Aynı şeyleri düşünürseniz aynı şeyi yaparsınız.
Aynı şeyi yapan aynı sonuçlara ulaşır.
Seydişehir?de eğitimin kalite kazanması için farklı düşünen biri lazım veya etkili yerdeki kişiler farklı düşünmeli. Savunmayı bırakıp kolları sıvamalı. Seydişehir?de başarı için devletin ikinci bir alüminyum fabrikası kurmasını bekleyecek halimiz yok.
Böyle bir şey olmayacak.
Geçen haftaki ?Seydişehir?de Eğitim SOS Veriyor? başlıklı yazımı Emirhan Necip?ten cevap geldi. Eğitimin kalitesindeki düşüşün sebebi fabrikanın özelleşmesi imiş. Özelleşmeyi yapanlar eğitimin kalitesizliğinden sorumluymuş. Başta Necip Şen ve okul müdürleri ak sütten çıkmış ak kaşık imişler.
Hiçbir müdürle bir derdim yok. Sadece şu sorulara cevap istiyorum:
?Konya bu yıl ÖSS?de ilk 10 ilin arasına girerken Seydişehir?de neden tersine bir gidiş yaşandı?
Konya?da olan ve Seydişehir?de eksik olan nedir?
Geçen yıla göre 24 ilköğretim okulunun 16?sında başarısızlık var. Bu tepetaklak gidişin sebebi nedir?
Geçen yıl üniversiteye yerleştirme %41 iken bu yıl neden %29?a düştü?
Bunların sorumlusu kimdir??
Hiç kimse beş sene önce gerçekleşen özelleşmeyi önümüze bahane diye koymasın.
Kimse başarısızlığa mazeret bulmasın.
Hiçbir mazeret bir işe yaramaz. Bin mazeret bir başarı getirmez. Mazereti olan başarısız olur.
İstedikten sonra başarmak çok kolay. Karaman iki yıldır ÖSS?de en iyi üç il arasında. Konya bu yıl ilk ona girdi. Gidip oradaki başarı sebeplerini araştırmak yolumuza ışık tutar.
Birileri çok yorgunum, oralara gidemem, diyorsa Seyfettin Dokumacı İlköğretimokuluna kadar git, derim. Mezunlarının hepsini bir yüksek okula yerleştirdi. 12 tane fen lisesi, 9 Anadolu öğretmen lisesi, 12 Anadolu lisesi kazanan öğrencisi var.
BAYBURT EFSANESİ
2008 yılı mayıs ayında konferans vermek için Bayburt ve ilçesi Aydıntepe?ye gittim. Aydıntepe?de öğrencilere ?Başarıya Götüren Yol?, velilere ?Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları? konulu; Bayburt?ta ?Beyin Gücünü Etkili Kullanma Sanatı? konulu konferanslar verdim. Gördüğüm ilgiyi anlatamam. Eğitime duyulan ilgi beni şaşırttı. Hayatımın en heyecanlı, en dinamik, en çok sorulu konferansını verdim. Orada gördüklerimi Bayburt Efsanesi diye kaleme aldım ve Vakit?teki sütunumda yayımladım. Başarmak isteyenler işte efsane şehrin sırları:
Bayburt ÖKS sınavlarında dört sene öncesine kadar 67. sırada imiş. Planlı ve etkili bir çalışma temposu sonucu 10.sıraya yerleşmiş.
Tam bir başarı efsanesi.
Eğitim Bir-Sen Başkanı Fikret Özbay göre 67. sıradan 10. sıraya yükselişin prensipleri şunlar:
1. Milli eğitim müdürü ve yardımcıları, müfettişler ?olumlu ve ödüllendirici bir yönetim felsefesi? benimsedi.
2. Öğretmenler hızlı okuma, algılama, yorumlama yöntemi geliştirdiler. Bütün öğrenciler ve öğretmenler okuyor.
3. Okuma kampanyası başlatıldı. On kitap okuyan ve özetini yapan öğrenciye milli eğitim müdürlüğü tarafından bir çeyrek altın veriliyor.
4. Rehberlik servisleri, etkili ders çalışma metotları, sınav stresini yenme seminerleri veriyor. Öğrencilere verimli ders çalışma metotları öğretiliyor.
5. SBS ve ÖSS?de ilk üçe giren öğrencilere, öğretmenlerine ve okullarına ödül veriyor.
6. Okullar birbiriyle başarı yarışında. Derslerden sonra etütler var, konu ve deneme sınavları yapılıyor, testler çözülüyor.
7. Velilere yönelik bilinçlendirme seminerleri veriliyor. Çocukların başarılı olması için velilerin her türlü desteği sağlanıyor.
8. Bölge ekonomik yönden gelişmemiş olduğu için veliler, çocuklarının geleceğini iyi bir eğitim ve iyi bir meslek sahibi olmada görüyor ve çocuklarını destekliyorlar.
9. Okullar laboratuar, kütüphane, bilgisayar sınıfları, projeksiyon ve bilgisayarlarla donatıldı.
10. Sınıf mevcutları en fazla 25 kişi. Okullarda kıyasıya kalite yarışı var.
Başarı prensipleri öğretiliyor, planlar yapılıyor, takip ediliyor ve ödüllendiriliyor.
Seydişehirliler, Bayburtluların yaptığını neye yapamasın?
Bir takımın başarısızlığından birinci derecede teknik direktör sorumludur. Yöneticilere Mümin Sekman?ın diliyle sesleniyorum:
Ya bir yol bul!
Ya bir yol aç!
Ya yoldan çekil!