İnsana bilmediğini öğreten Allah, gönderdiği şerefli elçileri aracılığıyla kendisine ne şekilde dua edileceğini de öğretmiştir.
Bakara suresinin155.ayetinde kullarını biraz korku ve açlıkla; mallardan ve canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneyeceğini buyurup sabredenlere müjdeler ileten Rabbimiz bizim nasıl davranmamız ve kendisine nasıl dua etmemiz gerektiğini de öğretmektedir.
Kerim kitabımız Kur’an’ın her gün defalarca okuduğumuz Fatiha başta olmak birçok suresinde insanlığahidayet rehberi olarak gönderdiği şerefli elçilerinin dilinden yapılmış bu içten yakarışların onlarca örneğini buluruz. Her biri insanın yeryüzü macerasında ya bir şekilde yapılan yanlışın farkına vararak özeleştiri yapmaya, ya yüklendikleri ağır görevlerini yapamaz hale geldiklerini hissettiklerinde mücadele azimlerinin artması için sabır ve kararlılık dilemeye yahut içinde bulundukları toplum için hayırlar, iyilikler, güzellikler dilemeye karşılık gelir.
Mesel namazlarımızın her rekâtının olmazsa olmazı yapılan Fatiha suresi, yapımız gereği her an doğruluktan sapma ihtimalimiz olduğunu bilen Rabbimizin kalplerimizde oluşabilecek bu sapmalara karşı tekrar tekrar“(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru yola ilet. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil!“diyerek bilincimize nakşetmemizi istediği duaları öğrettiği açılış suresidir, Kur’an’ın kapısıdır, özüdür.
Allah’ın kullarına öğrettiği şu harika dua da mü’min evlerde çocukların anne babalarından ilk öğrendiği dualardan olup ömür boyu bir daha dillerden düştüğü görülmemiştir. Kabe’de gönüllerin ‘Lebbeyk’ten sonra en fazla coşup taştığı dualardandır
“Ey rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru” BAKARA SURESİ 201.AYET
Yalnız kendisine kulluk edilip her türlü yardımı da sadece kendisinden talep etmemizi isteyen Rabbimiz; her gece yatsı namazlarından sonra halimizi, affını, merhametini umarakmutlaka okuduğumuz şu dua ile arz etmemizi istemiştir:
“Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri üzerimize yükleme! Bizi bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizimsahibimiz ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” BAKARA SURESİ 286.AYET
Allah’ın kullarına öğrettiği dualar, her an kendisiyle kurduğumuz bağın canlı tutulmasını ve bu sayede kendimizi boşlukta hissetmememizi sağlayan bir bilinç inşa eder.
“Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu en bol olan yalnız sensin.”AL-İ İMRAN SURESİ 8
Ve… Kullarının, hükümranlık makamında nasıl bir varlığın bulunduğunu asla göz ardı etmemesini hatırlatarak onlarda tefekkür eden, tezekkür eden, teşekkür eden huzur dolu kalpler yaratır bu dualar.
“De ki: “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kādirsin.”
“Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Ve dilediğine sayısız rızık verirsin.” AL-İ İMRAN SURESİ 26-27.AYETLER
Allah’ın kullarına öğrettiği dualarda Allah mülkün sahibidir, yegane otoritedir. Kulları ile arasında aracılar yoktur.
Allah’ın kullarına öğrettiği dualarla yahut onlar gibi dua etmeye ihtiyacımız var; zira bizim çoğu zaman ne dediğimizi bilmeden ettiğiniz hazır kalıp dualarımızda falanca hürmetine gibi tevhide, ihlasa zarar veren virüsler giriyor araya farkında olarak veya olmayarak.
Rabbimizin öğrettiği dualardaki samimiyeti ve saflığı bulup dillerimizi ve gönüllerimizi o billur ırmaklarla yıkamamız gerektiğini düşünüyorum. Gene Al-i İmran suresindeki şu ayetlerde olduğu gibi:
“Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!”
“Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan hiç şüphe yok onu rezil etmiş olursun. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”
“Rabbimiz! Doğrusu biz ‘Rabbinize inanın!’ diyerek, imana çağıran bir davetçiyi işitip iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve bize iyilerin ölümünü nasip et.”
“Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığıyla bize vaad ettiklerini ver bize; kıyamet gününde bizi rezil etme. Sen asla sözünden caymazsın.”191-192-193-194
Selamların en güzeliyle…