Anadolu liselerine giriş sınavı birden üçe çıkınca yeni müfredatın pabucu dama atıldı. Öğrenci merkezli olması gereken eğitim, sınav merkezli eğitime dönüştü. İyi bir üniversite kazanmanın yolu, iyi bir Anadolu lisesi kazanmaktan geçer. SBS sınavlarında laboratuar, proje, deney çalışmaları sorulmaz. Keşif, buluş, icat yapsanız, sanatsal etkinliklerde bulunsanız bunların SBS?de puan değeri yoktur. Spor, müzik, güzel sanatlar alanındaki yetenekleriniz ve başarılarınızın SBS?de kıymeti harbiyesi yoktur.
Varsa yoksa matematik, Türkçe, sosyal bilgiler, fen bilgisi ve İngilizce testleri?
Hâlbuki yeni müfredat öğrenci merkezli, okul merkezli olacaktı ve eleştiren, düşünen, proje üreten, fikir üreten, yetenekli öğrenciler yetiştirecekti.
SBS?nin üç seneye yayılması, dersanelerin önemini daha da artırdı.
Eğitimde fırsat eşitliğini iyice bozdu.
Parası olan veli, çocuğunu dersaneler gönderiyor, okulun yanı sıra çocuğuna dersanede daha iyi bir eğitim aldırıyor. Dersanelere gidenlerin, gitmeyenlere oranla Anadolu liseleri sınavında başarılı olma şansı daha yüksek.
İlköğretim 6, 7 ve 8. Sınıflarda okuyan öğrenci sayısı; 4.118.312.
Dersanelere giden öğrenci sayısı 1.655.218; aşağı yukarı öğrencilerin % 40.2?si dersaneye gidebilmektedir. Dersaneye giden öğrenci sayısı, SBS sistemi yüzünden her sene daha da artıyor.
Burada açıkça zenginler lehine fırsat eşitsizliği var. Zengin aile çocukları avantajlı durumdalar, fakir ailelerin çocukları ise mağdur.
Eğitim araştırmalarına önem veren Eğitim-Bir-Sen sendikasının 1103 öğretmen üzerinde yaptığı araştırmaya göre öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%49.3) SBS sınavlarını gerekli görüyor; % 29.7 yedisi, SBS?yi gerekli görmezken, % 10.8?i kısmen gerekli buluyor.
Almanya?da başarılı öğrencilerin gymnasium denilen, bizdeki Anadolu lisesi benzeri okullara gitmesine sadece sınıf öğretmeni karar verirken, bizde öğretmenler, böyle bir seçimi kendilerinin yapabileceklerine inanmamaktadırlar. Çok tuhaf ama gerçek.
Öğretmenlerin % 38.5?i SBS?nin eğitim sistemine katkısı olmadığı kanaatinde.
% 6.5?i okul dışı kurumlara öğrenciyi yönlendirdiğini düşünüyor.
% 39.4?ü öğrencinin performansını artırdığı ve devamsızlığı azalttığı görüşünde.
SBS?nin öğrenciler üzerinde stres meydana getirdiğini söyleyen öğretmenlerin oranı % 38.3
% 22.7?si, çocukların sosyal ilişkilerinde zayıflamaya sebep olduğunu söylüyor.
% 34.3?ü ise öğrencilerin daha başarılı olacağını ifade ediyor.
SBS elbette daha yoğun strese yol açıyor.
Öğretmenlerin % 48.5?i bu kadar çok sınavı doğru bulmuyor.
% 38.2?si üç SBS sınavını normal bulurken % 23.3?ü kısmen doğru buluyor.
SBS?nin öğrencileri dersaneye yönlendirdiği yönünde kanaat bildiren öğretmenlerin oranı % 74.7; %14.3?ü de kısmen yönlendirdiğini düşünüyor. (1)
Sonuç olarak; SBS öğrenci merkezli yeni müfredatı amacından saptırıyor, eğitimi sınav ve dersane merkezli hâle getiriyor.
Eğitimde fırsata eşitliğini bozuyor.
Öğrenci üzerindeki stresi artırıyor.
Ben Almanya?da olduğu gibi, ilkokul 5. sınıftan itibaren öğrencinin aldığı notları esas alan ve öğretmenin kanaatiyle Anadolu liselerine gidebilmesini sağlayan bir sistem öneriyorum.
Öğretmenlerin kendilerine ve Milli Eğitim Bakanlığı da öğretmenlere güvenene kadar geçecek süreçte iki basamaklı bir sistem uygulanmalı. 8. Sınıfta birinci dönem ve ikinci dönem sonlarında iki sınav yapılmalı. Bu sınavların Anadolu liselerine girişte etkisi % 50, öğretmenlerin verdiği notlar da % 50 oranında etkili olmalıdır.
Aksi hâlde okullar diploma veren kurum, dersaneler Anadolu lisesi kazandırır, düşüncesi ve eğitimde fırsat eşitsizliği devam eder.
Not 1. EBSAM Araştırmaları 1, G.M.K. Bulvarı, Daniş Tunalıgil Sk. No: 3713 Maltepe/ Ankara.
Eğitim-Bir-Sen?in yayınladığı eğitim araştırmaları setinde aşağıdaki harika kitaplar var:
1. EBSAM ARAŞTIRMALARI: SBS araştırmalarının yanı sıra yeni müfredat programı uygulamaları, yabancı dil eğitimi, öğrenme ortamının değerlendirilmesi, üniversiteye giriş sınavları, öğretmenlerin tatil alışkanlıkları ve öğretmenlerin KPSS?ye bakış açılarını kapsayan bölümleri içeriyor.
2. ?Gelecek İçin Eğitim Raporu?: EBSAM Araştırma merkezi, eğitim anlayışımızı okul öncesinden üniversite ve yüksek okullara kadar ele alan, durumu değerlendiren ve nasıl olması gerektiğini anlatan güzel bir kitap yayınlaış, fevkalade faydalı buldum.
3. Eğitim-Öğretim- Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm önerileri: Sendikanın Mart 2010?da yaptığı eğitim çalışanları şurası raporları kitaplaştırılmış.
4. ?Küreselleşme Sürecinde Eğitim Sorunlarının Felsefi Boyutu? başlıklı, dünya çapında harika bir sempozyum düzenlemişti sendika Mart 2009?da. Sempozyumda sunulan bildiriler kitaplaştırılmış. Eğitimci dostlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim.
5. ?Kelebeğin Rüyası? adıyla kitaplaştırılan ?öğretmen hatıraları yarışması?nda ödül alan hikâyeleri okumak insanı zenginleştiriyor. Meslektaşlarıma her biri yurdumuzun bir köşesinden çiçek demekleri sunan bu hatıraları okumalarını öneririm. Her biri fevkalade büyük bir emek verilerek araştırılmış yukarıdaki kitapları bütün eğitimcilere hararetle tavsiye ederim.
Not 2: 16 Mayıs 2010 Pazar günü Ankara KOCATEPE CAMİİ KONFERANS SALONU?nda düzenlenen Bediüzzaman Said Nursi ve Eğitim Anlayışı konulu sempozyumda saat 16?da ?Başarının Manevî Dinamikleri ve Bediüzzaman? konulu bir tebliğ sunacağım. Sabah 9?da başlayacak olan sempozyuma bütün dostlar davetlidir.