Bir imam hatip ortaokulunda hafızlık töreni vardı, davet üzerine gittim. Müftülük ve Milli Eğitim protokol imzalamış, birlikte hafız yetiştirecekler. 27 öğrenci öğretmenlerin tavsiyesi, velilerinin teşviki ile hafız olmaya karar vermiş, “Bed-i Besmele töreni” yapıldı.
Besmele ile başlama töreni. Osmanlılarda çocuk 4 yaş, 4 ay, 4 günlük oldu mu mahalle mektebine gönderilir, okumaya Besmele ile ve törenle başlarmış. Törene mahalle halkı davet edilir, çocuğa yeni elbiseler alınır, davetlilerin önünde merasimle Besmele çektirilir, ilk harfler tanıtılır ve eğitime başlatılırmış.
Besmele ile başlanılan işlerin sonu hayır olur. Allah’ın adı ile başlamanın önemini Mevlid sahibi Süleyman Çelebi şöyle anlatır:
“Allah adın zikredelim evvela
Her nefeste vacip oldu her kula!
Bir kez Allah dese aşk ile lisan,
Dökülür cümle günah misl-i hazan (sonbahar yaprakları gibi)
Her nefeste Allah adın de müdam (devamlı)
Allah adı ile olur her iş tamam.”
Hafızlığa başlama töreninde öğrenciler birlikte Besmele çektiler, kısa sureler okudular, ilahiler söylendi, dua edildi.
Okuldaki hafızlık çalışmalarını müftülük, hafız hoca göndererek destekliyor. Öğrenciler sabahleyin okul derslerini görüyor, öğleden sonra hafızlık çalışıyorlar.
Bir sayfanın hafızaya alınması çocuktan çocuğa değişmekle birlikte yarım saat ile iki saat arası değişiyor. İlk günler ezberleme süreci uzun oluyor, ilerleyen günlerde hafıza ve zihin kasları gelişiyor, ezberleme daha kısa sürede bitiyor.
Ezberlenip hocanın önünde okunan sayfaların ileriki günlerde unutulmaması için periyodik tekrar yapılması şart. Öğretmenler, öğrencilerin ezberlerini belli aralıklarla takip ediyorlar.
Kur’an mucize bir kitap. Şiir değil, nesir. Üstat Cemil Meriç’in ifadesiyle:
“Kur’an, şiire şapka çıkartan bir nesir.”
Bir kitabın baştan sonra ezberlendiğini görmedim. Şiirler; kafiyeli ve ahenkli olduğu için çok ezberlenir ama bir şiir kitabındaki her şiir aynı güzellikte değildir, ezberlenmeye değmez. Bir şiir kitabını tamamıyla ezberleyene rastlamadım.
Kur’an böyle değil. İndirildiği günden beri tamamı ezberlenir, cemaat önünde okunur. Metni ezberlendiği gibi manası da önemsenir ve yaşanır.
Kur’an hayat kitabıdır. İnsanın kalbine, aklına ve ruhuna hitap eder. İnsanın zihnini yeniden inşa eder.
Kur’an medeniyet kitabıdır. Onu okuyan cahil bir millet, bilgili bir topluma dönüştü, dünyaya ilim ve sanat öğretti. Deve çobanları, Kur’an’dan aldıkları fikir ve nurla medeni devletler kurdu, uzun asırlar dünyayı yönettiler.
Kur’an nurdur, hikmet kitabıdır, doğru yolu gösterir. İnsanların imanını kuvvetlendirir, maneviyatını yükseltir, cesaretini artırır. İnsana çalışma ve yükselme azmi verir; medeniyet kurma idealizmi aşılar. Kur’an insanları ve milletleri yükseltir.
Allah kitabına sarılanlara yardım eder. Kitaba sırtını dönenler yardımdan mahrum kalır.
Atalarımız, Kur’an’a sarıldıkları asırlarda büyük devletler ve medeniyetler kurdular; Kur’an yolunu terk ettikleri zaman geri kalmış, düşmanları karşısında zayıf ve güçsüz duruma düştüler.
İmam hatiplerde öğrenciler, Kur’an’ın manasını öğrensin ve hayata geçirsinler diye Arapça öğreniyorlar.
Okullardaki hafızlık çalışmalarında farklı modeller uygulanıyor. Tamamıyla hafız yetiştiren okullar olduğu gibi bünyesinde hafızlık çalışması yapılan okullar da var.
Ülke çapında 176 okulda hafızlık eğitimi veriliyor.
Hafızlığın okullarda yapılması çok önemli. Okullardaki eğitim, öğrenci psikolojisine uygun. Dersini yapan öğrenci iyi not alır, ödüllendirilir; yapamayan zayıf alır. Ceza ve ödül sistemi ile yapılan eğitim, insan psikolojisine uygun. Kur’an kurslarında not sistemi yok, bir manada ödül yok. Geriye ceza sistemi kalıyor, çocuklar dayak yiyor.
Hocaların da dayak yiyerek hafızlık eğitimi aldıklarını hesap ederseniz Kur’an kursları sevilen yer olmaktan çıkar.
Kur’an’ın ilk öğretmeni Hz. Muhammed (sav) en sevilen öğretmendi. Hz. Aişe’nin (ra) ifadesiyle Peygamberimiz (sav) ne bir çocuğu ne bir kadını ne bir hayvanı dövmedi, dövdürmedi.
İnsan beyni rahat ortamda daha iyi öğreniyor. Dayak, tehdit, şantaj öğrenmeyi zorlaştırır.
Hafızlık sistemi, okulların bünyesine alınmasıyla pedagojik bir formasyon kazandı.
Reiscumhur’un Osmanlıca eğitimi ile ilgili çok güzel bir sözü var:
“Osmanlıca öğrenmemizden korkmuyorlar, Osmanlıyı öğreniriz diye korkuyorlar.”
Maksat hem Kur’an öğrenmek hem Kur’an medeniyetini ezber etmek hem de yeniden Kur’an medeniyeti inşa etmek.
17 senede ne değişti diyorlar.
Başını örtmek isteyen kızlarımız okula gidemiyordu. İmam hatiplerde hafızlık eğitimi söz konusu değildi. İmam hatiplerin ortaokulu kapatılmıştı.
Dini öğrenme, öğretme ve yaşamanın önündeki engeller bir bir kaldırıldı. Liselerde din dersi iki saate çıkarıldı. Bütün liselere seçmeli Kur’an, siyer, temel dini bilgiler dersi kondu.
Bir şey yapmayanlar, eksiklik ve yanlışlıklardan şikâyet ediyorlar.
İyilik yapalım, iyilik yapanları destekleyelim, dua edelim.