Memur-Sen cumhuriyet tarihinin en büyük sivil itaatsizlik eylemini başlattı ve başarıyla sürdürüyor. Geçen hafta Eskişehir’deydim. Eğitim-Bir-Sen’li dostlarla ilçe ilçe, okul okul dolaştık. Kravatsız, kot pantalonlu, başörtülü… Öğretmenler serbest kıyafetli derse giriyor; idareciler serbest kıyafet içindeler.
Pazartesi Sivrihisar’da başladığımız “sivil toplum ve kaliteli eğitim” seminerlerini bir hafta boyunca Mihaliççık, Çifteler, Sarıcakaya ve Mihalgazi’ye giderek sürdürdük. Her gün iki okulda öğrencilere “Sınav Stresini Yenme ve Motivasyon” semineri verdim, öğretmenlere de “sivil toplum ve kaliteli eğitim” konulu konuşmalar yaptım.
Eğitimcilerin sivil kıyafete çabuk adapte olduklarını gördüm.
Eğitim-Bir-Sen, Eskişehir’de çok güçlü. Eskişehir şube başkanı İsmail Altınkaynak, Eğitim-Bir-Sen’in üye sayısının diğer üç sendikanınkinden daha büyük olduğunu söyledi. İsmail Bey iyi bir ekip kurmuş. Yönetim kurulu üyeleri çok büyük bir özgüvene sahip. Ali Rıza Mert, Hakan Cırıt, Ertuğrul Baki, Turna Gülşen, Faruk Güler, Serap Altınok… Hepsi bilgili, birikimli ve bilinçli sendikacılık yapıyorlar.
1980 darbesinden sonra okullar ve kamu kuruluşları “kışla düzeni”ne sokuldu. Her yerde ceket, pantalon, kravat… Öğrenciler, öğretmenler, burokratlar tektip giyinmeye mecbur tutuldular. Bıyık uzunluğu, etek uzunluğu, baş açma mecburiyeti vs. Hanımlar, inançlarına aykırı olarak başları açık çalışmak mecburiyetinde kaldı.
Kılık kıyafet dayatmasının eğitime bir katkısı oldu mu?
Uluslararası PISA araştırmaları sonuçlarını aktaranak bu soruya cevap verelim.
Türkiye 2003 yılında OECD ülkeleri arasında yapılan PISA araştırmalarına girdi ve aldığı sonuçlar şöyle:
2003’te 40 ülke arasında 35.
2006’da 57 ülke arasında fen bilimlerinde 47, matematikte 45, okuma-anlamada 39. oldu.
2009’da 65 ülke arasında 41. olduk.
Almanya 2003’te 19-20. sırada iken 2006’da 16.; 2009’da 13.sırada yer aldı.
Almanya’da kılık kıyafet düzenlemesi yok. Öğretmenler de öğrenciler de istedikleri elbiseyi giyip okula gelirler.
Demek ki okulları kışla düzenine sokmanın eğitime bir katkısı olmamış, aksine zarar vermiş.
Öğretmenler ve müdürler, çocukların kılık kıyafeti ile uğraşırken eğitim ve öğretime daha az fırsat buldular. Çorap, kravat, gömlek, ceket, saç uzunluğu ile uğraşarak vakit kaybettiler; okulları kışla disiplinine sokmaya çalışırken çocukların moral ve motivasyonunu bozdular.
Bazı okullarda hâlâ eğitim ve bilgiyle uğraşmak yerine şekilcilikle uğraşanlar var.
Bazı illerde valiler, milli eğitim ve okul müdürleri hâlâ kafayı baş örtüsüne, saç uzunluğuna, kot pantalona takmaya devam ediyorlar.
90 senedir sürdürülen kışla düzeninin eğitime bir katkısı olmadığını anlamayan, anlamak istemeyenler var.
Memur-Sen, en büyük sendika ve sivil toplum örgütü olmanın verdiği güç ve medeni cesaretle önce kamuda serbest kıyafet için 12 milyon 300 bin imza topladı, arkasından cumhuriyet tarihinin en büyük sivil itaatsizlik eylemini başlattı.
