Son zamanlarda, kurulmuş saat gibi, yine tekmili birden ?zırrrr? lamaya başladılar. Bakıyorsunuz, ecdadımızın, tarihteki konumu itibariyle en çok gurur duyduğu hükümdarlardan birisi hakkında yapılan ve onu ?kadın düşkünü? ve ?içki müptelası? olarak gösteren bir filme yapılan eleştiriler bahane edilerek tekmili birden kafalarındaki ?irtica tehlikesini? hortlatmaya çalışıyorlar.
Bakıyorsunuz; ?ucube bir heykel? sözünden, sırf söyleyenin kimliğine bakarak tekmili birden yine milletin hassas uçlarına dokunmaya, kafalarındaki ?irtica tehlikesini? yeniden hortlatmaya çalışıyorlar.
Bakıyorsunuz bütün dünyada bir sistematiğe bağlanmış içki tüketimi konusunu ülkemizde de hayata geçirmeye çalışan düzenlemeleri fırsat bilerek yine kafalarındaki ?irtica tehlikesini? yeniden hortlatmaya çalışıyorlar.
Bir baba kendi oğluna, kendi kızına öğüt verirken, onları hayata hazırlarken; ?bak kızım, bak oğlum? İçki denilen bir nesne var, zamanı gelince bunu kullanmaktan imtina etmeyeceksin. Arkadaş toplantılarında, düğünlerde, derneklerde ve sair toplu alanlarda nerde bulunduğuna aldırış etmeden iki duble rakı içmeyi sakın ihmal etme. Rakı toplumuzun medeniyet seviyesini belirleyen bir öğedir? diyormuş gibi; mevzu hükümet olunca ya da onun icra etmeye çalıştığı bir faaliyet olunca, hükümetin kendisini tanımladığı ?muhafazakâr demokrat? tanımlamasını da kullanarak; ?hah işte hükümetin kafasındaki rejimin kurulmasına yönelik adımlar bir bir atılıyor? propagandası yapılarak, yine AK Parti?ye oy pompalayıcı eylemlere kalkışıyorlar. Bu ?ucube durumu? anlayan varsa anlatsın lütfen.
Bütün bu ?ucube işleri? hükümetin önümüzdeki seçimlere yönelik bir propaganda yöntemi olarak görelim ve hükümeti; ?yine yapıyor yapacağını? diyerek suçlayalım, tamam! Hükümetin yine ?milletin hassas olduğu noktaları kullanarak siyasi manevralar yaptığını ve mağduriyete oynadığını? dillendirelim, o da tamam! Be kardeşim, siyaset bir oyun değil midir zaten? Siyaset sandıktan en fazla oyu kendi hesabına yazdırmak için çaba sarf etmek, her türlü yasal argümanları kullanma sanatı değil midir zaten? Madem hükümet; ?sürekli olarak mağduriyete oynuyor ve bu sayede sürekli olarak seçim kazanıyor?, o halde sen neden eline def?i, davulu, zurnayı alıp da çalmaya başlıyorsun? Elbette hükümet senin dediğin gibi mağduriyete oynuyorsa, sen çalmayacaksın ki, o da oynamayacak. Bilmez misin ki biz millet olarak; ellerindeki testiyi, su bidonunu, önlerindeki masayı, oturduğu sandalyeyi, yemek yediği tabağı, kaşığı, çatalı ritimli bir şekilde çalmaya başlasak bir kısmımız da hemen oynamaya kalkmaz mıyız? Trafik kavşağında bile yeşil ışığın yanma süresi boyunca düğün konvoylarını durdurup oyun havalarıyla değerlendirmiyor muyuz o süreyi? Bu gerçeği nasıl göremiyorsun?
