Ülkemiz son yaklaşık bir aylık dönemde yaşadığı deprem felaketleri ile sarsılırken yine fedakâr, cefakâr Anadolu insanı yapması gerekeni yapıyor…
Hiçbir siyasiye ihtiyaç duymaksızın kış için hazırladığı yiyeceğini, belki de kızının oğlunun düğünü için sakladığı üç beş kuruşunu, ziynet eşyasını, battaniyeyi, mutfak eşyasını hiç gözünü kırpmadan ya yardım merkezine götürdü yâda bir şekilde araç ile deprem bölgesine ulaştırdı.
İlçede neredeyse her köy, kasaba, mahalle yardımla doldu taştı, hatta köylüler dağdan odun keserek, ahırdaki koyununu vererek destek olmaya çalıştı.
En son ise İlçe Kaymakamı Deniz Pişkin her ihtiyacı olan vatandaşın kendisine ulaşabilmesi için sosyal medya hesaplarından telefon numarasını vererek ihtiyacı olan her vatandaşın yanı başında olduğunu iletti.
Bu duyarlılığından dolayı Kaymakamımızı gerçekten tebrik ediyorum, zira biz kimleri gördük bırakın telefon numarasını bulup aramayı, odasına bile sokmayanları.
Kızılay’ ı hiç yazmaya bile gerek duymuyorum ki onca kan verirken benden kan istediğimde karşılığında kan isterken AHBAP derneğine çadırları satması pekte açıkçası benim için ilginç bir hadise olmadı…
Neyse…
Gelelim konumuza;
Depremin getirdikleri birlik beraberlik yardımlaşma dayanışma ama kime ve ne kadar…
Birebir şahit olduğum iki olay ve ikisinde de elimizden geleni yaptık, birisinde muaffak olurken diğerinde ise elimiz kolumuz bağlı kaldık….
İlk olayda kardeşim aradı Kahramanmaraştan gelen babalarını kaybetmiş 5 kişilik bir aile için ev ve eşyası gerekliydi… Yapılan çalışma sonrası aileye ev bulundu bir şekilde eşyalarını da hayırseverler desteği ile tamamladık.
Bu gün ise Konya dönüşümde uğradığım annemin evinde bahçe işleri ile uğraşırken bir elektrikli kspslı kabinli bir araç durdu.
Selamlaştık ve bana Malatya’ dan geldiklerini kiralık ev aradıklarını ilettiler, birkaç telefon konuşması sonrası bir hayır severin çift daire bir evi olduğunu ve kira almadan depremzedelere vereceğini bildiren bir arkadaşımla konuşmak üzere aileyi aracıma alarak yola çıktık, Aile Suriyeli bir aile anne, baba ve kucaklarında en fazla 5 aylık bir bebek ile ….
Gittiğimiz arkadaş aile Türk’ mü Suriyeli’ mi diye sorunca Suriyeli cevabı yetti ve ev sahibinin kesinlikle Suriyeli istemediğini söylemesi ile ben yıkıldım ve o aileye bunu söylemek zorunda kaldım….
Hani hep deriz ya biz Müslümanız ve dinimiz darda kalanın zorda kalanın inmdadına yetişmemizi ister….
Evet biz istemesek te zamanında nasıl ki bizden olanlar Avrupa Ülkelerine göç edip yaşamlarını idame ediyorsa Suriyelilerde bir şekilde bu Ülkeye alındılar ise ve bunlar Müslüman bizde bir şekilde bu insanları benimsemek zorundayız.
Hele ki şu dönemde Lazı Çerkezi Kürdü Ülkücüsü faşisti solcusu dincisi tek yürek olmak gerekmez mi, yarayı birlikte sarmak gerekmez mi…
Kısacası Deprem bir yandan Milli duygularımızı kabartırken, diğer yandan İnsani duygularımızın ölüşünü gözümüzün önüne serdi….
DEPREMİN GETİRDİKLERİ GÖTÜRDÜKLERİ!!!
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren,
aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya
da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk
içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.