En yeni facia Fethiye?den. Bir anne çocuklarını üniversite okusun diye dersaneye gönderiyor. Parasını ödeyemiyor, hapse düşüyor. O hapisteyken dersaneye gönderdiği oğlu, bir kızın da ihanetine uğradığını düşünerek intihar ediyor. Hapishaneye düşen anne Emine Sipahi, oğlunun cenaze törenine katılamıyor. Semih Sipahi, ihanet ve sınav stresinin ağırlığına, bir başka ifadeyle üniversiteyi kazanamayacak olma ?ayıbına? dayanamıyor ve intihar yolunu seçiyor.( 5.04.10, Star gazetesi)
Bir başka intihar haberi de Adana?dan(5.04.10, Taraf). Üniversite sınavına hazırlanan Mercan(19), Perver (18), ve E.Y.(17) bir odada baygın hâlde bulunuyorlar. Hap içip intihar etmek istemişler. Hastaneye kaldırılmışlar, müşahade altına alınmışlar.
Bir günde üç intihar girişimi, bir intihar haberi. Pazar günü LGS, LYS ufukta.
Üniversitede okumak isteyen gençlere üniversitelerde yer yok demek çok ayıp. Devlet, neden yeterince üniversite açmıyor?
Türkiye Cumhuriyeti çadır cumhuriyeti değil, kurulalı 87 sene oldu. Artan nüfusa göre açılması gereken üniversiteyi hesap edip gereğini yapmalı.
Bir sistemin yanlış olduğunu görmek için bir intihar vakası yeter, ama bizim YÖK?ün ve YÖK?ün aldığı her iyi kararı iptal eden Danıştay?ın kaç intihar görmesi lazım acaba?
Üniversiteye girişte yapılan test sınavlarının tek ayıbı gençleri intihara sürüklemesi değil.
Eğitimciler Birliği Sendikası okullarda uygulanan yeni müfredat ve yapılandırmacı eğitim ile ilgili 1652 öğretmenin katıldığı bir araştırma yapmış. Öğretmenler yeni programı çoğunlukla beğeniyorlar.
Bilindiği gibi yapılandırmacı eğitim, öğrenci merkezli bir eğitimi hedefliyor, öğrencilerin okumak, anlama, sorgulama, araştırma, proje yapma yeteneğini geliştirmek istiyor ve en önemlisi de onları ezberci eğitimden vazgeçirmek istiyor.
Eğitim-Bir-Sen?in araştırmasına göre yapılandırmacı eğitimin hayata geçmesini en çok SBS ve üniversite sınavları engelliyor. Test sınavları ezberci eğitimi destekliyor. Okulların verdiği eğitimle SBS ve LGS-LYS?de başarılı olmak mümkün değil.
Eğitim otomatik olarak dersane merkezli hâle geliyor, okullar diploma veren kurumlara dönüşüyor.
Bahçesi olmayan, sınıfları abuk-subuk, çoğu cadde üstünde, araba gürültüsünden ders yapılamayan binalarda eğitim veriyor dersaneler.
Araştırmaya göre öğretmenlerin yapılandırmacı programla ilgili görüşleri şöyle:
Yeni programın öğrenmeyi kolaylaştırıyor: % 57
Öğrenciyi daha aktif hâle getiriyor: % 53
Öğrenciyi düşündürüyor, sorgulama becerisini artırıyor: % 52
Öğrenci merkezli bir eğitim sistemidir: % 52
Etkinlikler uygulanıyor % 19, kısmen uygulanıyor: % 53
Eğitimcilerin çoğunluğu yeni programdan memnun, ama SBS ve LGS-LYS olmasa?
Kesintisiz eğitim, gençlerin mesleğe yönelmesini geciktiriyor.
Eğitim kesintili olmalı.
Üniversite okuyacak öğrenciler ilköğretim 5. sınıftan itibaren seçilmeli.
Üniversiteye gidemeyecek öğrenciler erkenden yeteneğine göre ve iş bulabileceği bir alanda meslek öğrenmeye yönlendirilmeli.
