Sosyal medyayı takip ederim ama çok vaktimi alacak şekilde de zaman ayırmam. Günümüzde beli şeylerden haberdar olmak için ya da daha çabuk haberdar olmak için buna biraz vakit ayırmak gerekiyor. Aksi takdirde gündem o kadar hızlı ve çabuk değişiyorki, olaylardan zamanında haberdar olmak zorlaşıyor.
Bununla birlikte sosyal medya da o kadar bilgi kirliliği var ki, olmayan birçok şeyde olmuş veya oluyormuş gibi lanse edilip yanlış bilgilendirmeler de maalesef tahmin edilenin çok üzerinde.
Son günlerde sosyal medya da dikkatimi çeken bir pankart oldu. Ülkemizdeki bir üniversitenin mezuniyet töreninde açılan pankarttaki yazının içeriğiyle ilgili. Üniversitenin adını yazmayacağım. Çünkü böyle bir pankartın açıldığı üniversitenin güzelim ülkemizde olması bile, bendeniz dahil ahlaklı Anadolu insanlarını ziyadesiyle üzüyor. Üniversitenin ismini zikretmekten bile hicap duyuyorum.
Pankartın içeriği, tek erkekle ömür mü biter gibi son derece gayri ahlaki yazıyı içeriyor olması ve bu pankartın öğrenciler tarafından taşınması ayrı bir sorun.
İnsan olarak yazının içeriğine ayrı üzülüyoruz, öğrenciler tarafından pankart olarak taşınmasına ayrı üzülüyoruz, bu pankartın üniversite yönetimi tarafından taşınmasına müsaade edilmesine ayrı üzülüyoruz, bu olayların bilimsel özgürlük adı altında yapılması ve gösterilmeye çalışılarak pazarlanmaya kalkışılması ise ayrı bir üzüntü kaynağı.
Diğer bir yönden de baktığımızda ise, gençliğimizin bir kısmının da ahlaki yönden ne kadar bir çöküntü içinde olduğu ve bunun seviyesinin nerelere ulaştığının da bir göstergesi.
Bu tür konulara eskiden şöyle bir yaklaşım sergilenirdi. Bir havuzu düşünün, bu havuza bir taraftan temiz su akıyor, havuzda insan sağlığını bozacak şekilde havuz dışından sirayet eden ve bulaşan mikroplarla su kirleniyor, insan sağlığına zararlı hale geliyor ve mikroplu bir su oluyor. Bu havuzdan başkada insanlara içirilecek alternatif su yok. Su içirmesek insanlar susuz yaşayamaz ve ölür. İnsanları öldürmektense, zararları asgariye indirilerek hayatta kalmaları sağlanmalı, havuzdaki pis su bir taraftanda aktığı için, zamanla giderek azalacağı ve temiz suyun havuzda çoğalacağı ve böylece bundan kurtulunacağı ifade edilmekteydi.
Buradaki mantık, bu ülkenin gençleri yanlış eğitim metodlarıyla zehirlendiği, bunlarında imha ve yok edilemeyeceğine göre, bu aşamadan itibaren, yeni yetişecek nesillerin hepsinin bir anda olmasa bile, bir taraftan iyi insanlar yetiştirilmesi, bunun giderek artması ve/veya artırılması, zamanla iyi ve ahlaklı yetişmiş gençlerin çoğalacağı, böylece kahir ekseriyetin, iyi insanlar olarak yetiştiği takdirde, durumun düzelmesinin ve başarılmasının kolaylaşacağı ve ivme kazanacağı ifade edilmekteydi.
Tıpkı havuzdaki kirlendirilmiş veya kirlenmiş suyun giderek temizleneceği ve zamanla sağlığa uygun hale geleceği örneğinde olduğu gibi başarılacağı öngörüsünde bulunulmaktaydı.
Bu mantık ilk etapta doğru bir önerme gibi görünüyordu, özünde de doğru bir fikirdi. Ne var ki, gözden kaçırılan bir durum vardı, oda havuzdaki suyun, sadece üstünün açık olmasından kaynaklanan bir kirlilik olup olmadığının bilinmemesi veya düşünülmemesiydi.
Havuzdaki suyun kirlenmesinde üzerinin açık olmasının etkisi % 5 ile 15 arasındaydı. %85-95 arasındaki kirlenme, havuza bilinçli ve kasıtlı olarak zehirli ve kirlendirici madde zerkedilmesinden kaynaklanmaktaydı. Bu önermeyi söyleyenler bunu biliyorlarmıydı, yoksa biliyorlardıda o günkü şartlarda söylenmemesinin, dillendirilmemesinin daha faydalı olacağı kanaatimi hakimdi bilemiyoruz. Ama benim kanaatim, böyle düşünenlerin hepsinde olmasa bile, bir kısmı bu gerçeği biliyorlar ama,alternatifsizlikten ve diğer koşulların yeterli ve uygun olmamasından dolayı gündeme getirmiyorlardı. Getirmek isteselerde, uygulama şansı o an için yok durumunda olduğu için, ifade etmeyi ve onlarla zaman kaybetmeyi uygun bulmuyorlardı.
Bu konuda epey bir çaba sarfedildi. Belli bir mesafe de alındı. Ancak, iyi yetiştirilen insanların bir kısmı zamanla, sistemin içerisinde ahlaki değerlerini koruyamayarak ahlaki çöküntüye uğradılar. Bunun birçok nedeni vardır. Araştırılmaya değer bir veya birkaç doktora tezi konusudur.
İnsanların yapısındaki makam hırsı, çekememezlik duygusu, muhtelif konularda ki zaafiyetleri konusunda yeterince eğitilememelerini, en öne çıkan faktörler arasında sayabiliriz.
İşte bu konudaki eksikliler zamanında giderilemediği için yada dış etkenler tarafından engellendiği için, havuzun dibindeki zehirli ve sağlığa zararlı tortular, su karıştırılmak suretiyle suyu hala içilmez hale getirerek veya getirtilerek, sonucu ve zararları bilindiği halde pankart olarak tek erkekle ömür mü biter pankartı açtırılıp ahlaki ve nesebi seviye ve bozukluğu sergilenerek sular bulandırılmaya çalışılıyor.
Ferdi olarak o görüşteysen zaten onu yapmana veya yaşamana engel bir durum yok ama bir üniversitenin mezuniyet töreninde bu pankartı niye açıyorsunuz.
Zannetmeyiniz ki, bu bir veya 3-5 öğrencinin olayı. Bunların arkasındaki dış güçler belli de, Devletimiz bu yavrularımızı kullandırmaya çalışan içeride ki maşaları bulmalı ve bu konuda gerekli tedbirleri almalıdır. Bugün olduğu gibi yarında o üniversiteyi kazanan Anadolu insanımızın yavruları o kurumlarda eğitim göreceklerdir.
Yeniden ahlaki erezyonlar yaşanmasın. Yavrularımız kaybedilmesin. Çünkü ne insanımızın nede ülkemizin kaybedecek ne bir vakti var ne bir tek neferi.