banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Hani ağzından bir yanlış söz çıkar da, bir anda tepki alırsın...

            Kibarca ikaz ederler seni bazen.

            Sonra gururun girer devreye... Yanlışında körü körüne ısrar başlar bu defa için için... Doğru bildiklerine bile yanlış kılıfı giydirmeye başlarsın. Artık ok yaydan çıkmıştır ve toplum içinde bir canavar ruhu ile donanmış ve kılıcını kuşanmış savaş ilan etmişsindir.

            O ruh; zehirli hem de azılı hem de kemirgen...

            Aslında toplumu değil, kendini kemiriyorsun da bunu asla kabul etmek istemiyorsun...

            Artık kaygın; ne toplumdur ne de onun dertleri... Bunların senin açından hiç bir manası yoktur… Senin için öne çıkan; "ihtiraslarındır", "bencilliğindir", "ismindir."

            Gözlerin kimseyi görmüyor, hislerin körelmiş, kulakların sağır ama sözlerin sana göre; "bir düşünürün bile düşünemeyeceği ağırlıkta, koyulukta manalar içeriyor." Kendine göre öyle cümleler kuruyorsundur ki sen; "ne bir edebi kişilik ne bir hatip ne bir politikacı, hiç kimse ama hiç kimse senin kurduğun cümleleri kuramaz, sözcüklere o manaları yükleyemez, demek istediklerini benim kadar diyemez ve bu beceriyi kullanmaz" diye düşünmeye, dahası böyle sanmaya başlıyorsun.

            İşte bu senin için tehlike çanlarının aralıksız bir şekilde çalmaya başladığı andır.

            Artık sana geçmiş olsun...

            Sana "acil şifalar dilemekten" başka çare kalmamıştır.

            Bu hastalığın tedavisi; "şahsı dikkate almamak, göz göze dahi gelmemek" gibi eylemlerle mümkün olabilir.

            Belki de tam tersi, "şefkatle yanaşmak, her dediğine inanmış gibi yapmak ve onun dediklerini yaymak, en azından yayıyormuş gibi yapmak” da bu derde çare olabilir.

            Ancak yıllarca denemiş ve sonuç alamamışsan da ısrar etmekte yarar yoktur.

            Kendi sokağımızda, kendi mahallemizde, kendi şehrimizde, kendi yanı başımızda bile böylelerine sıkça rastlamak olasıdır.

            Akıl onlarda, düşünce onlarda, proje onlarda...

            Sakın ha tavsiyede bulunma, sakın ha eleştirme, yanarsın.

            Çünkü eleştirme hakkı sadece onlara ait, tavsiye onların işi...

            Bir tek cümle ile mukabelede bulun istersen...

            Cesaretin varsa bir dene...

            Dene bakalım...

            İftiradan, hakaretten, küfürden başını kaldırıp, bu sağanaktan kurtarabilecek misin kendini...

            Ama şu var...

            Artık mütevazılık bitti. “Hafifmeşrep” olmaya da gerek yok artık.

            “Çak çakabildiğin kadar...”

            “Atış serbest...”

            “Demek ki anlayana anladığı dilden...”

            Desen de yapamazsın ki...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.