لى متى وانت باللذات مشغول
وانت عن كل ما قدمته مسؤول
İle metê ve ente billezzêti meşğûlün,ve ente an külli mê kaddemtehû mes'ûlün.
(Ey insanoğlu) daha ne zamana kadar böyle (özellikle haram, oyalayıcı, gaflete sürükleyici ve gaflete batırıcı) lezzetlerle meşgul olacaksın?
Halbuki bilmelisin ki sen(ey âhiret yolcusu olan mu'min) Meleklerin yazdığı ve amel defterinde bulunan her şey'den hesab günü sorulacaksın.
Haramlar ve günahlar kötülüğü emreden nefsin meyveleridir, nefsin hoşuna gider.
Lezzet sadece yenen ve içilen şey değildir, göze, kulağa hitap eden, dilin meşgul olduğu ve insana hoş gibi gelen nice şeyler vardır ki insanı oyalıyor.
İnsanın iki kalbi olmadığı
için bu lezzetlerle oyalanan, yakasını bunlara kaptıran ve yorgun düşen kalb huzur bulamaz, düzgün bir ibadete vakit ayıramaz zikre,gece ibadetine ve duâya,dostlarla sohbete bile vakit bulamaz, vakit ayırsa bile ibadetin ve zikirin tadını alamaz, fakat kendisine faydalı olmak şöyle dursun zarar veren şeylere ve yerlere saatlerini, günlerini verir de farkında olmaz.
Yüce Allah kime neyi soracağını en iyi bilendir.
Helal olanı haram kılma ve yasaklama yetkisi hiç bir insana verilmemiştir, verilmemiştir doğru ama, gülerek ve eylenerek
haramları işleyenler, tövbe edip bundan vazgeçmezlerse yarın azab’ın acı ve elem veren tadını tadarlar, yasakları yaparken eylenenler ahirette bunun da hesabını ağlayarak verirler, bunu unutmamak gerekir.
"Haram lezzetlerin azabı,mubah lezzetlerin de hesabı vardır."
Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.
"Tekâsür süresi: 8. âyet.
Bu nimetler mesela sıhhat,afiyet, hürriyet yiyeceker, içecekler, boş vakit,beden şehrinin eşsiz organları, göz kulak kalb ve bedenin görünür görünmez a'zaları, benzeri nimetler ve her şey.
Haram lezzete dair
herkesin bildiği türden ve dilden bir örnek vermek gerekirse, mesela gıybet.
Saatlarce bir mecliste birilerinin giybeti yapılıyor,yapanlar da hizmet ediyoruz zannediyorlar, güle yıkıla vakit öldürüyorlar,belki birisi, lütfen giybeti bırakalım diye uyarınca da,gıybet etmiyoruz diye ikinci bir günaha giriyorlar v.b gibi.
Ölmüş kardeş eti yeme, zamanı boşa harcama kardeşin de olsa bile kusurunu dile getirme demek olan gıybetten nefis lezzet alıyor rengarenk meyve yer gibi iştahla saldırıyor.
Zaman, bu gafletten belki uyanır diye insanoğlunun etrafında haykırarak dönüp dolaşıyor, Güneş,Ay, Yldızlar ve herşey,evet herşey.
Kimbilir belki olup biten ve çoğu zaman hikmetini çözemediğimiz olaylar,
musibetler,sel, yangın,
deprem, gerçek ve sanal hastalıklar gibi şeyler gafletten uyanıp
kendimize gelmemiz
içindir.
"İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden Karada ve denizde düzen bozuldu, böylece -Allah- dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor"
Rum suresi: 41 ayet.
Zayıf olduğu rivayet edilen bir hadiste Rasulullah efendimiz'in zamanında Medine-i münevverede bir deprem oluyor, bunun üzerine Rasulullah efendimiz şöyle buyuruyor:
" Allah sizin kendisinden memnun olmanızı (kendisine dönmenizi ve O'nu razı etmenizi istiyor)Allah'tan memnun olun( Allah'ı razı edin ve O'na dönün)"
Askalâni,Telhis ül habîr.2/632
Mü'min uyanır yüce Allah'a döner hazırlık içinde olursa kendine iyilik etmiş olur,yok uyanmaz veya geç uyanırsa kendine haksızlık yapmış olur.
Kur'an'ı kerim ve Allah Rasülu en gür bir sadâ, ve en mübarek bir davetle insan ve cinlere sesleniyor ve onları uyanmaya, başkalarını da uyandırmaya,hakka uymaya ve hakkı uygulamaya davet ediyor.
Yüce Allah bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi, ölümle uyanmadan önce uyandırsın, lehimize olacak işleri ve amelleri yapmak için bu kutlu sadâ ve davete icabet edip mutlu olanlardan eylesin, ölmeden önce kendi arzu ve isteyi ile haramlardan ve her türlü günahtan el etek çekmekte mu'înimiz olsun.Âmîn
Ahmet ÖZKAN
27 Temmuz 2022 Çarşamba