagon: Eğitim Sistemi
3. Vagon: İnsan anlayışı ve dil
4. Vagon: Bilim anlayışı, medeniyet kurma hedefi
Dünya görüşü; insana ve kâinata bakış açısını, inancı, tarihi, aileyi, değerleri kapsar.
Dünya görüşüne göre eğitim felsefi belirlenir.
Sonra nasıl bir insan yetiştirileceği ile ilgili program yapılır.
Dünya görüşüne göre bir medeniyet tasavvuru hayal edilir.
Eğitim sistemi kâmil insan yetiştirmek, büyük bir medeniyet kurmak üzere şekillendirilir.
Batı eğitim sistemi materyalist bir anlayış ürünü. Batı menfaatçi, sömürücü, tekelci, insanın her türlü zevklerini karşılamayı amaç ediniyor.
Mevcut eğitim sistemi ile milletimizin inancı ve değerleri çok ama çok farklı.
Millet olarak Allah’a inanıyoruz; materyalist ve emperyalist değiliz.
İnsanımızın ahlaklı, becerikli, erdemli, kâmil insan olmasını istiyoruz.
Bilim ve teknolojide dünya ile yarışmak hatta rakiplerimizi geçmek istiyoruz.
Hünerli, çalışkan, zengin, bilgili ve bilge olmak istiyoruz; zenginliklerimizi insanlarla paylaşmaktan yanayız. Paylaşmayı erdem sayıyoruz.
MEB’in eğitim raporu bu hedeflerle örtüşmüyor.
Proje İmam Hatip Lisesi müdürü Gaffari İzci mevcut raporun seküler, becerikli, zengin, keyfine göre yaşayan, deist, çıkarcı, Batıcı insan tipi üretmeyi hedeflediğini ifade etti.
“Ruh köklerimizden, Kur’anî değerlerden, En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed’i (sav) öğrettiği ahlaki değerlerden uzak. Eğitim; milletimizin değerlerini benimseyen nesiller yetiştirmeli, öğretmene önem vermeli ve öğretmeni seçmeli, öğrenciye özgüven aşılamalı ve medeniyet tasavvuru olan insanlar yetiştirmeli.”
Eğitimde STK’lar ve aileler daha fazla yetki sahibi olmalı.
Prof. Öztürkmen konuşmasında şöyle bir fıkra anlattı:
“Garibanın biri camide dua ediyormuş. Allah’ım gözüm az görüyor, iyileştir. Kulağım az duyuyor, şifa ver. Belim ağrıyor, kalbim tekliyor, zor nefes alıp veriyorum, yürümekte zorlanıyorum. Beni iyileştir.”
Yanı başında onu dinleyen biri çıkışmış:
“Allah seninle uğraşacağına yeni bir kul yaratır.”
Batıdan kopyalanan eğitim sistemi yamamayla milli olmaz. Kendi dünya görüşümüze uygun bir eğitim sistemi kurmalıyız.
Cumhurbaşkanımızın hedeflediği, milletimizin beklediği dindar, erdemli, hünerli nesiller yetiştirecek programlar hazırlanmalı.
Yazar Adnan Kalkan’ın ifadesiyle; neslimizi ihya, medeniyetimiz inşa gayemiz olmalı.