Milli Eğitim Bakanlığı “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum” isimli bir proje başlatmış, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet ile projeyi birlikte yürütmek için protokol imzalamış. Çevreye duyarlı ve medeniyet değerlerimize sahip çıkan bir gençlik yetiştirmek için çok iyi bir adım. Bakanlığımızı tebrik ederim.
Almanya’da görev yaptığım yıllarda Dr. Hermann Heller ile tanıştım, samimi olduk, bana Almanca öğretti ve benden Türkçe öğrendi. Haftada iki gün bize gelir, akşam yemeği yer, çay içer ve sohbet ederdik. Yaz akşamları bize teşrif ettiğinde akşam namazı vakti olurdu.
Bir gün Doktor Heller ile sohbet ederken abdest almak için kollarımı sıvamaya başladım.
-Ali Bey ne yapıyorsun, neden kollarını sıvıyorsun, dedi.
-Abdest alacağım.
-Abdest nedir?
-Namaz hazırlığı. El, yüz, kol ve ayaklarımızı yıkar başımızı mest ederiz.
-Hangi sıklıkla yaparsınız?
-Günde beş defa…
-Bunu size kim öğretti?
-Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav).
-Aaa, sadece abdest onun peygamber olduğunu ispatlamaya yeter. Suyun kıt olduğu bir ülkede, bedevi ve cahil insanlara günde beş defa abdest aldırmayı nasıl başarmış? Doğrusu her hafta yağmur yağan Almanya’da bunu Almanlara yaptırtmayı ben başaramam. Temizliği anlatsam, beni ciddiye alsalar, hepsi almaz ya, en fazla sabah akşam iki kere duş aldırabilirim. Doktor olarak temizliği çok önemserim. Hastalık yapan mikroplar pis ortamda ürerler. Benim için Hz. Muhammed (sav), higenische Prophet (Temizlik Peygamberi) deyiverdi.
Peygamberimizin (sav) yemekten önce ve sonra el yıkadığını, dişlerini misvakla temizlediğini, cinsel temastan sonra banyo yaptığını ve yapılmasını emrettiğini, etek ve koltuk altı kıllarını tıraş ettiğini, vücudumuzun, elbiselerimizin ve namaz kıldığımız yerlerin temiz tutulması gerektiğini öğrenince hayreti arttı.
“Temizlik imandandır. Temizlik imanın yarısıdır” hadislerine hayran kaldı.
“Allah temizdir ve temiz olanları sever” âyeti çok hoşuna gitti.
İslam’ın temizliğe verdiği önem dikkatini çekti, İslam ve Temizlik konulu bir makale yazdı. Tercüme edip Sur dergisinde yayınladım.
On yıl dergi yazı işleri müdürü Abdülkadir Akgündüz bir görüşmemizde şöyle demişti:
“On yıl içinde yayınladığım en etkileyici ve en güzel yazı Dr. Hermann Heller’in makalesiydi.”
Dr. Heller, İslam’ın “Teslis”i reddetmesi, tek Allah inancını tavsiye etmesi, Hz. İsa’nın (sav) Yohannes İncil’i 14-15-16. bölümlerinde gelecek bir peygamberi müjdelemesi, ilme önem vermesi, ilim öğrenmeyi ve iyilik yapmayı ibadet kabul etmesi gibi sebeplerle İslam’ı seçti. Çorum’un Sungurlu kazası Beşkız köyünde öldükten sonra amel defteri kapanmasın diye çeşme yaptırdı, erozyonu önlemek için 500 ağaç diktirdi.
İslam’ın değerler anlayışı Dr. Heller’in gönlünü fethetti.
Nürnberg’deki Sigena Gymnasium’da görev yaptığım sırada Vandertag (yürüyüş günü) dersine girdiğim Türk sınıfı ve sınıf öğretmeni ile ormanda yürüyüşe gittik. Okul günü ders yerine kırda yürüyüş yapacağız.
Sınıf öğretmeni Ursula Hanım, öğrenciler kendi aralarında Türkçe konuştuklarını, ne dediklerini anlamadığı için bazen problem yaşadığını söyledi ve geziye katılmamı istedi.
Bir güzergâh seçtik. Trenle bir yere kadar gittik, indik, ormana girmeden önce tren durağına yakın marketten öğrenciler alış veriş yaptılar. Ursula Hanım, yürüyüş öncesi uyardı:
“Ormana çöp atılmayacak.”
Yürüyüş yolundaki ağaçların altında diz boyu ot var. Bir ara Ursula Hanım, yürüyüşü durdurdu, elinde bir içecek kutusu var.
“Bunu atan gelip alsın, çöp kutusu buluncaya kadar taşıyacak yoksa akşama kadar burada bekletirim.”
Epeyce bir sessizlikten sonra kutuyu atan öğrenci gidip kutuyu aldı ve çöp kutusu bulana kadar taşıdı.
Yaparak ve yaşayarak öğrenme önemli. Almanya’da doğayı koruma, çevreyi temiz tutma, değerler eğitimi önemli bir ders konusu.
Temizliği emreden ve temiz olmayı ibadet sayan bir dinin mensuplarıyız ama temizliğe önem vermeyen çok sayıda insanımız var. Sokaklar izmarit dolu. Parklar, yol kenarları, piknik alanları, ormanlarda ve kırlarda piknik yapılan yerler çöpler, içecek kutuları, bira ve içki şişeleri dolu.
Değerlerime Sahip Çıkıyorum projesine Eğitim İş (% 6’lık üye oranına sahip) ve bazı CHP’liler karşı çıkmış.
En büyük eğitim sendikası olan Eğitim Bir-Sen ki % 34’lük üye oranına sahip, projeyi desteklemiş.
Ak Parti Konya Milletvekili Latif Selvi, öğrencilere medeniyet değerlerimizi öğreten projeye destek vermiş.
CHP’nin iktidar icraatlarını eleştirmesini ve karşı çıkmasını anlarım. Eğitimcilerin yavrularımıza medeniyet değerlerimizin öğretilmesine karşı çıkması tam bir akıl tutulması. Hele bunun laiklikle irtibatlandırılması akla ziyan bir iş.
Temizlik ve medeniyet değerlerimizi yavrularımıza öğretmek ve benimsetmek çok önemli. Milli Eğitim Bakanlığı iyi yerden başlamış.
“Uygulamalı Değerler Eğitimi” ders olarak konmalı. Sadece gönüllülere değer bütün öğrencilerimize değerlerimiz öğretilmeli ve uygulama yaptırılmalı.