Bana ?aptal? demeyin. Her deyişinizde ben de bunu AK Parti?ye oy olarak yansıttım.
Beni ?cahil? sanıyor, sürekli olarak bir şeyler öğretmeye çalışıyorsunuz. Zira her defasında ders veriyorum ama anlamıyorsunuz. Cahil olan ders veremez ki. Ben cahilsem, verilen dersi anlamayana ne denir?
?Maymun gözünü açtı? derler. Eskiden radyolardan sesini duyduklarımızı ilah zannederdik. Ama şimdi en fakirimizin evinde 100 kanallı televizyonlar var. Her şeyi görüyor ona göre tercih yapıyoruz. Ama sen sürekli olarak benim seçtiklerime; ?hain?, işbirlikçi?, ?BOB eş başkanı?, ?sayın dedi?, ?kelle dedi?, ?ananı da al git dedi?, ?askerlik yan gelip yatma yeri değildir? dedi, ?falan? dedi, ?filan? dedi diyerek aslında benim seçtiklerim nezdinde bana hakaretler ettiğini anlayamadın. İnan bıkkınlık verdi bu sözlerin. Hem bana hakaretler ettin, hem de çıkıp meydanlara benim oyumu istedin. Ben, bana hakaret edenlere oy verdiğim zaman, evet işte asıl o zaman ?aptal? olmaz mıyım? İşte ben şimdiye kadar sana bu yüzden oy vermedim.
Beni, ?seçmesini bilmeyen bir sürü? olarak gördün. Bir merhum yazarımızın ?dil sürçmesi? olarak söylediğine inanmak istediğim; ?Türk Milleti?nin % 60?ı aptaldır? sözüne sarılıp, ?hayır, aslında eksik söylemiş, % 90 demeliydi? diyerek millete hakaret edenlerin savunuculuğunu yaptın. Sonra da dönüp yine benden oy istedin. Her seçim sonrasında da ?biz nerede hata yaptık?? diyerek dizlerine vurdun. Söyler misin bana, ?% 90?ı aptal? olan bir millet bu sözün arkasında duranlara oy verir mi?
?Ucube heykel? konusu açılır, bu iş üzerinden halk karşıtı politika üretmeye çalışırsın, ?içki tüketimi ve gençleri alkolden koruma yasası? adı altında düzenlemeler yapılır, bu iş üzerinden halka karşı politika yürütürsün, ?zina yasası? düzenlemeri yapılır hemen halkın karşısına geçip bu iş üzerinden politika yürütürsün... Herhangi bir düzenleme yapılsa, hemen irtica yaygaraları ile karşıma çıkarsın. Benim hazmetmediğim konularda bana cephe alıp, benimle adeta cebelleşir, sonra karşıma geçip benden oy istersin. Bu ne yaman çelişkidir, söyler misin?
Meğer dünyada ?duble yol? diye bir şey varmış. Meğer insanlar ?hızlı tren? denilen bir aletle seyahat ederlermiş. Meğer hastanelerde adam muamelesi görmek için bir sistem varmış. Meğer eğitim, devletin işi imiş ve haftalarca kapı kapı kitap aramak, insanların yazgısı değilmiş. Meğer devlet, KEY paralarının üstünde oturamaz, tasarrufu teşvik fonunda biriken bana ait olan parayı vermeye muktedir imiş. Meğer IMF denilen ?kan emici kuruluşa? muhtaç olmadan da ekonomi, dünya devleri arasında bile iyi yönetilebilir, kapı kapı dilenmemek için iyi bir yönetim gösterilebilinirmiş.
?Esnaf kan ağlıyor?, ?memur perişan?, ?çiftçi mazot parasına muhtaç?, ?emekli sefil?, ?köylü sürünmekte?, ?işçi evine ekmek götüremiyor?, ?bebekler açlıktan ölüyor?, diyerek yine benimle alay etmek anlamına gelen ve 30 yıl öncesinin insanlarına hitap eden sloganlarla benden oy istedin. Halbuki herkesin evinde, 5 yaşında çocuğun bile elinde; film çekebilen, bilgisayarlı cep telefonlarını görebilmeliydin. Caddelerde dolaşan bir birinden yeni, birbirinden alımlı otomobillerin, tarlalarda traktörlerin, otoyollarda kamyonların, denizlerde yatların, buzdolabı satışlarının, çamaşırmakinesi, bulaşık makinesi kullanım oranlarının, kredi kartı kullanım yoğunluğunun, lüksünden, tek odalısına kadar 500 bin adet konutun varlığını nasıl göremezsin. Artık seyahatlerimi otobüs yerine uçakla yaptığımı nasıl görmezden gelirsin?