Almanya?da gymnasium denilen üniversiteye öğrenci gönderen liselere çoğu eyaletlerde öğrenci 4. sınıftan itibaren seçilir, bazı eyaletlerde 7. sınıftan sonra.
Düz liselerde öğrencinin 4 senesi çalınıyor. Liseler ancak % 10 oranında üniversiteye öğrenci veriyor. % 90 oranında lise mezunları açıkta kalıyor, üniversitede yer olmadığı için sınavda başarısız sayılan genç, bu durumu onuruna yediremiyor, intihar ediyor.
Meslek öğrenme yaşındaki öğrencilerin dört yılını çalmak, çok büyük bir eğitim ayıbıdır.
Üniversiteye öğrenci gönderecek liselere öğrenci; sınıf öğretmenler kurulu, rehber öğretmen ve velinin kararı ile gitmeli.
Bu çok büyütülecek bir konu değil, zor bir şey de değil.
Almanya?da Bayern, Baden-Württemberg, Thüringen, Sachsen, Berlin, Nordhein-Westfalen, Sachsen-Anhalt, Brandenburg eyaletlerinde ilkokul 4. Sınıftan sonra öğrencinin gymnasiuma gitmesine öğretmen karar veriyor.
Hessen, Reinland-Pfalz, Saarland, Niedersachsen, Hamburg, Schelwig-Holstein, Meklenburg-Vorpommen eyaletlerinde veli karar veriyor. (Focus-Schule, sayı 2,s.9)
Bayern?de not ortalaması 1-2.5 olan öğrenci gymnasiuma gider. Notu 2.5 ile 3 arasındaki öğrencinin gidip gitmemesine öğretmen karar verir. Veli öğretmenin kararına itiraz edebilir. Bu takdirde öğrenci sene başında iki hafta gymnasiuma gider. On beş gün kurs görür. 15 gün sonra sınav yapılır. Başarılı olursa gymansiuma devam eder, başarısız olursa ilköğretim okuluna geri döner.
Not ortalaması 3-4 olan öğrenci gymnasiuma gidemez. Her gymnasiuma giden öğrenci bu okulu bitirip üniversite okuyamaz. Okulda başarılı olamayıp ilköğretime dönenler olur.
Öğretmen ve velilerin üniversite okuyabilir dediği öğrenciler için yeterli üniversite açılmalı, üniversitenin önünde öğrenci kalmamalıdır. Üniversite okuyamayan gençlere mutlaka bir meslek öğretilmelidir.
Eğitimi dersane merkezli hâle getiren SBS ve LGS-LYS sınav sistemine son vermeli. Dersaneler özel okullara dönüştürülmeli. Bu Pazar LGS?ye girecek gençlere başarılar diliyorum.
Not: Cumartesi akşamı Safranbolu?da ?Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları? konulu konferans vereceğim. Dostlar davetlidir.( İrtibat: 0542 546 3667)
Geçen hafta Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi ve Kırımlı Zuhal Olcay Anadolu Liselerinde ?Mehmet Akif ve İstiklal Marşı; Başarıya Götüren Yol? konulu konferans verdim. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yazarlar Birliği organizatörlüğünde gerçekleşen eğitim seminerleri sırasında öğrencilerde gördüğüm başarma azmi ve heyecanı beni çok sevindirdi. Konferansların organizesinde emeği geçen Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, eğitimci yazarlar Hüseyin Akın ve Mahmut Bıyıklı, okul müdürleri Hasan Ali Bayrak ve Mücahit Yentürk?e ve eğitimci dostlara çok teşekkür ediyorum. Milli Eğitim Müdürlüğü, öğrencilere hayat okulunda başarılı olmuş aydın ve yazarlarla daha sık karşılaşma şansı vermeli, okul dışına taşan kültürel etkinlikleri desteklemeli. Yazarlar Birliği ve Milli Eğitim işbirliğiyle gerçekleştirilen kültürel etkinliklerin iyi bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.