Eğitim sisteminin bir dizi problemi var.
En önemlisi öğretmen yetiştirme sistemi. Mehmet Akif Ersoy der ki:
“Muallimim diyen olmak gerektir imanlı;
Edepli sonra liyakatli sonra vicdanlı.”
Eğitim fakülteleri darbeci Kenan Evren döneminde 1982’de kuruldu. Puan tutturan öğretmen oluyor. Öğretmenin liyakati, performansı ölçülmüyor; testiyi kıran ile suyu getiren aynı maaşı alıyor.
Verimlilik kriterleri belirlenmeli, başarıyı artırana bir maaş ödül verilmeli, yerinde sayan kursa alınmalı, başarısızlar sınıftan alınıp başka yerlerde görevlendirilmeli. Başka türlü eğitim kalite kazanmaz.
Cumhurbaşkanımız, Ömerler arıyor. Hz. Muhammed’i (sav) örnek alan, onun eğitim metotlarını uygulayan öğretmene ihtiyaç var. Ömer’i yetiştirecek öğretmen yetiştirmek çok önemli.
Öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmeli, alanında dünya ile yarışabilecek bilgili eğitimciler, “En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed’in (sav) eğitim anlayışı ve eğitim metotlarını” benimsemiş öğretmenler yetiştirmeliyiz.
İkinci temel konu, müfredatlar ve ders kitapları. Özellikle fen bilgisi kitapları Fransız ateist sosyolog Auguste Comte’un (1798-1857) anlayışına uygun yazılıyor.
Bütün dünyada adaletin sembolü kabul edilen Hz. Ömer, Kur’an’ı okudu ve İslam’ı seçti. Kur’an’ın, “Allah adaleti emreder.” emrine uydu, adaletin sultanı oldu.
İslam medeniyeti Kur’an prensiplerini esas alır, ilim ve ahlak medeniyetidir. Batı medeniyeti doğruluk ve adalet üzerine kurulmadı. Batılılar rönesans ve reformlarla yakaladıkları teknik ve silah üstünlüğünü sömürgecilikte kullandılar.
Ateizmin teorisyeni Auguste Comte, Papanın temsil ettiği Hıristiyanlığı reddetti. Tahrif edilmiş Hıristiyanlık üç tanrı olduğunu iddia eder. Rahip ve rahibelere evlilik yasağı koyar. Doğan bebeği günahkâr sayar ve vaftiz eder. Papazlara, insanları affetme ve aforoz etme yetkisi verir. İlim ve akıl ile çelişen prensipler söz konusu.
İslam ilim öğrenmeyi emreder, ilim ile çelişmez; akla hitap eder, meselelerini akla tespit ettirir. Çalışıp çabalamayı ve üstün Müslüman olmayı, düşmanın silahı ile silahlanmayı emreder. Amentüsü gayet sade ve net: Bir tek Allah var, Hz. Muhammed (sav) onun kulu ve elçisi. Akla ve ilme aykırı bir tarafı yok.
Son üç yüz senedir Müslümanlar tembellik döşeğine yattılar, oyun ve eğlenceye daldılar, bilim ve teknoloji yarışından koptular. Ateistlerin Hıristiyanlığa yönelttikleri tenkitleri, tercüme ederek İslam’a hücum ettiler. Batılılaşma ile beraber aydın cehaleti başladı, cehaletimizin kurbanı olduk.
Yeniden Kur’an’ın ilim, ahlak, çalışma ve dünya ile yarışma prensiplerine dönmeliyiz.
Karma eğitim faciası ele alınmalı şurada. 20. Milli Eğitim Şurasında temel konu fırsat eşitliği. 28 Şubat sürecinin milli eğitim bakanı Metin Bostancıoğlu, eğitimde fırsat eşitliğini tarumar etti. Bütün okul ve kurslar karma eğitim mecburiyeti getirdi.
Almanya, ABD, İngiltere’de yapılan araştırmalar; karma eğitimin “yüz yılın pedagojik yanlışı, pedagojik bir ham ölü” olduğunu hem kız hem de erkeklere zarar verdiğini, eğitimde verimsizliğe yol açtığını ve cinsel tacizlere zemin hazırladığını ortaya koydu.
Karma eğitim araştırmalarını,“Yüz Yılın Pedagojik Yanlışı Karma Eğitim” (*) isimli bir kitapta topladım.
Almanya’da karma eğitimi öngören yönetmelik kaldırıldı.
ABD’de ayrı eğitim veren okullar öğrenci akımına uğradı.
Türkiye’de yaprak kıpırdamadı.
Eğitimi; pedagojik esaslara uygun olarak ele alan ve başarıyı esas alan bir anlayıştan mahrum olduğumuzun en açık göstergesi bu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bile kız ve erkek ayrı eğitim veren okullar vardı. Ben Konya Erkek Lisesinden 1971 yılında mezun oldum, sonraki yıllarda eğitim karma yapıldı.
Karma eğitim mecburiyeti, fırsat eşitliğini ortadan kaldırıyor. Ayrı eğitim aldırmak isteyen veliye hak tanımıyor, karma eğitim aldırmak isteyenin sahip olduğu hakka, ayrı eğitim isteyen sahip değil.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunundaki “karma eğitim esastır” ifadesi kaldırılmalı, eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı.
Merkezi sınavlardan vazgeçmeli. Öğretmene sorumluluk ve yetki vermeli, okul notuyla öğrenci üniversitelere girebilmeli. Merkezi sınavlar, lise mezunlarının sadece üçte birini üniversite ve yüksekokullara seçiyor. Gençlerin üste ikisi dışarıda kalıyor. Klasik liseler işsiz yetiştiriyor. Hükümet bin meslek lisesi projesi başlattı, meslek liseleri en az 2-3 sene uygulamalı olmalı, liseyi bitiren mutlaka bir mesleği adam akıllı öğrenmeli. İmam hatip lisesi programlı meslek liseleri açılmalı.
Ak Parti döneminde okul binaları yenilendi, yeni okullar açıldı, sınıflar akıllı tahtalarla donatıldı, ders kitapları bedava dağıtılıyor, öğretmen sayısını çoğaltıldı. Liselerde din dersini iki saate çıkardı. Seçmeli Kur’an, siyer, temel dini bilgiler dersi koydu. Ders kitaplarını bedava veriyor. Şekil fazlasıyla iyileştirildi.
Öze inmek şart.
Öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmeli, fen bilgisi kitapları Müslümanın bakış açısı ile yazdırılmalı, isteyene ayrı eğitim alma fırsatı verilmeli, merkezi sınavları kaldırmalı.
Kitap Beyin Vitamini: Karma eğitimin kız ve erkeklere verdiği zararları merak edenlere Yüz Yılın Pedagojik Yanlışı Karma Eğitim adlı, Nesil yayınları arasında çıkan kitabımı tavsiye ederim.