Toplum sokaklara çıkmaktan çekinir oldu. Kim ne zaman ne yapacak hangi suça imza atacak kestiremiyoruz. Her an ve gün kendi yaşadığımız yerin kendi şartları içinde şahit oluyoruz.
En hafifinden başlayarak bir sıralama yaparsak, gayri ihtiyari yürürken çarşıda pazarda, saygı kurallarına rest çeken bir ses bitiverir yanı başında “ya şahin, doğan, zzzzzt der geçer ayakucundan. Müzikte desibel kim bilir kaç watt? Egzozu standart dışı olduğu yaptığı gürültüden belli olan şehir içinde son gaz giden magandalar.
Derken az ilerde hayal gibi bir ses! Sadece gürültü ve hızla geçen bir nesne, ancak arkasından bakıldığında motosiklet olduğunu anlayabiliyorsun.
Az daha ilerledin teneke çalar gibi bir ses, bangır bangır bağıran müzik sesiyle ağır ağır ilerleyen az modelli, camı açık ve o gürültüde cep telefonu kulağında konuşuyor mu yoksa konuşur gibi yapıp ta egosunu mu tatmin ediyor?
Çin malı motorların ucuzlamasıyla eskiden Amerikan filmlerinde gördüğümüz gurup halindeki motorla dolaşmak artık bizim sokaklarda da moda oldu.
Jöleli saçlı ve sakallı gençleri görünce acaba burası neresi derken, elindeki kola şişesini kafasına dikerek yürüyen komşunun çocuğunu görünce yaşadığın yer olduğunu anlıyorsun!
Şimdilik bu kadar örnek yeter sanırım…
Bunlar sokakta gördüğümüz kültür! Televizyonlar da verilen kültür de bu! Sokaklara dizilerden, filmlerden, reklamlardan pompalanan argo kelimelerle konuşmalar aynen yansımış.
Sonuç: Maganda kültürü ya da arabesk kültürü ne dersen de içi boş kof bir kültür.
Kitap okumayan, sevgisiz, saygısız bir gençlik.
Olaylara yaklaşma tarzı şiddet olmuş ve toplumun her katmanını sarmış durumda. Sorunlara yaklaşma şekli diyalog yoluyla, hukuki yollarla çözmek yerine şiddetle çözmek… Giderayak bu olayların çoğalması toplumu cinnet seviyesine doğru getirmiş en küçük şeylerden kıl kapan toplum patlama noktasına gelmiş.
Şiddeti meşru görmeye başlayan bu toplum olaylara kendi yöntemi ile ceza vermeyi benimser hale gelmiş. Bunun en son örneği yakın zamanda sık sık karşılaştığımız linç girişimleri.
Tabiî ki Böyle bir toplumda yetişen çocuklardan daha iyi davranışlar beklemek abesle iştigal olur. Bunlarında olaylara yaklaşma tarzını ve bakış açısını sanırım söylemeye gerek yok.
Yeni eğitim ve öğretim yılına başlamak üzere olduğumuz şu günlerde sokaklardaki bu yapı milyonlarca öğrenciyi ister istemez karşılaşacak. Bu hengâme de bu olaylar karşısında sağlam durabilecek bir nesil!
Kısacası, küreselleşme sürecinin silindir gibi ezip geçtiği insanı insan yapan değerler, yeniden eğitim sisteminin kalbine yerleştirilmedikçe, sokaklardan daha güzel şeyler beklemek çok zor.
Başımıza bir gelecek var sanki.
Rabbim (c.c) insanımızı ıslah etsin.