DENEYİM PAYLAŞIMI – 17 –
RAHMETLİ VALİ RECEP YAZICIOĞLU -3-
Rahmetli Vali Recep YAZICIOĞLU ile ilgili görevi sırasında olan yaşanmış olaylardan 3.’sünü bu yazımızda yazacağız.
Aydın İli Bozdoğan İlçesi, merkeze yaklaşık 70 km. ve bu ilçenin kurulduğu dağın en tepesindeki yerleşim yeri olan Olukbaşı köyünün ilçe merkezine uzaklığı ise 21 km.’dir.
Bozdoğan İlçesindeki yatırımları yerinde görmek ve incelemek için, hafta içi bir mesai bitimi sonrası, İlçeye gidip değerlendirme yapıldıktan sonra, Olukbaşı köyündeki sağlık evi inşaatı ve diğer devam eden yatırımlar için bu köye gidildi.
Olukbaşı köyü, dağın en son noktasındaki ve en tepedeki köydü. Köye yaklaşıldığı zaman, yamaçtaki yoldan araçlar tek şeritte zor devam eder duruma geldi.
Yolun solundaki dağın yan tarafındaki yolun sol şeridinde ise, keçi kıllarından bükülen 15-20 sıra iplerin metrelerce uzayıp gittiğini gördük.
Köy merkezine varılıp sorulduğunda öğrendikki, bu köyde keçi kılları bu şekilde bükülüp ip haline getirildikten sonra kıl çadır dokunuyormuş. Bu dokunan çadırlar da, Suudi Arabistan’a ihraç edilip, zahmetli de olsa, köyün ekonomisi ve gelir düzeyini, o günkü şartlarda diğer köy ve yerleşim yerlerine göre daha iyi bir düzeye getirmiş. 1992 yılında, sanayi mallarının dışında, kıl çadırın Anadolu’nun bir köyünden ihraç edilmesi, pek de olabilir şeyler değildi.
Bu durum, otel, lokanta, restoran ve Aydın’ın en meşhur yiyeceklerinden ‘’Tandır Kebabı’’ ‘nın 8-10 tane kuyuda yapılıp servis edildiği yer durumundaydı.Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir turizm merkezine dönüşmüş. Bu da, köy ekonomisini daha ileri bir düzeye taşımakla kalmayıp, köyün sosyalleşmesine de sebep olmuş.
Vali bey toplantı yaptıktan sonra, gece saat 23,30 sularında ayrılacağı zaman, Vali beyin araç şoförü ile köy bekçisinin tartışır durumda olduklarına şahit olduk.
Sonradan anladık ki, Vali beyin aracına Muhtar tarafından, bekçi talimatlandırılarak, 2 çıta bal peteği konulmak istenmiş.
Şoför, Vali bey kızar, bilgisi olmadan araca koydurtmam diye bekçiyle söz düellosu sürerken, Vali beyle Muhtar geldiler.
Vali bey, Muhtar bu nedir? diye sordu. Muhtar, sayın Valim bu köyün rakımı yüksek, oksijeni bol, dolayısıyla ormanlık ve bol da yağış alınca çiçek te bol. Böyle oluncada arıcılık ta gelmiş durumda ve yaygın. Bunu dışarıdan satın almadık, gecenin bu saatlerine kadar Aydın’ımıza ve bizlere hizmet eden siz değerli Valimize, arkadaşların gönlünden kopmuş, hanımefendi de tatsın diye getirmişler. Lütfen kabul buyurun. Yoksa getiren arkadaşlarda, köylülerimiz de, bendeniz de üzülürüz dedi.
Vali bey, bu ballar, makam etiketine getirildi, sıradan bir vatandaş olsaydı, getirip ikram edilecek miydi. Köyün fakirlerine verin deyip. Bekçinin eline geri verdirdi ve bekçiye sordu. Senin arın var mı diye. Bekçide yok deyince, bunları sen alıp götürüp tüketiyorsun, afiyetle yiyorsun dedi.
Çok çalışkan ve haraketli bir muhtardı. Yazıda ismini yazmak için aradığım da, rahmetli olduğunu öğrenince, ismini yazmadım.
Hem Valimizin, hem muhtarımızın ruhları şad, mekanları cennet olsun.