Bir karakol defalarca baskın yiyor, onlarca Mehmetçik şehit düşüyor, ardından gözü yaşlı analar, nişanlılar bırakıyor, neticede bir müddet sonra yine kin ve nefret söylemleri, baş sağlığı mesajları, hamaset nutukları kalıyor akıllarda... “Ateş düştüğü yeri yakıp”, kavurup giderken, olayın duyulduğu günün ertesinde herkes bu olayı da unutuyor işine gücüne dalıyor, normal hayatlarına devam ediyor.
Bu nasıl bir konudur ki; artık kanıksanmış, sıradanlaşmış, “ölüm” lafzı bile anlamını yitirmiş... Duyarsızlaştırılmış, duygusuzluğa sürüklenmiş, maddeciliği; her türlü insani değerin önüne geçirmiş, insanlık değerlerini hayatından çıkarmış her şeyi para ile ölçer hale gelmiş bir toplum... Eğer ateş kendi ocağını yakmamışsa, bir iki “ah!” “vah!”, bir kaç cümlelik rahmet okluma ve dua, anlık yürek sızlamaları o kadar...
Geçtiğimiz gün sekiz tane genç fidan daha devrildi, kalleşçe kahpece... Sekiz tane genç fidan daha kurutuldu acımasızca... Kurulan pusuları, patlatılan bombaları, sıkılan kurşunları, barut kokularını, yaşamının sebebi sayan, varlığını kan ve göz yaşına borçlu olan insanlık dışı mahluklar yine iş başındaydılar...
Onlar vazifelerini(!) yapıyorlar... Çünkü onlar kan içmezlerse yaşayamayacaklarını biliyorlar. Ya siz? On yıllardır, milletin nezdinde, hiç de problem olarak görülmeyen konuları “devletin ve milletin en önemli sorunu” sayan, milletin meclisinde birbirini yiyen anlı şanlı politikacılar, bürokratlar, memleketin başındaki devasa(!) cüsseli şahsiyetler... Ya siz yapıyor musunuz vazifeleriniz? Artık konuşmayı bırakın da vazifenizi yapın... Ağzınız açıldığında “mangalda kül bırakmayıp”, “dünya devleri” arasında saydığınız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni üç-beş çakala boğdurmakktan vaz geçiriniz. Tarihi şanlı zaferlerle dolu milletimin boynunu büktürüp durmaktan vaz geçiniz...
Biliniz ki; düğün davetiyesini dahi bastırmış, on gün sonra evlenecek olan, Konya Ilgın İlçesi nüfusuna kayıtlı 24 yaşındaki Astsubay Kıdemli Çavuş Ali Gümüş, henüz hayatının başında şehit olan Konya Ahırlı doğumlu Er Samet Bütün ve diğerleri ölmediler.. Bedenleri; “toprağın kara bahtına” girecek olsa da, ruhları gözlerinizin içine bakmaya devam edecek... Ahlarını hiç bir zaman kulaklarınızdan eksik etmeyecekler... Haklarını size helal etmeyecekler... Astsubay Ali Gümüş, on gün sonra kavuşacağı nişanlısını szie emanet etmeyecek.
Sizi Allah’a havale edecekler o kadar.