حضورى گر همى خواهى از أو غائب مشو حافظ
متى ما تلق من تهوى دع الدنيا واهملها.
Hudûri ger hemihvâhî ez ûv ğâib meşev Hafız, mete mê telka men tehve daiddünyê ve ehmilhê.
Ey Hafız! Hafız-ı Şirazî ve bu yolun yolcusu olan herkes! Eğer sen özellikle kalbim huzurlu olsun ve rahat olsun diyor ve bunu istiyorsan -zira kalbin huzuru âdetâ dünyanın cennetidir- hem gönül, hem de beden huzuru içinde yaşamak istiyorsan,o zaman O'ndan(yüce Allah' dan) hiç bir zaman gafil olma,O'nu unutma,ihmal etme,O'ndan gâib olma,olman gereken yerde ol, olmaman gereken yerde bulunma.
"Erkek-kadın kim inanan bir insan olarak iyi işler yaparsa ona çok hoş bir hayat yaşatacağız"
Nahl suresi: 97.âyet.
Alimler bu hoş hayat'ın dünyada helal lokma, saadet ve kanaat olduğu gibi,âhirette de ebedi cennet mutluluğudur demişlerdir
Molla Câmi'nin de dediği gibi:
يكى بينى يكى دانى يكى جوى يكى خواهى يكى گو
Yekî bînî yekî dânî yekî cûyî yekî hvahî yeki gû.
Biri gör,biri bil,biri ara biri iste, biri söyle,tabi Câmi yüce Allah'ı kasdediyor.
Ne zaman sevdiklerinle karşılaşıp bir araya gelirsen,gerek onların sohbetinde,ve gerek te onların sohbeti yapılırken isimleri anılırken, beraberliğe, sohbete, huzura ve o manevi zevke toz konduran o güzel havayı bozan dünya'yı unut,onu aklına bile getirme.
Kalbin böyle bir huzura kavuşması için mâsiva(Yüce Allah'dan başka şeyleri) yani insanı meşgul eden, oyalayan şeyleri rafa kaldırmak, hatta daha iyisi mümkün olursa unutmaktır.
Mutasavvıfların yanında fenâ budur, ve bu yüce Allaha karşı beslenen zatî sevgidir, zira seven sevdiğinden başkasına gönül bağlamaz, çünkü Yüce Allah'ın zatı dışında herşey geçici ve fanidir.
هر چه نپايد،دلبستكى را نشايد
"Her çi nepâyed dilbestegîrâ neşâyed"
Pâyidâr olmayan,buna mukabil fâni ve geçici olan şeylere gönül bağlamaya değmez.
Huzurun nasıl sorusundan asıl maksad budur,yani yüce Allah ile aran nasıl,sevgin ne ölçekte,hangi aşamada kalbin O'na ne kadar bağlı, yoksa kaç kilosun kilon artıyor mu, eksiliyor mu,kilo verebiliyor musun
evin konforu iyi mi arabanın modeli yüksek mi değil maksad.
Kişi manen yüce Allah ile bu beraberliği ve huzuru yakalamaya çalışırken âilesini, halka hizmeti, komşusu ile munasebeti ihmal etmeyebilir ve etmemelidir de,
,"Kâin ve bâin " içi Hakk ile, dışı halk ile olur,el kâr'da gönül yar'da olur.
اى كه بقافلئ بى همه شو باهمه رو
"Ey ki bekafileî bî heme şev,bâheme rev"
Ey kafile ile beraber yolculuk yapan yolcu! Kafileyle beraber yürü ama kafileden ayrı ol.
Kalbin dünyaya,heva ve hevese, geçici şeylere kayması veya bağlanması bu huzur kalitesini gölgeler ve düşürür.
Çarpıcı bir misal ile bu kısa yazımızı bitirelim bazı mezheplere ve ictihatlara göre gayrimüslimlerle çarpışan,cihad eden bir mümin yaralı düştüğünde vefat etmeden, şehit düşmeden önce dünyadan bahsederse, arabam filan yerde, filan yerde param var şunu buna verin, bunu buna verin gibi şeyler konuşursa sonra vefat ederse,yine şehit olmakla beraber, tam şehit olan birisine göre biraz derecesi düşer, ve yıkanabilir bunu fıkıh kitaplarında bulmak mümkündür.
Dünya öyle bir şeydir ki o anda dünyadan bahsetmek bile dereceyi düşürüyor.
Allahım ! Her anlamda bize ve tüm mü'min kardeşlerimize huzur lütfeyle,sevgini,seni seven kimselerin ve sana yaklaştıran amellerin sevgisini de nasip eyle Âmîn.
Ahmet ÖZKAN
6 Haziran2022 P.tesi