Türkçe mecazlar, cinaslar dilidir; sanatın estetiğin, güzelliğin diğer adıdır. Elbette dilimizi bir kültür dili olarak kullanabilenler için. Birçok kelimenin birden çok manası vardır. Kelimeler, başka kelimelerle birleşerek zengin bir mana âlemi, bir kelime ailesi, sülalesi, kabilesi, ordusu meydana getirirler.
Dilimizin kendine has bir musikîsi vardır. Diğer dillerden aldığı kelimeleri kendi melodisine uydurur. Özellikle ses uyumu, yabancı dillerden alınan kelimeleri zamanla Türkçenin hamuru içinde yoğurur.
?Gûşe? kelimesini Farsçadan almışız. Türkçenin büyüsü kelimeyi ?köşe?ye çevirmiş. Sonra başlamışız bir ?köşe ailesi? kurmaya:
?Köşe başına geçmek, köşe olmak, köşeye çekilmek, köşe başına kurulmak, köşeyi tutmak, köşe kapmak, köşe kapmaca oynamak, köşe bucak kaçmak?? (Etkili ve Güzel Konuşma Sanatı, s.40)
Dilimizin başka dilden aldığı kelimeleri kendi musikîsine uydurma hüneri vardır. ?Ana?yı anne, ?yalav?ı alev, ?ala?yı ela, ?yınanç?ı inanç, ?Selçik?i Selçuk, ?maral?ı meral yapmıştır.
Dilin gücünü bilmeyenler, dili iyi bilmeyenlerdir.
Söylenen her sözde içinden çıktığı kalbin kisvesi vardır, der Ataullah İskenderî.
İnsan kelimelerle düşünür. Kelime hazineniz fakirse düşünce ufkunuz daralır; hissettiklerinizi ve düşündüklerinizi ifade edemez olursunuz. Düşünce dünyanız çölleşir, his dünyanız kuraklaşır, hayalleriniz çoraklaşır; dilinizin büyüsü kaybolur.
Hissiz, duygusuz, fikirsiz insanın dile ihtiyacı var mıdır?
Ya dilin büyüsüne?
Konuşmak sanattır. Sanatların en gücü, en zoru, en zor öğrenileni?
Bunun yanı sıra güzel konuşmanın büyüsü vardır. Herhangi biri, bir cümlede aynı kelimeyi iki kere kullansa söz yavanlaşır ve tadı kaçar. Yunus Emre, aynı kelimeyi bir beyitte 6 kere kullanır, ama o kelimenin tadı kaçmaz, aksine tatlanır, kelime yeni anlamlar kazanır, dinleyeni büyüler.
Dil ustası Yunus Emre der ki:
?Beni bende demen, bende değilim;
Bir ben vardır bende, benden içerü.
Süleyman kuş dilin bilür dediler;
Sülemyan var, Süleyman?dan içerü.?
Gerek birince beyitte 6 kere kullanılan ?ben? kelimesi, gerekse ikinci beyitte 3 kere tekrarlanan Süleyman kelimesi; Yunus mısralarında yeni anlamlar kazanmış, derinleşmiş, zenginleşmiştir.
Güzel koşmak isteyenler önce ne söyleyeceklerini çok iyi düşünmeli, sonra da nasıl söyleyeceklerini çok iyi öğrenmelidirler. Ağızdan çıkan her söz kurşun gibidir, bir daha geri döndürülemez. Sözün sihri vardır. Onu iyi kullananlar, karşılarındakileri etkilerler. Yunus?un aşağıdaki dörtlüğü konumuzu ne kadar güzel açıklar:
?Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı.
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.?
?Gerçek belağat (söz söyleme sanatı); söylenmesi gerekenin dışında hiçbir şey söylememektir.? demiş Rochefoucauld.
Güzel ve etkili konuşabilmek önemlidir; ondan daha önemlisi güzel düşünebilmektir. Kalbi temiz olan, zihin teri olan düşüncelerini, temiz bir dile ifade ederse insanların gönül telini inletebilir. Dudaktan dökülen sözler kulakta kalır, asla kalbi kadar gitmez.
Söz ustası Sırrı Er, dilimizin inceliklerini bilmek, onu etkili ve güzel kullanmak adına ?Etkili ve Güzel Konuşmak Sanatı; Temel Konuşma Teknikleri-Diksiyon? isimli iki güzel eser kaleme almış. ?Sözün Büyüsü? adlı yeni kitabı da önümüzdeki günlerde okuyucuyla buluşacak. Dilimizin büyüsünü ve sırlarını öğrenmek, onu etkili kullanmak isteyenlere Sırrı Er?in kitaplarını tavsiye ederim.
Not 1: Etkili ve Güzel Konuşma Sanatı; Temel Konuşma Teknikleri-Diksiyon adlı kitaplar Hayat yayınları arasında çıktı. İletişim: Davutpaşa Cad. Yılanlı Ayazma Yolu, No:8 Davutpaşa-Zeytinburnu/ İstanbul, 0212 483 10 10.
Not 2: Geçen hafta Bursa Çimento Fabrikası Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde gündüz öğrencilere Başarıya Götüren Yol, akşam velilere Evde ve Okulda Başarılı Eğitimin Sırları; Bursa Vakıf Kitabevi?nde En Sevilen Öğretmen Hz. Muhammed?in(sav) Eğitim Metotları konulu konferanslar verdim. Organizasyonda emeği geçen endüstri meslek müdürü, değerli eğitimci Yusuf Ay ve okul aile birliği üyelerine; Hulusi Bey?e eğitim ve kültür hayatımıza hizmetlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.