Ülkemizde ve dünyada çok hızlı, hızlı olduğu kadar da önemli hadiseler yaşanmaktadır.
Yerel seçimler.
Kriz.
İsrail Vahşeti.
Vahşeti seyreden Batı.
Trafik terörü yüzünden kaybedilen canlar, sönen ocaklar?
Bölücü terörün insafsızca katlettiği masum insanlar, söndürdüğü ocaklar?
AK Parti?nin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı belirsizliği?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ni temsil eden bir makamın başında bulunan şahsiyetin, etnik kökeninin sorgulanması...
Tam 80 yıldır; hor görülen, hakaretlere maruz bırakılan, ?Türk olmamakla?, ?İslam?ı kullanmakla?, ?takiye yapmakla?, ?başka Ülkelere özenmekle?, ?Atatürk düşmanı olmakla?, ?laikliğe karşı olmakla?, ?irticaın neferleri olmakla? suçladıklarını, seçime sadece üç ay kala bir anda baş tacı yapmaları?
Yüz yıl öncesinde yaşanmış bir takım olayları bahane ederek, insanlarımızın alın terlerinin ürünü olan ekmeğini yiyip, karınları doyunca da yedikleri tekneyi paramparça eden, sözüm ona aydın geçinen bir takım ?okumuş cahillerin? yapmakta oldukları imza kampanyaları?
Diğer günlerden hiçbir farkı olmadığı halde, günler öncesinden, hem de özellikle ?kriz türkülerinin? söylendiği bir zamanda yaşanan alışveriş çılgınlıkları, sınırsız eğlence programları, tonlarca içki tüketiminin yaşandığı yılbaşı kutlamaları,
Ülkemizin buz kestiği şu günlerde, ?fakir fukaraya dağıtılan kömürlerin oya dönüşüp dönüşmeyeceği?, ?insanların bir kaç kilogram bulgura oylarını satıp satmayacakları? gibi boş ve maksatlı yarenlikler?
Dini bayramlar öncesinde insanların inançları ile alakalı olarak, ehil olan olmayan bir kısım şahsiyeti ekranlarına çıkararak, bayramları ranta çevirmenin yollarını ararken; oruç, kurban ve benzeri konularda, ülkemiz insanının inanç yapısını mütedeyyin insanların yaşayışlarını ve inançlarını bir çırpıda yok sayıp; ?hayvan katliamı yapıldığından? bahsederken; yılbaşında, ?hindi, çam ve çevre katliamına? ses çıkarmayan, üstelik bu durumu özellikle teşvik edici programlarla peş peşe, renk cümbüşü içinde, cilalayıp sunma çabaları?
?Mahalle baskısı? adı altında; elindeki medya gücünü, aslında kendisinin milletin üzerinde bir baskı unsuru olarak kullandığının çok belli olmasına karşılık, milletimizi kaile almadan yapılan yayınlar, yazılan köşe yazıları, mesnetsiz isnatlar, temelsiz düşünceler, dayanaksız ve desteksiz atışlar,
Başkalarının yaptığı tüm icraatları, ?yolsuzluk, iltimas, soygun, vurgun, hortum, rant vesaire? olarak görüp, kendi etrafında olan bitenleri duymazdan, görmezden gelip ?teğet geçenler??
Siyaseti, kendi yandaşlarına çıkar sağlamanın bir yolu olarak gören, bu amaçlarını; sahte gülüşlerin, yapmacık tavırların ardına gizleyen; dalkavuklukta, yağcılıkta sınır tanımayan; bir somun ekmeği zor bulan, parasızlık yüzünden yavrusunu hastaneye dahi götürmekten korkan ama söz konusu vatan ve millet olunca, hiç düşünmeden, oğlunu bombaların, uzun menzilli silahların, mayınların içine, gözünü kırpmadan yollayan anaların, babaların hakkını, yetimlerin hakkını, şehitlerin hakkını yemekten çekinmeyen; her düşünceden, her inançtan, her kökenden, her bölgeden, her partiden insanın varlığı.
Tam altı yıldır, siyasi mülahazalarına zemin oluşturmak bakımından; ?ekonominin diken üstünde? olduğunu, ?en ufak bir hadisede 1990?lı yıllarda yaşanılan krizlerden daha büyüklerinin yaşanabileceğini? ısrarla beyan edenlerin heveslerinin kursaklarında kaldığı bir anda, yaşanan ?global kriz? nedeniyle, sevinçlerini gizleyemeyip, ellerini ovuşturanlar, ülkeyi yönetenlerin,? korkulacak bir durumun olmadığını?, ?krizin en az etkileyeceği ülkenin Türkiye olduğunu?, ?her türlü tedbirin alınmakta olduğunu? ısrarla beyan etmelerine karşılık, krizin etkilerinin azaltılacağından korkan ve bu sözleri alay konusu eden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ni sadece Ak Parti? İktidarından ibaret sayan, basın yayın ve krizden nemalanmayı bekleyen diğer odakların varlığı?
Bırakın siyasi kurumları, devletin en yüksek yargı organlarının, çok net olan konuların yorumlanmasında bile 180 derece farklı tavırlar sergiliyor, farklı kararlarlar veriyor olmaları,
Söz konusu siyasiler olunca; istisnasız hepsinin ipliğini pazara çıkaran yayın organlarının; namlu kendilerine döndüğü zaman, örneğin gazeteciler, bürokratlar, oda başkanları, sendika liderleri, küçüklü büyüklü meslek grup liderleri; bulundukları koltukta 50 sene de kalsalar, tüylerine dahi dokunamayanlar, üst üste ikinci kez şehir yönetimine talip olan bir siyasetçi söz konusu olunca, gemi azıya alıp, ağızlarına geleni söyleyenler, ellerinden geleni artlarına koymayanlar?
Ülkemiz ve milletimizin çektiği sıkıntıların nedenlerinin, ?sadece siyasiler olduğunu?, ?her türlü musibetin onlardan geldiğini? düşünen, memleketimizin gerçek meseleleri üzerinde kalem oynatmayan, kafa yormayan, asıl nedenleri irdelemeyen, yıllardır, milletimizin nazarında küçüldüklerini dahi göremeyenler, görmek istemeyenler?
Evet, sevgili 2009.
Senin işin çok zor olacak. Seninle çok kavgalarımız olacak. İyilikleri kendimizden, kötülükleri senden bileceğiz. ?Vur abalıya? yapacağız sana.
Dilerim yanılan ben olurum.
Sen bize güzellikleri, mutlulukları ve sevdaları sunarsın.
Tayyar YILDIRIM