Bizim insanımız; mütedeyyin olup dini vecibelerini kendi anlayışı doğrultusunda sessiz sedasız yerine getirenleri bir yana bırakırsak, caminin kapısından içeri adımını atmamış olsa bile, akşamdan akşama iki kadeh içki içmeyi de hiç ihmal etmiyor olsa bile; heykel, resim vesaire sanat eserleri ile özellikle ?ucube gibi olanlarla? çok da yakın alakası olmasa bile, bu tür kapışmalarda, daima milletin ekseriyetinin yanında yer aldığını, milletin tarihten gelen ve geleneklerinden saydığı değerlerin karşısında olanların karşısında yer aldığını nasıl göremiyorsun?
Ankara Belediye Başkanlığı?na aday olan ve iktidar partisine mensup birinin; ?böyle heykele tükürürüm ben? demesine rağmen dört dönemdir seçim kazandığını nasıl göz önünde bulundurmazsın? Demek ki böylesi anlamsız tartışmaları ?irtica yaygaralarıyla? açıklamanın milletin ekseriyeti nezdinde bir ehemmiyetinin olmadığını bu yaygaranın tutmadığını hala nasıl anlayamazsın?
Meydana gelen trafik kazalarının içinde en fazla ölümlü kazaların alkollü araç kullanmaktan dolayı oluştuğunu, alkollü araç kullananların sadece kendilerine değil, suçsuz günahsız ve kurallı bir şekilde araç kullanan diğer şahıslara da zarar verdiklerini, olaylarının kahramanlarının daha ziyade alkol kullanan insanlar tarafından gerçekleştirildiğini göz ardı ederek, yeniden düzenlenen ?alkol yönetmeliğine? sırf ?AK Parti hükümeti bu düzenlemeleri yapıyor? gerekçesiyle karşı çıkmanın makul bir izahı varsa ben bilmiyorum.
Gelecek nesillerin sağlam ve sağlıklı beyinlerle milletimizi ve memleketimizi yükseltebileceğini göz ardı etmemeliyiz. Bu konuları sadece din eksenli olarak tartışmanın, ?dindarların kendi düzenlerini kurmak için bu düzenlemeleri yapıyor olduklarını? iddia etmenin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Aksine hükümeti zor durumda bırakmak için seçilen bu yaklaşımın hükümete güç kazandırdığını nasıl göremezsin? Avrupa?da, Amerika?da bu tür düzenlemelerin daha katı şekillerinin bulunduğunu bildiğin halde bu düzenlemelere neden din penceresinden bakmaya çalışıyorsun?
Yapılan her türlü icraata, söylenen her söze sırf nefret ettiğin bir kurum olan ?hükümetin ağzından çıkıyor, öyleyse yanlış söylüyor? diyerek karşı çıkmak; iki kere iki dört eder ki, iktidar partisine oy kazandırmaktan ve iktidarın ömrünün uzatmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Bu konuları TV tartışmalarından izleyen halkımız, kendileri alkol kullansalar bile kimin ne demek istediğini çok iyi anlamakta ve bunun karşısında olanları da, yanında olanları da çok iyi tespit etmektedir. Seçim sandığı önüne konduğunda da bu değerlendirmelerini sürekli olarak oya dönüştürmektedir.
Ben hükümeti eleştirerek iktidar olunabileceğine katiyetle inanmayan bir vatandaşım. İktidar olmanın yolunun; ?doğruya doğru, yanlışa yanlış? demekten ve kendi yapacaklarını millete iyi anlatmaktan geçtiğine de inanan bir vatandaşım.
Hükümetin ömrünü uzatan faktörlerin; hükümetin olumlu icraatlarından ziyade, yanlış politika yöntemlerini kullanan muhalefetten kaynaklandığını bir kez daha söylemeliyim. Hükümete ağır sözler söylemek belki bir nebze olsun kızgınlığımızı azaltır ama bu yöntemler hükümetin ömrünün uzamasına ve gelecek günlerde yeniden kızgınlığımızın derecesinin yükselmesine neden olur.
Ey muhalefet partileri! Size akıl verecek bir konumda değilim ama yine de söylüyorum ki; aklın yolu birdir ve hükümetin güç kazanmasının en önemli sebebi sizsiniz.
Tayyar YILDIRIM