Mehmetçik bu kışta kıyamette canını dişine takarak GARA’ya operasyon düzenledi, 52 terörist öldürüldü. Fulbright Komisyonunun hazırladığı müfredat ile eğitim gören teröristler, kaçırıp rehin aldıkları 13 Mehmetçiği şehit ettiler.
Ders kitaplarında doğa yaptı, DNA eşeyledi, kendi kendine oldu diyerek bilim kılıfına büründürerek dinsizlik öğretmesiydik, Allah ve ahiret inancı verseydik bu teröristler yetişmezdi. (Güneş, Ay, yıldızlar, şimşek ve ışık böceğinin ışığı kendiliğinden olur, diyor. (Fen Bilgisi 3,s.129)
“Canlılar kendiliğinden doğada bulunur.” (s.162)
“Dağ, ova, orman, çayır, akarsu kendiliğinden olur.” (s. 179)
“Doğal çevre, doğada kendiliğinden bulunur.” (s.180)
“Cansız varlıkların bazıları doğada kendiliğinden bulunur. (s. 194)
Veda Hutbesi’ni okutup Müslümanların kardeş olduğu bilgeliğini yavrularımızın zihinlerine yerleştirseydik, Türk-Kürt ırkçılığı olmazdı.
“Müslümanlar kardeştir. İnsanların hepsi Âdem’dendir, Âdem ise topraktandır.”
Kur’an dersini seçmek istemeyen dilekçe verse, Üniversite Giriş Sınavlarında Türkçe ve matematik gibi bu dersten 40 soru sorsak yavrularımız insanların eşit yaratıldığını, birbirlerini kolayca tanımaları için millet millet ayrıldıklarını öğrenir, ırkçılık davası gütmezler.
“Ey insanlar, sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sonra sizi kabile ve milletlere ayırdık ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz Allah katında en değerliniz ona karşı gelmekten en çok korkanınızdır. Muhakkak ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat,13)
Fulbright Komisyonu böyle istemiyor. Bir Türk dünyaya bedeldir, Türk olan mutludur diyerek zihinlere ırkçılık fikirleri yerleştiriyor. Sonra Açık Toplum Derneği üyesi Soros’un çocukları PKK, DHKP-C, Dev-Sol, Dev-Yol örgütleri kuruyor, gençlerimizi militanlaştırıyor.
Robertler gelip Boğaziçi’ne kolejler kuruyor; Ted kolejlerinde İngilizce, Galatasaray Sultanisi’nde Fransızca, İstanbul Erkek Lisesi’nde Almanca eğitim verdiriyor.
Güzelim Türkçemizi itip kakıyorlar. Bin yıl süren medeniyetler kurmuş, tarih yapmış, tarih yazmış bir milletin dilini bilim dili değil diye aşağılıyorlar.
Bu ülkede YÖK başkanlığı yapmış Kemal Gürüz diye biri, Türkçe bilim dili değildir, dedi. Devşirilmiş adamlar böyle düşünür, böyle der.
Yavrularımıza Allah, ahiret, cennet ve cehennem inancı verilse karıncayı ezemez hâle gelirler, ırkçılık-PKK-DHKP-C, bölücülük biter. Kalpler yumuşar, gönüller incelir, nefret yerini merhamete bırakır.
Bir örnek anlatayım:
“Bir keresinde Medine’ye gittim, halkın bir adamın etrafında toplandığını gördüm. Kim bu diye sordum, Ebu Hüreyre, dediler. Yaklaşıp önünde oturdum. Sözlerini bitirip susunca kendisine şöyle dedim:
-Allah aşkına, senden rica ediyorum, Allah Rasulü’nden duyup bellediğin bir hadisi bana anlatmalısın.
-Peki, Rasulüllah’ın bana söylediği ve benim de öğrendiğim bir hadisi sana nakledeyim.”
Ebu Hüreyre hadiste geçen hesap gününü hayal ediyor ve bayılıp yere düşüyor. Kendine geliyor, hadisi nakledeceğini söylüyor ve tekrar bayılıp düşüyor. Bayılıp yere düşme vakası üç defa cereyan ediyor. Olayı anlatan Şüfeyye Ashabî sonrasını şöyle anlatır:
“Kendisini kaldırıp göğsüme yasladım, uzun süre böyle kaldı, kendine gelince anlatmaya başladı:
-Rasulüllah (sav) bana şöyle anlatmıştı: Kıyamet günü kulların arasında hüküm vermek üzere Allah iner, o sırada her ümmet diz çökmüş, sırasını beklemektedir. Sorguya ilk çekilecek şunlardır: 1. Kur’an’ın hükümlerini çok iyi bilenler. 2. Allah yolunda öldürülenler 3. Serveti çok kişiler. Allah, Kur’an’ı çok iyi bilen kişiye, ben sana, peygamberime indirdiğim Kur’an’ı öğretmedim mi diye sorar, o da evet öğrettin, ya Rabbi, der.
Bildiklerinle amel ettin mi diye sorunca evet gece gündüz Kur’an’la amel ediyordum, der.
-Yalan söyledin, maksadın falanca okuyucudur, bilgindir desin diye okumuştun, gerçekten öyle denilmiştir.”
Allah, zengini ve öldürüleni de hesaba çeker. Zengin falan cömerttir diye malından harcamış, öldürülen “falan çok yiğittir” denilsin diye savaşmıştır.
“Rasulüllah (sav) bu sözlerinden sonra dizime vurdu: Ey Eba Hüreyre, kıyamet günü cehennem ateşinin tutuşturulacağı ilk üç sınıf bunlardır, buyurdu.(Tirmizi,1/61)
İnsan başıboş bir varlık değil, Allah’ı tanısın ve onu ibadet etsin diye yaratılmıştır. Öldükten sonra yaptıklarının hesabını mutlaka verecek.
Eğitim sistemi, gençlerimizi kıyamet günü Allah’a hesap verme bilinciyle yetiştirmez de ateist anlayışla yazılmış fen bilgisi kitapları okutmaya devam edersek teröristle savaş bitmez.
ABD içimizden adam devşirir; kimini Amerika’ya, kimini dağa götürür.
Kâmil insan yetiştirmek için Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Mevlana, Ak Şemseddin’in takip ettikleri yolu tutmalıyız. Yavrularımıza Allah ve ahiret inancı vermeliyiz ki adam öldürmenin büyük günah olduğunu ve cezasının cehennem olduğunu bilsinler. Öldürmek yerine yaşatmak için yaşasınlar.