KİM’in asıl adı Kültürler Arası İletişim Merkezi, aynı zamanda bir vakıf.
Vakıf gönüllülerinin Süleymaniye Camii’nde yaptığı fevkalade önemli İslam’a anlatma çalışmalarını bizzat gördüm, çok takdir ettim.
İslamiyet müjde dini, inanç sistemi son derece sade: Allah’tan başka ilah yok, Hz. Muhammed (sav) O(nun kulu ve elçisi diyen Müslüman olur, kendisine cennet müjdelenir.
Hz. Muhammed (sav), Lailahe illellah Muhammederrasulüllah diyen cennete gider, buyurur.
Mustafa Kara ve arkadaşları Kültürler Arası İletişim Merkezi Vakfı kurmuşlar; Süleymaniye Kütüphanesinin arkasındaki sokakta binaya yerleşmişler.
Vakıf; dil bilen ve İslamiyet’i tanıtabilecek gönüllülerden meydana geliyor, camide tanıştıkları yabancı ziyaretçilere İslam’ı anlatıyorlar.
İstanbul’a her yıl 10 milyondan fazla turist geliyor; Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye gibi camileri ziyaret ediyorlar, birçoğu İslam ile ilgili bilgi edinmek istiyor.
Turist rehberlerinin çoğu İslam dini hakkında doğru dürüst bilgi sahibi değil. Camilerin duvarlarında yazılı olan âyet, hadis ve metinleri okuyamaz, anlayamazlar.
Turistler, yazıları gösterip burada ne yazıyor diye sorduğunda saçma sapan cevap verenler oluyor. Süleymaniye’nin mihrabındaki âyetleri; Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’a yazdığı aşk mektupları diyen bile çıkıyor.
Camiyi ziyaret eden turistlerle ilgilenmek, ziyaretçilerin sorularını cevaplamak imam ve müezzinlerin vazifesi aslında ama yabancı dil bilmeyen görevliler onlarla ilgilenmiyorlar.
KİM’in gönüllüleri camiyi ziyaret eden turistlerle tanışıyor, onlara camiyi ve dolayısıyla İslam dinini anlatıyorlar. İslam hakikatlerini dinleyenler, sorular soruyorlar, memnun kaldıklarında caminin karşısındaki vakfın binasına gelip çay, çorba içiyorlar. Kalacak yeri olmayan misafir bile ediyor KİM vakfı.
İslamiyet ile ilgili açılamalar Hıristiyan ziyaretçileri çok memnun ediyor çünkü Hıristiyanlığın inanç sistemi hayli karışık. Allah, oğul Allah, Kutsal Ruhtan meydana gelen üçlü Tanrı sistemi mantıklı değil. Buna karşılık İslam’ın inanç esası son derece sade ve makul.
Papanın yanılmazlığı, Hz. İsa’yı temsil etmesi, doğan çocuğun günahkâr sayılıp vaftiz edilmesi, günahkârları papazların affetmesi, papaz ve rahibelerin evlenmemesi, Papaların geçmişte bilim adamlarıyla kavgaları… Hıristiyanların işi oldukça zor.
Bir Hıristiyan’a tek Allah var, Hz. Muhammed(sav) onun elçisi; İsa, Musa, İbrahim gibi bir elçi dediğiniz zaman yükünü hafifletmiş olursunuz. Müslümanlar, Hz. İsa’yı peygamber kabul edip saygı gösterir, Hz. Meryem’i sever ve hürmet ederler.
Almanya’da komşum Dr. Herman Heller’e İslam’ı anlattığım zaman inanç sisteminin sadeliğine hayran kalmış ve Müslüman olmuştu.
Vakıf Başkanı Mustafa Kara ile vakıf binasında sohbet ettik. Çok güzel bir tebliğe organizasyonu, vakıf kurarak yabancılara İslam’ı anlatmak nereden aklınıza geldi, dedim.
Şunları söyledi:
- Allah, kıyamet günü bana; “Dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanı senin ülkene, İstanbul’a, camiye kadar gönderdim, neden onlarla ilgilenip Hak dini anlatmadın?” diye sorarsa verecek cevabımız olsun. Turistlere misafir muamelesi yapmak, camide onlara rehberlik yapmak ve İslam’ı anlatmak, vakti müsait olana çay veya çorba ikram etmek dil bilen her Müslümanın vazifesi. Fakültelerin yabancı dil bölümünde okuyan öğrencileri tarıyoruz. Onlar içinde dinimizi yabancı dille anlatabilecekleri seçiyoruz. Vakfımızda misafir ediyor ve bilgilendiriyoruz. Bizimle cumartesi-pazar veya hafta içi gönüllü olarak çalışıyorlar. İsteyene turist rehberi lisansı alıyoruz. Rehberler günlük 100 dolar civarında kazanıyor. Hem dinimizi anlatıp hem para kazanmak hayırlı bir iş.”
Vakıf; çeşitli dillerde Kur’an ve İslam’ı anlatan broşürler bastırmış. Süleymaniye Camiinin arka tarafında direğin dibinde raflı kütüphane yapmış, kitap ve broşürleri turistlere hediye ediyor.
Yıllarca turistler camilere uygunsuz kıyafetlerle geliyor, edepsizlik yayıyorlar gibi şikâyetler ettik, şikâyetler dinledik.
KİM vakfı şikâyeti bırakmış, işi tebliğ seviyesine taşımış. Gelenleri misafir olarak görüyor, onlara rehberlik yapıyor, çay ve çorba ikram ediyor, İslam’ı anlatıyor.
Her gün birkaç kişi İslam’ı kabul ediyor, şahadet getiriyor, diyor Mustafa Bey.
Diyanet İşleri Başkanlığı turistik bölgelerdeki camilere dil bilen imam ve müezzin tayin etmeli; camilerimize kadar gelen yabancılara İslam’ı anlatmalı. Esas vazife Diyanet’in.
Kıymetli Başkan Prof. Ali Erbaş aynı zamanda bir eğitimci. Turistik bölgedeki camilere dil bilen, iletişim sanatına vakıf, dini anlatma gayreti taşıyan imam ve müezzinler tayin etmeli, bu çok önemli ve sevaplı bir vazife.