Eskişehir’deki bütün okullar ve kamu kuruluşlarında eylemin büyük bir kabulle devam ettiğini gördüm.
7-8-9 Nisanda Muş’ta idim. Başörtüsü yasağı aşılmış fakat erkekler kravattan tamamen vazgeçmiş değiller.
Memur-Senliler, büyük bir medeni cesaret göstererek 90 senelik prangaları kopardılar.
Onları ve onlara destek veren bütün sivil toplum örgütlerini ve herkesi tebrik ederim.
Başbakan, güzel bir adam atarak 1980 askerî darbesi döneminden kalma kılık-kıyafet yönetmeliğini iptal etmeli. Ona bağlı olarak çıkartılan yönetmelik ve yönergeler de iptal edilmeli. Ergenekoncuları Silivri’ye gönderme cesaret ve maharetini gösteren Kasımpaşalı arkadaşımdan bu mahareti de bekliyorum.
BARIŞ SÜRECİ VE ÂKİL İNSANLAR
Muş’ta barış süreci büyük bir rahatlama ve huzur meydana getirmiş. Şehirler arası kullanılmayan yollar yolcuları ağırlamaya başlamış. Piknik alanları dolup taşmış. İnsanlar birbirlerine daha bir güvenle bakıyorlar. Geleceğe dair umutlar yeşeriyor. Doğu ve güneydoğu illerimize eğitim seminerleri vermek için her gittiğimde, seminerlerden sonra “terör ve ırkçılık” olgusunu konuşuyorduk. Bu sefer öyle olmadı, sadece eğitimin kalitesini nasıl artırabileceğimizi konuştuk. Velilere “başarılı ve ahlaklı çocuk eğitiminin sırlarını”; öğretmenlere “Öğretmeni Başarıya Götüren Yol’u”, öğrencilere “Sınav Stresini Yenme ve Başarıya Götüren Yol’u” anlattım, eğitimde kaliteyi konuştuk.
Muş’ta üç günde 6 seminer verdim. Birçok okul ve kurumdan seminer daveti aldım, uçak biletim önceden alındığı için bazı davetlere mahcubiyetle icabet edemedim.
Din kardeşliği Türk’ü, Kürt’ü birbirine bağlıyor. Bin yıl birlikte yaşamış kardeş topluluklar, Allah’ın izni ve inayetiyle bin yıl daha yaşayabilir. Nur Talebeleri , tarikat mensupları ve dindarlar arasında zaten ırkçılık problem yok. Sokaktaki vatandaş da “barış süreci”yle huzura kavuşmuş. Âkil adamlar ve makul milletimiz, inşallah, bu defa provakasyonlara ve ara bozuculara meydan vermez, CIA ve MOSSAD destekli Ergenekoncuların sürdürdüğü 29 yıllık manasız kavga son bulur.
Doğuya huzur gelmiş, inşallah, eğitimin kalitesi de artar ve bölge kalkınır.
Teşekkür: Eskişehir ve ilçelerinde konferansları organize eden Eğitim-Bir-Sen Başkanı İsmail Altınkaynak ve yönetim kurulu üyeleri Hakan Cırıt, Ali Rıza Mert, Ertuğrul Baki, Turna Gülşen, Serap Güler, Yaşar Bilgili, Muammer Karaman ve polis radyosunda benimle program yapan değerli edebiyatçı Feride Turan Hanım’a; Muş’ta programları organize eden değerli dost Fatih Ekecik’e bin teşekkür ediyorum.
Beyin Vitamini: Eskişehir valiliği, gönül şairi Yunus Emre’nin Risaletü’n-Nushiye (Nasihatler Kitabı) adlı eserini bastırmış ve okullara dağıtmış. Nefis terbiyesini anlatan bu güzel eseri herkese tavsiye ederim. Mutlaka okunmalı ve çocuklarımıza okutmalıyız. İletişim adresi: Arifiye Mah. Adliye Sok. No:3 Odunpazarı/Eskişehir Tel. 0222.221 90 00