Kıymetli bir okuyucum, eğitim sistemini eleştiren mail atmış, gençlerin eğitiminden devleti sorumlu tutmuş, gençleri ahlaki bozukluklara sevk eden sistemin bir an önce düzeltilmesini istemiş.
“Dört çocuğum var. Bir baba çocuklarına kaç yıl bakacak?
Bu çocuklar akil-baliğ olduktan sonra cinsel ihtiyaçlarını nasıl giderecekler? Karma eğitim, teşhirciliğin ve zinanın normal hâle geldiği Türkiye’de eğitimin uzaması nedeniyle günaha giren çocuklarımızın vebali kime ait? Bir bekçiliğe bile üniversite diploması isteyen devlet mi? Anne babası mı? Gençler, üniversitelerdeki ahlâksız ortama bir kere alıştı mı onları kim kurtaracak? Bir daha nasıl yuva kuracaklar?
28 Şubatta başörtülü kızlarımızı ve sakallı gençlerimizi, öğretmenlerimizi okullara almıyorlardı. Şimdi çocuklarımız Fransız tipi değil İngiliz tipi soft laiklikle, kötü internet ve dizilerle bozulmuş durumda. Çocuklar o kadar tembelleştiler ki okuldan başka hayat tanımıyorlar. Ailelerine yük oluyorlar. Yıllarca öğretmenlik yapan başka bir işten para kazanmamış, vergi vermemiş kişiler bunu anlayamazlar. Çocuklarının okul masraflarından ve okullarda aldığı kötü eğitimden bıkmış ve sonunda boşanmış bir baba.”
Kapitalist bir düzende yaşıyoruz, sistemi kuranların kapitali artırma, koruma ve faizle para kazanma konusunda ayrıntılı kanunlar düzenlemişler. Okuyucumun hassasiyet gösterdiği ahlâkî konularda, ahlak bozucu bir sistem geliştirmişler. Devlet tekel kurup içki, par-pavyon açtırıp aklâksızlık üretmiş, milli piyango düzenleyip kumar oynatmış.
Bir vatandaş olarak insanımıza hizmet etmesini beklediğimiz devlet sistemini eleştirmek ve düzeltilmesini istemek en tabii hakkımız ancak sistemi çok hızlı ve kolay değişmiyor. Son yıllarda devlet piyango ve tekelden elini çekti, bazı şeyler gayretli insanların emeği sonucu değişiyor, değişmeli.
Değişime kendimizden ve alimizden başlarsak daha iyi ve hızlı netice alırız. Çocukların bakımı ve eğitiminden baba (aile) sorumlu. Onları iyi eğitmeli, yeteneklerini geliştirmeli, temiz ve helal kazanabilecekleri bir meslek öğretmeliyiz. Ahirete göçtükleri zaman da cennetlik biri olabilmeleri için dini ve ahlaki eğitim vermeliyiz. Her ne kadar çocuk reşit olana kadar ailenin sorumluluğunda ise de çocuklarımız ömür boyu bizim evlatlarımızdır, onlara karşı sorumluluklarımız var, onlar servetimiz ve sevap hazinemiz.
Karma eğitim, uzun süren eğitim sistemi, uzun süre laikçilerin yönettiği devlet sisteminin İslam ahlakına önem vermemesi çok önemli problemler. Bunların düzeltilmesi için fert olarak ve sivil toplum örgütleri kurarak, siyasi partilerde görev alarak çalışmak lazım. İlim Yayma Cemiyeti, Ensar, Önder, İmam Hatip Mezun ve Mensupları dernekleri bu konuda çok önemli çalışmalar yapıyorlar. İmam hatiplerde kız ve erkek ayrı eğitim veriliyor, ayrı eğitim veren özel okullar var. Bunlar desteklenmeli.
Bir eğitimci olarak ahlaki ve eğitim çalışmalarına evden başlamanın faydalı ve etkili olacağı kanaatindeyim. Çocuklarımıza bir meslek ve ahlak öğretmeliyiz. Mevcut sistemde çocuk ya üniversite okuyarak veya bir meslek lisesi bitirerek iş sahibi olabilir. Üniversitelerin kapasiteleri sınırlı olduğu için yüksekokul okuyamayacak çocuklarımızı bir meslek lisesine göndermeli ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için yönlendirme yapmalıyız. Mehmet Akif der ki:
“Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası;
Dostunun yüz karası, düşmanın maskarası.”
Çocuklarımız kimsenin yüz karası, kimsenin maskarası olmamalı.
Ahlaklı ve dürüst insan olma konusunda her fert sorumlu. İnsan ipi boğazına sarılmış ve otlağa salınmış, başıboş bir hayvan değildir. Allah, onu en güzel şekilde yaratmış; beyin, kalp, el, ayak, göz, kulak, böbrek gibi mucize organlarla donatmış ve sorumluluklar vermiş, insan mükellef bir varlık.
Dünyaya imtihan için gönderilmiştir. Allah bizden rızık istemiyor, kendisine kulluk etmemizi ve razı olacağı güzel işler yapmamızı emrediyor:
“Yüce Allah sizi hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O mutlak galip ve bağışlayıcıdır.” (Mülk,2)
Allah, verdiği nimetleri sıralar ve sorumluluklarımızı hatırlatır:
“Rahman, Kur’an’ı öğretti, insanı yarattı, ona beyanı (anlama, kavrama, düşünme, ifade etme kabiliyeti) öğretti.” (Rahman, 1-4)
“Allah müminlerden canları ve malları karşılığında onlara cennet vermek suretiyle satın almıştır.” (Tevbe, 111)
Bize verilen beden ve mal gibi nimetleri cenneti kazanacak şekilde kullanmalı, kendimizi cehennem odunu olmaktan korumalıyız.
“Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun!” (Tahrim, 6)
Nefis terbiyesi ve eğitimi konusuna önem veren Nur Talebeleri, tasavvuf ehli ve dindar gruplar var, yalnız değiliz. Kur’an kursları, imam hatipler, ilahiyatlarımız var, dini cemaatleri meydana getiren hamiyetli ve gayretli insanlarla bozuk düzen epeyce düzeltildi, gayretlerimizle daha da düzeltilecek inşallah. Her şey iyi insan olmaya ve iyi insan yetiştirmeye bağlı.
Değerli okuyucuma hemen evlenmesini ve reşit olan çocuklarını evlendirmesini tavsiye ederim. Bekâr insanın dininin yarısı eksiktir. Rehberimiz Peygamberimiz (sav) evlenmiş, erdemli evlatlar ve erdemli nesiller yetiştirmiştir.