Milletvekilliği zor zanaattir. Öyle bilindiği gibi; ?bir elleri yağda, bir elleri balda olan? ?hayatlarını yaşayan insanlar? değillerdir onlar. Basınımızın, mütemadiyyen onlar hakkında yazıp çizdiği gibi; ?ihalelerden sürekli olarak nasiplenen?, ?yandaşlarına çıkar sağlayan?, ?akraba ve hısımlarını hak etmedikleri halde işe koyan?, ?höt!? dediğinde etrafında onlarca kişinin pervane olduğu insanlar değillerdir onlar.
Onları sürekli olarak; ?devletin malını çalıp çırpan?, ?istediği yerden arazi tapulayan?, ?devletin bütçesinden istediği zaman para apartıp etrafına dağıtan? insanlarmış gibi tanıtan medya kurluşları en büyük haksızlıkları milletvekillerine ve siyasilere yapmaktadırlar.
Bir yandan medyanın şişirmesi, pompalaması, gammazlaması gibi hususlara göğüs germeye çalışan milletvekilleri, diğer yandan da ?parti disiplini?, ?lider sultası? gibi erklere de uyum sağlamak, onlardan farklı en küçük bir adım atmamak gibi manevi sıkıntıların da içinde olan insanlardır. Bir milletvekili kendi düşüncesi ne olursa olsun, partinin ya da liderin aldığı bir karara istese de istemese de uymak zorundadır. Yoksa önümüzdeki seçimlerde aday listelerindeki yeri sarsılır, milletvekilliği sıfatı bir anda kaybolabilir.
Milletvekili olmanın bir diğer zorluğu da; sürekli olarak partisi eğer iktidarda ise muhalefet milletvekilleri ile, partisi eğer muhalefette ise iktidar milletvekilleri ile cebelleşme içinde bulunmak zorunda olmasıdır. Onun ?ak? dediğine, ?kara?, ?kara? dediğine ?ak? demesi onun siyasi kimliğinin en önemli özelliklerindendir çünkü.
İşte bütün bu zorluklar ve medyanın da onlar hakkında sürekli olarak menfi haberler yapması, siyaset kurumunun millet nazarında çok da saygın bir halde bulunmamasına sebep olmaktadır. Aslında benim düşünceme göre de milletvekilleri kendi ekonomik zorluklarına kafa yormadan, milletin meseleleriyle alakadar olacak bir ekonomik güce de sahip bulunmalılar... Ancak kendileri ile ilgili düzenlemeleri, milletten kaçırıcasına yapmaları, milletin gözünden kaçmamıştır.
Yapılan her icraata, yapılamayan her işte sürekli olarak birbirleriyle cebelleşen milletvekilleri,henüz bir kaç gün önce bir konuda öyle bir mutakabakata, konsesüse vardılar ki, milletin ?kafatasını attırıverdiler.?
Fransız Meclisinin; ?Ermeni Soykırımı Yoktur? diyenlere bir yıla kadar hapis cezası verilmesini yasalaştırdıkları gün, bizim partilerimiz ise bu konuda bile ortak bir tavır sergileyemezlerken, ?sadece iki yıl milletvekilliği yapmış olanların, emekli maaşlarının sekiz bin liradan az olamayacağı? hususunu yasalaştırıverdiler. Her türlü icratta birbirlerini yumruklamaya, bardakları birbirlerine fırlatmaya kadar götürdükleri ortadayken, kendi menfaatleri söz konusu olunca TBMM?de; Fransızlarla aynı dili konuşan, ?Ermeni Soykırımı Vardır? diyenlerle bile kucaklaşıp, emekli maaşlarının artışı konusuna ?Fransız kalamadılar.?
Her hususta yaptıkları siyaset tarzıyla milleti gerim gerim gerenler, bir birlerine hakarete varan eleştiriler yöneltenler, birbirlerini ?vatana ihanetle? dahi suçlayanlar, ?milletvekili emekli maaşlarının artırılması? hususunda birbirlerine bir tek bile aleyhte söz söylemeyerek aslında ortak çıkarları söz konus olduğunda ne kadar da munis bir hal içinde olduklarının bariz bir örneğini verdiler.
Bunu millete anlatamayacaklardır. Zamanlamaları çok yanlıştır. Öğretmeni, polisi, askeri, memuru, asgari ücretlisi, 4C?lisi durumlarının iyileştirilmesi için yardım beklerlerken önlerine; bütçeyi, ekonomiyi mazeret olarak koyanlar, kendileri söz konusu olduğunda bütçeyi, ekonomiyi ellerinin tersiyle nasıl iteklediklerini bu millete izah edemeyeceklerdir. Nereye giderlerse gitsinler yaptıkları bu yanlışın hesabını vermek zorunda bırakılacaklardır.
Önce danışmanlarının ve meclis çalışanlarının, sonra da; tam da Fransızların ?Soykırım Yasası?nı kabul ettikleri gün, milletin gözünden kaçırırcasına kendi durumlarını iyileştirmeleri ve bunu yaparlarken de; başka konularda her gün TBMM?de kavga edenlerin bu duruma hiç ses çıkarmamaları bu milleti çok öfkelendirmiştir. Demek ki başka konularda kavga etmeleri, birbirlerine hakarete varan ifadeler kullanıyor olmaları tamamen bir mizansenden ibaretmiş.
?Oyun olsun, torba dolsun? mukabilinden yani...