Deprem felaketine rağmen mart ayında ihracatımız rekor kırmış.
Milli Muharebe Uçağı, F 16 ve F 35’lerin yerini alacak, yazıyor gazete.
Yerli araba TOGG ilk teslimatlarını yaptı ve yollara çıkıyor. Türkiye, tarihinde bir ilki gerçekleştirdi, kendi arabasını yaptı.
Ukrayna – Rusya savaşında, Bayraktar Holding’in ürettiği TB2, Rus silahlarını perişan etti.
Selçuk Bayraktar, insansız hava araçları yarışında ABD’li rakiplerine meydan okudu. TB3 alanında zirve, AKINCI uçuyor, KIZILELMA yeni nesil insansız savaş uçağı olarak F 16 ve F 35’lerin pabucunu dama atacak.
Ontario Tabipler Odası eski Başkanı Dr. Sohail Gandhi, “Kanada sağlık sistemindeki krizi aşmak için Türkiye’yi örnek almalı, demiş. (2.4.2023 tarihli Yeni Akit)
Türkiye sağlık alanında devrim yaptı, şehir hastaneleri kurdu. Eski Türkiye’de yaşanan SGK ilaç kuyrukları tarih oldu, herkes eczaneden ilacını alıyor.
Karadeniz’de bulunan doğal gaz, önümüzdeki günlerde karada vanaya bağlanacak, kendi çıkardığımız doğal gazı yakacağız.
TÜRKİYE YÜZ YILI başladı ve tam gaz ilerliyoruz.
Sosyal medya çöplüğü ve kirliliğine rağmen insanımızın vicdanı temiz.
“Kahramanmaraş Göksun’da 43 yaşındaki İsa Karabacak, hesabına yatırılan ‘Hane Başı Destek’ ödemesi olan 10 bin lirayı, diğer depremzedeler kadar zarar görmediğini beyan ederek AFAD’ın yardım kampanyasına bağışladı.” (4 Nisan 2023, Yeni Akit)
Geçen hafta Ankara Pursaklar ilçesindeki 4 okul ve Konya’daki iki okulda öğrencilerle sohbet ettim, yavrularımıza insanın deha potansiyeline sahip olduğunu, insan beyninin öğrenme sınırı olmadığını anlattım ve şöyle dedim:
“Herkes dehasını keşfedebilir, yeteneklerini geliştirebilir. Geliştirilemeyen zekâ yoktur.
İnsan beyni öğrenme programlı yaratılmıştır, öğrenmeyen beyin olmaz. Görmeyen göz, duymayan kulak, yürümeyen ayak, tutmayan el olmadığı gibi.
Allah çalışana verir. Kur’an, insan için yalnız çalıştığının karşılığı vardır, buyurur.
Başarıyı Allah verir. Hans’a, Abraham’a, Yakop’a, Eva’ya, Marya’ya, Elizabet’e veren Allah; Hasan’a, İbrahim’e, Yakup’a, Havva’ya, Meryem’e, Elif’e de verir.”
Arif Nihat Asya gibi; “Sen de geçebilirsin anadan, yardan, serden / Senin de destanını okuyalım ezberden!” dedim, moral ve motivasyon konuşmaları yaptım.
Öğrencilerin özgüveni, başarma azmi, sevinci arttı. Dinlerken gözleri parlıyordu.
Gençlerimize “Ben de yapabilirim. Yapanlardan bir eksiğim yok, kimsenin benden bir fazlası yok” dedirttim. Başarı prensipleri ve başarı hikâyeleri anlattım.
“İnancınızı yitirmeyin, doğruluktan ayrılmayın, yalanı hayatınızdan çıkarın!” dedim, kendilerinden dürüst yaşama sözü aldım.
İnançlarını korumalarını, ateist propagandalara aldanmamalarını söyledim, şu prensiplerin altını çizdim:
“Ateizm temelsizdir, akla ve bilime aykırıdır. Bir resim ressamsız, bir bina ustasız, bir kitap yazarsız olmaz. İnsan DNA’sında 25 milyon kitaplık bilgi var, bu bilgiyi DNA’ya kodlayan muhteşem bir sanatkâr var.
100 milyon tuğladan meydana gelen bir bina düşünelim, milyonla tuğlayı bir arsaya yığsanız, usta olmaksızın tuğlalar kendi kendine bina olmaz.
İnsan vücudunda 100 trilyon hücre var. Bunca hücreden harika insan vücudunu yaratan bir SANATKÂR var.
Ateizm, hayatın nasıl meydana geldiğini açıklayamaz. Evrenin nasıl yaratıldığını ve düzene konduğunu, fizik kanunlarını kimin koyduğunu, her şeyin bu kanunlara neden uyduğunu izah edemez.
Kâinatta ince ayarlı, hassas bir düzen ver. Düzeni kuran sonsuz bir kudret var.
Allah bizi çok seviyor, cep telefonuna para veriyoruz, beynimize vermedik. Gözlüğe, ayakkabıya, elbiseye para verdik; gözümüze, ayaklarımıza, derimize para ödemedik. Bunlar Rabbimizin bize hediyesi. Bizi sevdiği için bu hediyelerle donattı, bu hayat fani. Kur’an bizi cennete davet ediyor. Onu okuyalım, sınavlara hazırlandığımız gibi cennete gitme hazırlığı yapalım.”
Konferanslarım öğrenciler üzerinde olumlu etkiler meydana getiriyor.
Konya Çelebi Hüsamettin İmam Hatip Lisesi edebiyat öğretmeni Ramazan Gelmez kardeşim, aylar öncesinden beni okuluna davet etti. 15 Temmuz Diriliş Destanı romanımı öğrencilerine okutmuş. Okul müdürü Abdülkerim Atiz Bey’in daveti üzerine öğrencilerle sohbet ettim.
Ramazan Gelmez idealist bir eğitimci ve kitap okutma tutkusu taşıyan bir öğretmen. Konferansı dinleyen öğrencilerinin intibalarını yazmış:
“Konferans biter bitmez bir grup öğrencim yanıma geldiler, okulumuza böyle değerli bir yazar getirdiğiniz için çok teşekkür ederiz, okul kapanmadan Ali Erkan Kavaklı gibi yazarları dinlemek istiyoruz, şimdiden görüşmelere başlayın, dediler.
Bazı öğrenciler, Başarıya Götüren Yol kitabınızı size imzalattıktan hemen sonra kapıdan çıkar çıkmaz okumaya başladıklarını, çok akıcı bir dille yazıldığını ve çok iyi motive ettiğini söylediler.
Konferans sırasında öğrencilerle diyaloglar kurmanız onları büyüledi, sizi pürdikkat dinlediler. Özgüvenlerinin arttığını gözlemledim, yeni bir başlangıç yapmak, program yapıp çalışmak için hevesle kararlar aldılar. Konferanstan sonra çalışma programı yapıp bana getirenler oldu. Konferansın etkisi bizi hayli memnun etti. Her şeyi için çok teşekkür ederim kıymetli hocam.”
Gençlerimize değer vermek, onlara sahip çıkmak ve ömür boyu takip edebilecekleri doğru bir yol haritası çizmek çok önemli. Bunu yapan öğretmelerimizi gördükçe seviniyorum.
Ümit ve heyecanla istikbale yürüyoruz.
Türkiye yüz yılı hayalimiz gerçek olacak inşallah.
