Taraf gazetesi, eğitim camiasının yıllardır bildiği bir konuyu çarşamba günü manşet yaptı. Belgeleriyle milli güvenlik dersine giren subayların; öğrencileri, yöneticileri fişlediğini; kütüphaneleri, öğretmen odalarının durumunu, okula gelip gidenleri rapor ettiklerini yazdı.
Eksiği var, fazlası yok.
30 küsür sene okullarda milli güvenlik dersi veren subaylarla birlikte çalıştım. Hemen hepsiyle yakın diyaloglar kurmaya gayret ettim, sohbet etme fırsatı yakaladım.
Çoğu, eğitimli, kültürlü, hoşsohbet insanlar. Bir kısmı eğitim dünyasından ve sivil toplumdan kopuk, sivil toplumu boyalı basının anlattığı kadar tanıyor, demokrat anlayışa sahip değil, hatta darbelerin ülkeyi geri bıraktığını bile bile darbe savunanlar bile var.
Bir ay kadar önce kadar Diyarbakır?daydım. Diyarbakır İmam Hatip Lisesi okul aile birliği başkanının anlattıkları tüyler ürpertici idi. 7. Kolordu?da görev yapan kurmay Albay Güray Gürdere, generalliğe yükselmek istediğini söylüyormuş. Bunun için de özellikle imam hatip lisesinde milli güvenlik dersi öğretmenliğini seçmiş.
Ne ilgisi var, diye sorun.
Alb. Gürdere, kız öğrencileri başları örtülü diye derse ve sınavlara almıyor, not vermiyor ve onları sınıfta bırakıyor. Sınava alıp zayıf verse öğrenciler not ortalaması ile sınıfı geçebilecek. Bu haksızlığı bile bile yaptığını anlatıyormuş Albay Gürdere. Vicdanlı bir insanın yüzünü kızartacak şu sözleri söylüyormuş:
?Beni şikâyet edin. Böylece başörtüsüne geçit vermediğim ispatlanmış olur, daha kolay terfi ederim.?
Bir albayın terfi edebilmek için kız öğrencilerin başörtüsüne düşmanlık etmesi ve onları sınıfta bırakması anlaşılabilir bir şey mi?
İnsaflı, vicdanlı, adaletli bir insanın yapacağı bir iş mi? İnsan haklarına uyar mı?
Kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan öğrencileri derse ve sınava almamak, sınıfta bırakmak yönetmeliklere uygun mu? Böyle yapan sivil öğretmen var mı? Onlar böyle bir şey yapsa ne olur?
Özellikle Alman eğitim sistemini gördükten sonra milli güvenlik derslerinin benzerinin Almanya ve benzeri demokratik ülkelerde olmadığını, bu dersin kaldırılarak yerine ?insan hakları, sivil toplum ve demokrasi? dersleri konması gerektiğini bu sütunda birkaç defa yazdım.
Çok değişik tepkiler aldım.
Bu dersleri subayların vermesi verimsizliği yol açıyor; subayların çoğunlukla kıtalarında ve görev yerlerinde işleri var, dersler dolayısıyla günlük işleri aksar, hele tatbikat dönemlerinde dersler boş geçer, boş dersler okullarda disiplinsizlik olaylarına yol açar; en iyisi bu dersleri sivil öğretmenlerin vermesi diye yazdım birkaç sefer.
Bir defasında bir binbaşıdan mektup aldım.
Bu derslere giren öğretmenlerin sadece ders anlatmadıklarını, okullarda olup bitenleri karargâha rapor ettiklerini, öğretmen odalarına giren gazete ve dergileri, kütüphanelerdeki kitap ve dergileri, okula gelip gidenleri, idareci ve öğretmenlerin görüşleri ile ilgili fişleme çalışmaları yaptıklarını yazıyordu.
Hiç şaşırmadım.
Bir albay, bu derslerin öğrenciler açısından konumunu şöyle özetledi:
?Milli güvenlik dersleri öğrencilerin hiç ilgisini çekmiyor. Lise ikinci sınıfta görülen bu derslerden üniversite sınavlarında soru çıkmıyor. Kız öğrencilerin askerlikle ilgili konular ilgi alanına girmiyor. Çocuklar dersi dinlemiyor.?
Eyüp İmam Hatip Lisesi?nde görev yaparken, bir yarbayla uzun uzun sohbet ettik. 1997 senesiydi sanırım. Yarbay başörtülü öğrencilerin bulunduğu sınıflara derse girmiyor, sınıf defterine; ders anlatmak için uygun şartlar oluşmadığından ders yapılmadı, yazıyordu.
?Yarbayım, dedim, ben Almanya?da kaldım. Orada farklı görüşten insanlarla diyaloglar kurdum. Hıristiyan demokrat, sosyal demokrat, liberal, yeşiller? Bu insanlar, birbirlerini dinliyor, bazı konularda sert tartışmalar yapıyor, konuşma sonunda, birbirlerinin ellerini sıkıp ayrılıyorlar. Birbirleri ile kavga etmiyorlar. Biz de birbirimizle kavga etmemeliyiz. Başörtülü diye bu kızlara ders vermemeniz yönetmelikler açısından da uygun değil.?
Yüz kıpkırmızı kesildi, öfke dolu, titreyen bir sesle:
?Talimat böyle. Eğer derse girersem apoletlerimi sökerler.?deyiverdi.
Milli güvenlik dersleri, subayların sivil alanı teftiş ve fişleme alanıdır. Demokratik ülkelerde subaylar sivil alanı denetlemez ve fişlemez. Askerî liselerden başlayarak okullara demokrasi, sivil toplum ve insan hakları dersleri konmalı; demokratik ülkelerin kalkındığı, darbecilerin ve oligarşik yönetimlerin ülkelerini geri bıraktığı iyi anlatılmalıdır. Aksi halde tam demokrasi hayal olur ve darbeler önlenemez.
Not 1: 23 Nisan Cuma günü İzmir Tüyap Kitap Fuarındaki Nesil standında saat 13-17 arası okuyucularla sohbet edip kitaplarımı imzalayacağım.
2. 25 Nisan günü saat 14-17 arası İstanbul Bağcılar Meydanı?ndaki kitap fuarında olacağım ve okuyucularla sohbet edip kitaplarımı imzalayacağım. Kitapseverleri bekliyorum.
3. Geçen hafta Ermenek?te ?Sevgili Peygamberimizin(sav) Eğitim Metotları?; Karaman Anadolu Öğretmen Lisesi?nde de ?Sınav Stresini Yenme ve Başarı? konulu konferanslar verdim. Oldukça verimli ve keyifli idi. Eğitim hayatımızın kalite kazanmasına hizmet eden Eğitim-Bir-Sen Karaman Başkanı Kasım Aydoğdu, yönetim kurulu üyeleri Kemal Önder Demirkol ve Ahmet Üniver; Anadolu Öğretmen Lisesi müdürü Zeki Tumak, Ermenek Belediye Başkanı Necati Akpınar, Eğitim-Bir-Sen ilçe temsilcisi Savaş İlkhıdır, Sarıveliler ilçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Balkaya, İlçe temsilcisi Recep Koç, Başyayla ilçe temsilcisi Ümit İbrahim Öztürk ve isimlerini sütuna sığdıramadığım dostlara çok teşekkür ediyorum. Anadolu?da eğitimin kalite kazanması için gayret eden dostlarıma gönülden kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.