Rahmetli bir ağabeyimizin biz çocukken söyledikleri bugün hala kulaklarımda çınlar… “Bugün bu toplum ayakta duruyorsa bu bizim başarımızdan değil” der ve eklerdi “Biz bunu bu memlekette yaşayan şehitler, salihler ve evliyanın duasına borçluyuz, onlar bizi ayakta tutuyor bu toplumun maneviyatı kalmamış” derdi.
Tarih boyunca her toplumun içinde iyi ve kötü insanlar olmuştur. Hz. Adem’in çocukları Habil ve Kabil’le başlayan bu mücadele kıyamete kadar da devam edecek. Bunu hiç kimsenin engellemesi ve önüne geçmesi mümkün değil. Önemli olan bu mücadelede doğru tarafta olabilmek doğru tarafta yer alabilmek. Şimdi bunu niye anlattım. Bu ülkede tarihin her döneminde topluma örnek olarak anlatacağımız birçok kahramanımız bir çok örnek insanımız vardır. Bu insanların toplumu etkileyen ortaközellikleri samimiyetleridir. Yaşı altmışın üzerinde olan Hatice ninem, o ilerlemiş yaşına rağmen arasıra kırtasiye dükkânına gelerek tomarla uzattığı kâğıtları fotokopi etmemi ister. Bunu günlük yaşamdan kısarak biriktirdiği paralarla yaptırdığı her halinden bellidir. Ben de kendi el yazısıyla hazırlamış olduğu şiirleri, duaları büyük bir itina ile çoğaltır ve kendisine takdim ederim. İçinden ayırdıkları bir tanesini bana vererek okumamı ve okuduktan sonra başkalarına vermemi ister. Daha dükkândan çıkmadan orada bulunan özellikle bayanlara “al guzum şunu bi oku” diye dağıtmaya başlar… Olay ne kadar basit bir iş gibi görünse de can alıcı noktası samimiyet ve mücadeledir.
Hatice teyzenin yapmış olduğu, ilk bakışta basit bir iş gibi görülse de aslında önemli bir mücadeledir. Sonuçları uzun vadede, toplumun bekası ve geleceği için yapılan tarihi dönemeçte iyilerin safında yer alabilme mücadelesi…
Toplumun yaşam tarzının yanlışlıklarını gören bu durumdan rahatsız olan ve onları uyarmayı kendine görev addeden Hatice teyze eminim ki eve varıp başını yastığa koyunca o “Bugün Allah için ne yaptın?” sorusuna kolay bir şekilde cevap verebilmektedir. Bugün belki toplumda bir çok insandan daha az bilgisi olsa da sorumluluk duygusu ve samimiyet onun tek ve en önemli özelliğidir. Hatice teyze sahip olduğu bilgi ve o bilginin yüklediği sorumlulukla büyük iş başarmaktadır.
Toplumun hızla şerre doğru koştuğu insanların değer yargılarının değiştiği bir ortamda içimizden hayra davet eden ve kötülükten sakındıran bir topluluk olmasa insanlık acaba nereye giderdi?
21. yüzyıl insanı iletişim ve teknolojinin nimetleri kullanarak şerre doğru hızla ilerlemektedir. Bu bilinçsizce yürüyüşün sonuçları belki yakın bir zamanda kısmi olarak görülse de uzun vadede toplumun tüm katmanlarını sarması kaçınılmazdır. Asırlardır bu toplumu ayakta tutan değerler bugüne kadar nesilden nesile devam ederek Anadolu ahlakı ve kültürü haline gelmiştir. Bugün ise bu toplumun tek sermayesi olan bu değerlerin yerine yıllardan beri kucağına hasretle koştuğumuz geleceği biten yaşlı batının kokuşmuşluğu çürümüşlüğü yok oluşu bu toplumu kuşatmaya adaydır.