banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Bir süredir Elif Şafak?ın ?Aşk? adlı romanını okuyorum. Elinize aldığınız andan itibaren günümüz Amerika?sından 13. yüz yıl Anadolu?suna kurulan köprülerle mükemmel yolculuklar yaptırıyor, okuyucuyu da sürükleyip götürüyor  eser. Mevlana?yı yakın çevresiyle ve Tebizli Şems?le ilişkileriyle kurmacanın penceresinden tanımak isteyenler için  bu eser, iyi bir imkân sunuyor okuyucuya.

Roman; okuyucunun eserin yazılış nedeni hakkında bir fikir sahibi olmasına yarayan bir önsöz hatta iki önsözden sonra Toprak, Su, Rüzgar ve Ateş adlarını taşıyan dört bölümden oluşuyor. Her bölümde kişilerin yaşadıkları kendi anıları şeklinde dile getiriliyor.

 Yazar, tasavvufa ilgi duyan biri. Bir mülakatta bu eseri için ? On beş seneye yayılan bir okuma var bu romanın ardında? diyor, kitabın sonunda yerli yabacı geniş bir kaynakçaya yer veriyor. Yararlanılan pek çok kaynaktan damıtılan bilgilerle tarihsel gerçeklik, ustaca roman gerçekliğine dönüştürülmüş. Roman aracılığıyla okur, Mevlana ve yakınları hakkında, 13. yüz yıl Konya?sı ve dönemin siyasi, sosyal, kültürel atmosferi hakkında pek çok bilgiye de sıkılmadan ulaşabiliyor bu sayede.

Eserin ?Rüzgâr? adlı 3. bölümünden tadımlık birkaç cümle:  

?Şems

Konya, 12 Haziran 1245

Bunca korku, vehim ve yasak? Öyle insanlar var ki, her ramazan sektirmeden oruç tutar, her bayramda günahlarının kefareti için kınalı koyun keser, hacca umreye gider, günde beş vakit alnı secdeye değer ama yüreğinde ne sevgiye yer vardır ne merhamete. Bre adam, o zaman ne demeye uğraşır durursun ki? Aşksız inanç olur mu? Sevmeden sevilmeden, habire bir şeylere söylenip homurdanarak iman etmek mümkün mü? Aşk yoksa ?ibadet? bir kuru kelimeden, yan yana gelmiş altı harften ibaret. Dışı kabuk, içi oyuk. İnsan aşkla ve aşkta iman etmeli; damarlarında gürül gürül hissederek Allah ve insan sevgisini!

?

Vah ki o budalaya, Allah?la pazarlık etmeye kalkar. Yani sen şimdi her türlü art niyeti aklından geçir; onun bunun dedikodusunu yap, kuyusunu kaz; karısının kızının namusuna dil uzat; elin işte olsun, gözün oynaşta; camiden çıkar çıkmaz kıldığın namazı unut; sonra da iki koyun kesmekle, dört dua ezberlemekle her şey halloldu zannet! Boş yere abdest almakla uğraşma, eğer kalbini temizlemeyi bilmiyorsan evvela. Benim Rabbim tüccar değil ki, senin gibilerle ticaret yapsın! Benim Rabbim bakkal değil ki, defterinin bir köşesinde günah hanesi, bir köşesinde sevap hanesi, toplayıp çıkarsın! ?

?

Kendilerini Allah aşkında yok edeceklerine, nefisleri ile cihada girişeceklerine o mutaassıplar habire başkalarıyla dövüşüp, nesilden nesile, dalga dalga korku saçarlar. Eğer insanın taktığı gözlüğün camlarına olumsuzluk sinmişse, tabii ki olumsuzluk görür baktığı her yerde. ? Hayatları bitmek bilmez bir hamaset ve husumetle doludur; sevgisizlikleri üzerlerini örten bir kara buluttur.

Ağaçlara takılıp ormanı gözden yitirme.

?

Yirmi Beşinci Kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hesede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.? Sh.228,229

?

Modern yaşamın iyice çarpık hale getirdiği ilişkiler yumağında, siyasetin rakipleri yok etme esasına dayandırıldığı günümüzde her tarafta bir kör dövüşü egemen. Çevre kirliliği, bilgi kirliliği? derken cemiyette temiz kalmak zorlaşıyor. Zaman zaman ciddi anlamda bir arınmaya ihtiyaç duyuyoruz. İşte böyle duygu ve düşünce dünyamızda türlü nedenlerle oluşan tozlardan, kirlerden kurtulmak için bir fırsat gibi görüyorum böyle eserleri okumayı. Genelde sanat eserlerinin insanın iç dünyasında iyiden ve güzelden yana bir değişim meydana getirdiği gerçeğinde buluşuyoruz.

Bazen bir sinema filmi, bazen bir müzik parçası, bazen bir öykü bir roman sevgi gibi, şefkat gibi, özlem gibi ahde vefa gibi, başkalarını düşünmek gibi günümüzün kısır çekişmeleriyle sanki radyasyona maruz kalmış da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan taraflarımızı hatırlamamıza vesile olabiliyor.

Bu bağlamda galiba sözün en güzelini Fuzuli söylüyor:

 

?Aşk imiş her ne var âlemde

İlim bir kıl ü kal imiş ancak?  Kıl ü kal: dedikodu

Adı geçen kitaptan bir temenni cümlesiyle bitiriyorum bu yazıyı:

 

?Meramınız aşk, aşkınız baki olsun.?

Hacı Halim Kartal       

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.