Hayatımın en zevkli motivasyon konuşmasını yaptım Aksaray ilimizde. Değerli müftümüz İlhan Aydın Bey?in davetlisi olarak gittiğim Aksaray?da Peygamberimizin(sav) mirasçıları olan din görevlileri ile sohbet etme fırsatı buldum. Somuncu Baba Camii Konferans Salonu doluydu. Yüzlerinde secde nuru olan hoca ve hoca hanımlarla iki saate yakın fikir alışverişinde bulunduk.
Sohbetin başında hocalara imrendiğimi ifade ettim ve şöyle dedim:
?Ülkemizde en yüksek ücretle görev yapan insanlar sizlersiniz. Ücreti maaş anlamında söylemiyorum. Sebepler dünyasındayız. Herkes rızkını kazanmak için çalışıp çabalıyor, dişinden tırnağından artırdığı ile ev, araba, arsa gibi şeyler alıyor ki fani hayatta biraz rahat yüzü görsün. Hz. İsa (asm), hazinenizi gökte biriktirin, buyurmuş. Sizler cennete yatırım yapıyorsunuz. Dünyadan alınan ev, bark, mal, mülk burada kalıyor. Sizler cennete yatırım yaptığınız için altından ırmaklar akan saraylarınız, bahçeleriniz, bağlarınız bâkî. Bu anlamda en anlamlı yatırımı siz yapıyorsunuz. Peygamberimiz (sav), insanlara hizmet eden onların efendisidir; insanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır, buyurur. Siz nezaketen söylemeseniz de insanlar sizin efendi kimseler olduğunuzu bilir, size hürmet eder, size sever ve sayar??
Katkıları ile sohbeti canlı hâle getiren, mümtaz insan Süleyman Koyuncu Hoca?ya dönüp şöyle dedim:
-Hocam, emekli olduktan sonra İstanbul Boğazı?ndaki Küçüksu Kasrı?nı almak isteseniz, maaşınızın ne kadarını verirdiniz.
Bu arada Boğaz?ın ve Küçüksu Kasrı?nın resmi ekrana geldi. Hoca saraya baktı baktı:
-Maaşın hepsini veririm, deyiverdi.
Hepimiz güldük.
-Hocam, senin cennetteki saray, bundan daha muhteşem, dedim.
Konuşmanın bundan sonraki bölümü kolay oldu. Din görevlisi olmak elbette zordu. İnsanların önüne geçmek, onları memnun edecek şekilde görevini yerine getirmek, beş vakit cemaatten önce camide hazır olmak, haksız eleştirilere muhatap olmak din görevlisinin kaderi idi. Ama neden bunlara katlanmamız gerektiğini biliyorduk.
Görev yaparken nefis ve şeytanı akla getirebileceği sorular şöyle sıralanabilir:
Neden cemaatimizi sevmeliyiz?
Neden elimizden gelen her konuda onların yardımını koşmalıyız?
Neden bazı kendini bilmezlerin haksız eleştirilerini sineye çekmeliyiz?
Neden gece gündüz demeden Kur?an öğretmek için çırpınmalıyız?
Neden sabahleyin erkenden kalkıp sabah ezanını aşk ve şevkle okumalıyız?
Bu ve bunun gibi soruların cevabı hazır.
?Çünkü âlimler, peygamberlerin varisleridir. Âlemlerin Efendisi Peygamberimiz(sav) de bir sürü haksız ithamlara, bühtanlara, hatta suikastlara maruz kalmıştır. Ancak bu sıkıntılara katlanarak cennete yatırım yapmak mümkündür. Hiçbirimiz bedava çalışmıyoruz. Hem dinî hizmetlerde esas maksat, Cenab-ı Hakkın rızasını kazanmaktır. Onun rızası her şeye bedeldir.?
Bu konuda büyük âlim Bediüzzaman şöyle der:
?Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksat yapmak gerektir.?
Dinleyicilerime iyi bir Peygamber (sav) varisinin niteliklerini sordum. Hepsi birbirinden güzel nitelikler saydılar. Sütunun hacmine sığmayacak kadar çok ve birbirinden güzel bu niteliklerin bazılarını aktarmak istiyorum:
1. Allah rızası için görev yapmalı. Onun rızası her şeyden önemli ve üstündür.
2. Peygamberimizin (sav) varisi olduğumuzu bilerek hizmetleri yürütmeli.
3. Cemaate ve özellikle çocuklara Rabbimizi tanıtmalı ve sevdirmeli.
4. İnsanları sevmeli ve severek hizmet etmeli.
5. Kur?an hâfızı olmalı ve eksik olanlar hıfzı tamamlamalı.
6. Arapça bilmeli ve cemaate uygun zamanlarda, usandırmadan vaaz etmeli.
7. Kılık kıyafet, giyim ve kuşam bakımından örnek olmalı.
8. Ahlak bakımından örnek olmalı.
9. İlim ehli olmalı ve ilmini sürekli artırmak için gayret göstermeli.
10. Cemaatle ve insanlarla ilgilenmeli, onlarla iç içe yaşamalı.
11. Hastaları ziyaret etmeli, yakınları vefat edenlerin taziyesine gitmeli, zor durumda kalanların yardımına koşmalı.
12. Büyük küçük demeden Kur?an öğretmeli.
13. Özellikle çocuklar ve gençlerle ilgilenmeli.
14. İnsan ve toplum psikolojisine önem vermeli, kaş yapayım derken göz çıkarmamalı.
15. Ömrünün son gününde olduğunu ve son defa görev ifa ettiğini düşünmeli.
Not: Başta değerli müftümüz İlhan Aydın olmak üzere bütün müftülük personeline ve peygamber varislerine konferansa ilgilerinden dolayı teşekkür ediyor, hizmetlerinde Cenab-ı Hak?tan muvaffakiyet niyaz ediyor, dualarını istirham ediyorum.