Biberonu azgına alan bebek kapitalist sistemin tüketen bir pazarı olmuş demektir.
Kapitalist sistemin en önemli unsuru “kapital” ve “ tüketim toplumu” bu sistemin olmazsa olmazıdır.
Tabii ki temel felsefesi tüket, sürekli tüket, hiç durmadan tüket , ölene kadar tüket, olunca israfta kaçınılmaz hale gelir..
Türkiye gibi Müslüman toplumlarda İsrafı, sadece ekmekte yapılan israfa (onu da küçümsememek lazım yıllık maliyeti bir buçuk katrilyonu geçiyormuş) indirgemesi konuyu biraz da basitleştirmektir.
Hayatın diğer alanlarında yapılan müsriflikler ekmekte yapılan bu rakamın kaç katıdır bilinmez.
İsraf sadece ekmekte değil hayatın her alanında insanlığı adım adım felakete sürüklemektedir.
Kapitalist sistemin devamlılığı için kullanılan reklam ve medya gücü insanlığı sürekli etki altına tutmak için her gün onlarca yeni metot ortaya koymaktadır.
Hayatın içinden birkaç örnekle açıklamak gerekirse medya ve sanal alemin pompaladığı model yaşamlar ve reklam bombardımanlarını daha iyi anlayabiliriz…
En basit tabiri ile bilinçsizce tüketim yüzünden Türkiye bir teknoloji çöplüğü haline geldi... Cebinde ekmek parası olmayan insanların elinde, nereden baksan 1500–2000 TL. Değerinde, Iipone 5 telefonlar…
Modacıların dayatması ile yüzlerce çeşit elbise, onlarca çeşit ayakkabı israf değil de nedir?
Tatil mekânların tapınakları, beş yıldızlı otellerde; “açık büfe” diye insanlara sunulan sistemdeki israf; inanın Afrika’da bir ülkeyi doyuracak miktardadır.
Hal böyle iken bir tarafta açıklıkla, yoklukla, yoksullukla mücadele eden toplumlar… Diğer tarafta çok fazla yedikleri için kilo vermek için mücadele eden obez bir dünya…
Bu an dünyada geçerli olan serbest pazar ekonomisi, kapitalist sistemin israf ekonomisi payandası durumundadır.
Bu sistemden beslenen toplumların yeni hastalığı olan ve fazla tüketimden kaynaklananyeni hastalıklar, başka bir sektöre ekmek kapısı olmaktadır.
Ne garip değil mi? Bir tarafta yiyecek ekmek bulamadığı için açlıktan inleyen insanlar, bir tarafta ise çok fazla yedikleri için, aldıkları kiloları ile mücadele etmek için tekrar para harcayan insanlar...
İnsanlığın geleceğini, sırf yedikleri yüzünden tehdit altına.. . Serbest Pazar Ekonomisinin dayattığı neyi düğü belirsiz boyalı cilalı yiyecekler, bugün insanlığı felakete götürüyor..
Buna bağlı olarak meydana gelen hastalıkların başında; kanser, damar tıkanıklığı, şeker, tansiyon, gibi yaygın hastalıklar… Yeni yetişen çocuklarda obezite, kapitalist sistemin insanlığa dayatmasıdır.
İnsanlığın faydasından çok zararına olduğu, en cahil insanın bile fark edebildiği suni yiyecekler, hayatımızın her anını tehdit eder niteliktedir.
Sonuç olarak İsraf; kapitalistsistemin insalığa dayattığı bir beladır.
Kapital sistemin sonunda hayır yoktur, israf vardır. İsraf sadece ekmekte değil, hayatın tüm alanlarındadır ve insanlığın başına beladır…