Bilim ve teknoloji hayatımızın her alanına hâkim. Bugün böyle olduğu gibi dün de böyleydi. İlim ve teknolojide yarışa giren milletler medeniyet yarışında üstünlüğü ele geçirir. İlim insanları da milletleri de yükseltir. Müslümanlar asırlarca ilim ve teknolojide ileri gitmiş, bu sayede medeniyetler kurmuş, kıtaları atlas kumaş kesip biçer gibi biçmişler. 1577’de Hekimoğlu Ali Paşa, Rasathaneyi topa tutmuş; medreselerden mantık ve fen bilimleri kaldırılmış, Osmanlı gerilemeye o gün başlamış. Fen bilimlerine sırtını dönen bir millet, dinî ilimleri de tam olarak anlayamaz. Muhteşem asırları, gerileme dönemleri ve felaket yılları takip etmiş.
İnsan düştüğü yerden kalkar. Yeniden ilme sarılmamız ve yeniden teknoloji üretmemiz lazım. Hayatımıza adalet, merhamet, şefkat ve iyiliği hâkim kılmak istiyorsak üstün Müslümanlar olmalıyız.
Prof. Fuat Sezgin ilim dünyasının yıldızı. Bin yıl süren İslam dünyasının ilim ve araştırma çağını anlatan 18 ciltlik İslam Bilimleri Tarihi kitabını yazdı, altın çağa ışık tuttu. Atalarımızın ortaya koyduğu güzel örnekleri bize hatırlattı, yeniden ilim ve yükselme devrini ihya edelim, mesajı verdi.
2019 senesi, Prof. Fuat Sezgin yılı. Eğitimci yazar Cumali Sever, Prof. Sezgin’in hayatını, eserlerini, çalışma disiplinini, bilgiye verdiği önemi, millet ve vatan sevgisini anlatan güzel bir eser kaleme almış ve bu efsane ilim adamının çalışmalarını anlatmış.
Prof. Fuat Sezgin Bitlisli, liseyi Bitlis’te okumuş, mühendislik veya tıp okumak için İstanbul’a gelmiş. O günlerde bir dostunun tavsiyesi üzerine oryantalist Alman Prof. Ritter’in konferansını dinlemiş. Müslüman bilginlerin uzun asırlar ilim dünyasına hâkim olduğunu, birçok icat, keşif ve buluşa imza attığını, bu sayede Müslümanların parlak medeniyetler kurduklarını öğrenen Prof. Sezgin o gün İslam medeniyet tarihini araştırmaya karar vermiş.
Prof. Ritter’den etkilenen delikanlı Fuat Sezgin kendine yeni bir yol haritası çizmiş.
Prof. Ritter’in Fuat Sezgini etkileyen ve alan değiştirmesine yol açan sözleri şöyle:
“Müslüman bilim adamlarından da dünyayı etkileyen büyük bilginler çıktı hatta dünya bilimini etkileyecek ve dünya bilimine yön verecek seviyede âlimler yetişti…”
O zamana kadar Fuat Sezgin, Müslümanların bilim tarihinde neredeyse hiçbir buluşu olmadığını, hiçbir icat yapmadıklarını, bütün keşif, icat ve buluşları Avrupalıların yaptığını öğrenmiş.
Fuat Sezgin tarih boyunca ilim kalesinin burçlarına adını yazdıran âlimlerin adlarını duyunca şaşırmış ve bu alanda araştırmalar yapmaya karar vermiş.
Ünlü bilim adamı o günkü duygularını şöyle anlatır:
“Çok şaşırmıştım çünkü okullarda öğretilenler bunlardan tamamen farklıydı. Modern dünyanın gelişiminde İslam dünyasının etkisi sıfır diye biliyorduk. Hocamın bu sözleri, İslamî ilimler tarihine yöneltti. Geceyi gündüze kattım, İslam dünyasının bilim tarihine katkısını araştırmaya başladım, günde 17 saat çalıştım.” (Bilim Tarihine Adanan Ömür Kırk Derste Fuat Sezgin, Cumali Sever, s.20 )
Fuat Sezgin, Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi okudu, burada Prof. Ritter’den ders aldı, sonra bölüme asistan oldu, çalışmalarını derinleştirdi, doktora yaptı, doçentlik çalışmalarını sürdürdü, profesör oldu.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra 147 ilim adamı ile birlikte üniversiteden kovulan Prof. Sezgin. Alman ve Amerika üniversitelerine müracaat etti, iki ülkeden de davet aldı. Türkiye’ye daha yakın diye Almanya’yı tercih etti. Orada önce misafir bilim adamı olarak çalıştı, daha sonra Frankfurt Üniversitesi ona kadro tahsis etti.
Almanya’da kendisinden meşhur oryantalist Carl Brockelmann’ın İslam Milletleri ve Devletleri Tarihi ansiklopedisindeki eksikleri tamamlaması istendi. Hoca, Carl Brockelmann’ın tam bir oryantalist olarak Müslümanlara baktığını görünce onun eserlerindeki eksik yönleri tamamlamak yerine İslam bilim tarihini yeniden yazmaya karar verdi. Geceyi gündüze katıp 18 ciltlik İslam Bilim Tarihi eserini kaleme aldı.
Prof. Fuat Sezgin sadece İslam bilim tarihini yazmadı. Frankfurt’ta, İslam Bilim Teknoloji Tarihi Müzesini kurdu, Müslüman bilginlerin yaptıkları keşif, icat ve buluşların maketlerini yaptı, İslam çağında yapılan keşif ve icatları görünür şekle getirdi.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Fuat Hoca’nın çalışmalarını görünce çok beğendi, Frankfurt’taki müzenin bir benzerini Türkiye’de yapmasını istedi. Marifet, iltifata tabidir. 1960 darbesinden sonra ülkesinden kovulan Prof. Sezgin, büyük bir memnuniyetle İslam Bilim Teknoloji Tarihi müzesinin benzerini Gülhane Parkı’nda inşa etti. Fevkalade değerli bir eser bıraktı, Müslüman atalarımızın hiç de utanılacak insanlar olmadığını, aksine ilim ve medeniyet tarihine ölmez eserler kazandırdıklarını, bütün dünyaya ilim ve insanlık öğrettiklerini ispatladı.
Beyin Vitamini: Cumali Sever, Fuat Sezgin’in hayatını ve çalışmalarını sade bir dille, özellikle orta ve lise öğrencilerinin anlayabileceği bir dille anlatmış. Ensar Neşriyat arasında yayınlanan Bilim Tarihine Adanan Ömür Fuat Sezgin, müstesna bir devre ışık tutuyor, okumaya değer. (İletişim; 0212 4911903; sipariş@ensarnesriyat.com.tr)