banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Almanya?da iken Cumhurbaşkanı Waitzecker?in onursal başkanlığında okullarda okuma yarışmalarının düzenlendiğini görmüş, imrenmiştim. Hatta Pirckheimer Gymnasium?da okurken böyle bir yarışmaya kızım da katılmış ve okulda dereceye girmişti. Ne çok sevinmiştik?

                İki senedir bu hasretim bitti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ?Türkiye Okuyor? kampanyası başlattı ve Türkiye gerçekten okumaya başladı. Milli Eğitim Bakanlığı okullara 100 temel eser tavsiye etti, okutulacak kitaplardan Talip Terbiye Kurulu tavsiyesini kaldırdı, okumayı teşvik etti. Öğretmenler, valiler, kaymakamlar, okuma erdemini desteklediler. 1980?li, 1990?lı yıllarda senede ortalama 5-6 bin kitap basılırken geçen sene Kültür Bakanlığı?ndan alınan ISBN numarası 30 bini geçti.

                ÖSS ve OKS?de en başarılı iller, en çok okuyan illerdir. Kırşehir, Karaman, Denizli, Burdur, Karabük, Konya, Ankara gibi iller çok okuyor ve birinciler daha çok bu illerden çıkıyor.

                Bütün bunlar tesadüf değil.

                Alman beyin araştırmacısı Prof. Gerald Hüter; beyni çiçek soğanına benzetiyor ve şöyle diyor:

                ?Bir çiçek soğanı ışığa, sıcaklığı, suya, gübreye ihtiyaç duyar.  Etrafındaki yabani otlar temizlenmelidir ki filizi boy versin. Beyin de öncelikle güvene, meydan okumaya ihtiyaç duyar ki potansiyeli çiçek açsın. Beyin ne kadar çok kullanılırsa o kadar iyi gelişir. Ne kadar büyük bir heyecanla öğrenirseniz beyin gelişimi için o kadar iyi. Öğrenirken zevk almak, sevinç duymak da önemli. Zevk almak öğrenmeyi kolaylaştırır. Bu gerçeği çocuklar da büyükler de fark eder. Mesaj çekerken gençler parmaklarını ne kadar seri hareket ettiriyorlar, daha önce parmaklarını hiç bu kadar hızlı kullanmamışlardı.?

                ?Çocuklarda öğrenme merakı nasıl uyandırılır?? sorusuna Prof. Hüter?in cevabı ilginç.

                ?Çocuklar, öğrenmekten zevk alacak şekilde yaratılırlar. Öğrenme zevki uyandırmak için değil; mevcut öğrenme zevkinin kaybolmaması için çalışmak gerekir. Küçük çocuklarda beyin hücreleri arasındaki bilgi bağlantıları, çok hızlı örülür. Büyüdükçe bu bağlantılar düzenli şekilde kullanılmadığı takdirde, üçte bir oranında dumura uğrar. Bu sebeple bir çocuğun oyun sahasında vakit geçirmesi ile televizyon başında vakit geçirmesi aynı şey değildir. Oyun sahasındaki çocuğu beyni aktiftir.  Televizyon başındakinin çiçek soğanı, yeterli gübre ve su alamaz.

                ?Eğer çocuk, matematik öğrenmek yerine tv seyrediyorsa??

                ?O zaman, yanlış eğitim söz konusu. Ya ailenin ihmali söz konusu veya sayıların ve hesaplamaların anlamını öğretme konusunda başarısızlar. Ayrıca ilkokul çağında baskı yapmak da öğrenme zevkini yok eder. Baskı, keşfetme zevkini mahveder.?

                ?Çocuklar, özellikle kendileri öğrenir ve yaparlarsa heyecan duyarlar. Aile bunu desteklemeli. Bazı insanlar, bu heyecanı okul sıralarında kaybediyor, ama bu heyecanı yeniden duymak her zaman mümkün. Öğrenme heyecanını çocuklara aktarmak büyük bir zevk, o zaman eğitim yük olmaktan çıkar. Öğrenme zevkini kaybeden çocuklar, dışarıdan baskı veya ödülle yeniden bu zevki kazanabilir, ama dikkatli olmak gerekir. Baskı ve stres, uzun vadede öğrenme zevkini yok eder.?

                ?Çocuklar, başarılı arkadaşlarını kıskanır ve onların başarısını yakalamada hırs sahibidirler. Eğer onları yakalayamazlarsa onun yerine başka şeyler yaparak saygı görmek isterler. Bu sebeple bilgisayar oyunları popüler, çocuk başarı ihtiyacını oyunda puan toplayarak karşımaya çalışır. Eğitim en önemli hazinedir.  Almanya?da bu önemli potansiyeli israf ediyoruz, bunu değerlendirebilsek her şey başka türlü olur.?

              ?Çiçek soğanlarının filizlenmesini sağlamalıyız. Çocuklarımızı dünyayı keşfeder ve yeniden şekillendirir hâle getirmek için cesaretlendirmeliyiz.

              Gençlerin kendilerini geliştirebilmek için görev almaya ve kendilerine destek olan bir çevreye ihtiyaçları var. Onlara gerekli ödev ve zamanı vermeliyiz. Beyin en iyi şekilde gelişebilmek için sadece heyecana ihtiyaç duymaz, yeni çalışmalar yapabilmek ve bilgiyi beyne iyice yerleştirmek için dinlenmeye de ihtiyacı vardır. Baskıyla öğrenme olmaz.?(Focus-Schule, Haziran 2009, nr.3,s.94)

              Allah bize bir yandan öğrenebilen bir beyin vermiş, beynin gelişmesi için kitap göndermiş, kâinatı bir kitap gibi yaratmış, öte yandan beyin öğrendiği zaman onu ödüllendiren bir sistem kurmuş. İnsan yeni bir şey öğrenir ve keşfederse, beyin dopamin, endorfin, serotonin gibi mutluluk hormonları salgılar ve beyin öğrenmeyi ödüllendirir.

              Bilim adamları zekânın bilgiyle, okumayla, araştırmayla geliştiğini ispatlıyor. Bu maksatla Almanya cumhurbaşkanları gibi bizim cumhurbaşkanımız da okuma kampanyası sürdürüyor.

              Kara Kuvvetleri içinde birileri okuma kampanyasına cevap vermeme kararı almış.

              Genç beyinlerin gelişmesi, zekâların parlaması, yeni şeyler keşfetmesi kimi, neden rahatsız ediyor? Zekâsı gelişen millet, ?psikolojik harpleri?, ?andıç operasyonlarını? yutmaz; ?Ayışığı, Sarıkız, Eldiven, Yakamoz?lar tutmaz, 27 Mayıs,12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubatçıları yargılar diye mi?

              Baskılarla gençlerin ve milletin öğrenme zevkini yok etmek için mi?

              Fıtrat okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı, keşfetmeyi emrediyor. Birileri fıtrata meydan okumaya çalışıyor. Üstelik milletimizin göz bebeği ordumuzun içinde birileri? Yazık!..

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.