Artık, şehirlerin yarısının ?havuzlu villar?dan ibaret olduğunu, herkesin, her kesimin bundan 10 sene öncesinden daha varlıklı olduğunu sen görmüyorsan, senin yakınlarındakiler de mi görmüyorlar?
Dünyada herkes ekonomisini sosyal gelişmişliğini, refahını artırma çabasındayken, senin hala başörtüsü ile uğraşmanı anlayamıyorum. Bu işi çözmemek için kimin ayak dirediğini çok iyi biliyorum. Cumhuriyeti, Atatürk?ü, laikliği, artık ben ta yüreğimin en güzel köşelerine yerleştirdim. Bunu oradan çıkarıp alabilecek beşeri bir gücün varlığını düşünmek bile bana ızdırap verir. Baş örtüsü ile bu değerlerin ?örseleneceğini? düşünmek, Atatürk?ün bizzat kendisine inanmamak anlamına gelir. Bu düşünce, Cumhuriyetin gücünden şüphe etmek anlamına gelir ki, bu asla sağlıklı bir düşünce yapısı değildir. Başörtüsüz, erkek beyinlerinin önüne hangi engellerle çıkıyorsun pekala? Ben bunun böyle olacağına inansam, kadınının % 65?inin öyle veya böyle başını örttüğü bir toplumda bunun bir tehlike olduğunu düşünsem; seni temin ederim ki ne AK Parti?ye ne de bir başkasına bu kadar yoğun bir teveccüh göstermezdim. Sen benim Cumhuriyet ve Atatürk sevgimden şüphe etmediğin müddetçe bil ki bir gün sana da AK Parti?ye yaşattığım bu güzelliklerin en alasını yaşatacağım.
?Gemicik? dedi, ?havuzlu villada oturdu?, ?Kayseri şöyle yaptı?, ?bakanlar böyle yaptı? diyerek elinde dosyalarla dolaşacağına, o işi devletin savcılarına, mahkemelerine bırakıp; projelerinle, programlarınla, aklı başında vaadlerinle karşıma çıksaydın daha iyiydi. ?Çamur at, izi kalır? politikalarını artık ben yemiyorum bilesin.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde AK Parti?yi yalnız bırakman da doğru değildi. Oralar da vatanın bir parçası değil mi? Neden oraları bir BDP?ye bir de AK Parti?ye bırakıp, sonra da bunu istismar ediyorsun?
Şunu iyi bil ki; ?başkasının başarısızlıkları, senin başarın olamaz.? Sadece AK Partinin hataları (sana göre yaptığı her icraat hata, bana göre doğruları da var) üzerinden politika üretmenin size bir şey kazandırmadığını 9 yıldır söylüyorum ama senz asla anlamadın. Bırak AK Parti sürekli olarak hata yapsın. Bırak onun cezasını ben vereyim. Ama ona ceza, sana oy vermem için sen ne yaptın ya da ne yapacaksın onu söyle bana. 24 saat süreyle AK Parti üzerinden politika üretmen sana ne kazandırdı da bu inadında hala direniyorsun? Bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Belki de senin sürekli olarak söylediğin gibi bunu anlayamamam, işte o benim ?cehaletimden? kaynaklaı bir şey olabilir.
Ey beni yönetmeye talip olanlar! Ey bu memleketi yönetmek için yürekleri yanıp tutuşan ama bunda bir türlü muvaffak olamayanlar! Beni iyi dinleyin şimdi.
Karşıma akılcı politikalarla çıkın. Bana hizmetkar olmanız, benim vekilliğime talip olmanız için öncelikle beni iyi anlamanız gerekir. Bunu sağlamanızın tek ve en doğru yolu; şapkanızı önünüze koyup, başınızı iki elinizin arasına almanız ve iyice bir düşünmenizden geçer. Şu ana kadar takip ettiğiniz politika ediş tarzınızdan vaz geçip, millet eksenli bir çizgiyi tutturmanızdan geçer. Yoksa hem kendinize hem de bana haksızlığa devam edersiniz. Çünkü sizlerin bu tutumları benim farklı tatları almama, kendi bahçemden gül koparmama engel teşkil ediyor. Hatayı bende değil kendinizde arayın.
Söylemlerinizin içerikleri doğru olsa da, üslubunuzun doğru olmadığı yerde, ne söylediğiniz anlaşılmayabilir. Belki de ben bu yüzden anlayamıyorum sizi.
Memleket ve millet sevdamı sizlerle paylaşmak en büyük dileğimdir. Hepinize sevgilerimi yolluyorum.
Ben, Türk Milleti!
NOT: Bu arada Seydişehir seçmeni, Konya?nın 31 ilçesi içinde AK Parti?ye en az oy veren üç ilçeden birisi olmuş. Mutlaka onlar da bir şeyler demek istemiş. Onlara da saygı duymak lazım.