Danıştay, tamamen siyasi ve ideolojik bir karar aldı. Bu karar, eğitime kalite kazandırmaz, klasik liseler ve meslek liselerindeki verimliliği artırmaz.
Bu kararı hiçbir eğitimci savunamaz. 1999?dan beri süren ve 10 yıldır meslek liselerindeki eğitim kalitesinin canına okuyan kat sayı zulmünü YÖK geçen sene kaldırıp üniversitelere girişte meslek lisesi mezunları ile klasik lise mezunlarını eşit hâle getirmişti.
Bu sistem 1983?ten 1999 yılına kadar uygulanmıştı, meslek lisesi mezunu ile düz lise mezunu arasında bir fark gözetmiyordu. YÖK, aldığı kararla üniversiteye girişi, 1999 öncesine döndürmüştü.
Hiçbir eğitimci, hiçbir eğitim sendikası veya derneği YÖK?ün düzenlemesine itiraz etmedi.
Birisi çıktı itiraz etti.
İtiraz edene baktım. ?Darbeci Baro Taksim?e hoş geldin.? pankartı ile karşılanan İstanbul Barosundan başkası değil.
28 Şubat sürecinde ?Postmodern darbeciler?den brifing almaya koşan hâkimlere başvurdular.
Brifingi koşan hâkimlerin eline fırsat geçmiş oldu.
1983?te 1999?a kadar uygulanmış bir sistemi, telafisi mümkün olmayacak zararlar yol açabilecek bir sistem diye nitelediler.
Türk milleti adına karar vermesi gerekenler, bu kararı alırken milletin sesine kulak vermediler.
Eğitimcileri ve gençliğimizin geleceğini ilgilendirmesine rağmen, kararı alırken olara da sormadılar.
Bu karar, eğitimde kalite artırmaya yönelik bir karar değildir.
Eğitime eşitlik de getirmez.
Bu karar Ergenekon örgütü taraftarlarını sevindirir.
Poyrazköy?e cephanelik gömenler, bu kararın bir yerindedirler. Oraya lav silahlarını gömen Ergenekoncular, böyle bir karara sevinmiştir.
Bu eylem, ?AKP?yi ve Gülen?i Bitirme Planı? hazırlayan Albay Dursun Çiçek?in yaptığına benzer bir eylemdir.
Koç Müzesi?ndeki gemiye bomba koyup öğrencilerin yoğun bir şekilde ziyarette bulunacağı zaman patlatma kararı alan örgütün elini kuvvetlendirir. Sivil iradeyi ve sivil yönetimleri etkisizleştirme operasyonunun parçasıdır.
Danıştay?a gidip bir Mustafa Yücel Özbilgin?i katlettikten sonra ?Allah?ın askeriyiz, başörtüsü kararını protesto için hâkimi öldürdü.? diyen bağıranlara destek niteliği taşır.
Ülkede kaos meydana getirmek isteyen ve bunun için öğrenci evlerine silah ve bomba koyup masum öğrencileri terörist göstermek isteyen düşünceyle bağlantı bulmak zor değildir.
Bu karar, Ak Parti?yi seçmeni önünde itibarsız hâle getirme çalışmasının bir parçasıdır.
Ak Parti, seçim meydanlarında kat sayı adaletsizliğini kaldırma sözü verdi.
Ergenekon örgütünün yargıdaki uzantıları, ?Verdiğin sözleri yerine getirtmeyiz. Seni seçmen önünde rezil ederiz. Bu memleketin asıl sahibi biziz.? anlamına gelen karar alıyorlar.
Hürriyet gazetesinin 28 Şubat sürecinde attığı manşet geçerliliğini koruyor:
?Top yekün savaş? sürüyor.
Washington?daki Hudson Enstitüsünde yazılan başını Zeyno Baran?ın çektiği ?Kıyamet Senaryoları? geçerliliğini koruyor.
Kökü dışarıda Ergenekon örgütü mensupları direniyorlar, savaşıyorlar.
YÖK, AKP, sivil toplum örgütleri teslim olmamalıdır.
YÖK, yeni bir düzenlemeye gitmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı?nın başlattığı ?öğrenci merkezli eğitim?in canına okuyan test sistemli üniversite sınavının yerine yeni bir sistem geliştirilmelidir.
Almanya?da olduğu gibi, öğrencilerin lise bitirme notlarını temel alan bir sistem geliştirilebilir.
Amerika?da olduğu gibi, yazılı sınavlar yapılarak öğrencinin bilgi ve becerisini ölçen bir sistem üretilebilir.
Geçenlerde Nevada Üniversitesi öğretim üyesi olan Prof. Yunus Çengel ile görüştüm. Test sistemi ile üniversiteye öğrenci alınmasını çok yanlış buluyor ve şöyle diyor:
?Beş şıktan birine çarpı koymaya dayalı bir sınavla öğrencinin yetenek ve performansı ölçülemez. Eğitim sistemi öğrenciye düşünmeyi, düşünce üretmeyi, proje yapmayı, hayattaki sorunlara çözüm üretmeyi öğretmelidir. Üniversiteye giriş sınavı da bu yetenek ve performansı ölçmelidir, test sınavları bu performansı ölçmez. Düşünmeyi ve düşünce üretmeyi engeller.?
Üniversiteye girişte yeni bir sınav sistemi geliştirilmelidir.
Not: Aziz okuyucularımın Kurban Bayramını tebrik eder; hayır ve huzurlu bir bayram geçirmenizi Yüce Rabbimizden niyaz ederim.