Mesleğim gereği o kadar çok insanla tanıştım ve tanışıyorum ki, ilk bakışta gerçeğe yakın bir yargı oluşuyor desem mübalağa etmemiş olurum. Bir bakışta tanır oldum. Kalite, kalibre gözümün önüne geliveriyor.
Bu insan kalabalığının içinde birçoğunda şahit olduğum insanlık dışı tavır ve davranışlara alışkınım ama dindar görünümünün altında insanlıktan çıkmış insancıklara bir türlü alışamadım gitti.
Dinini maske olarak kullanarak, arkasına sığınan arka planda tam tersi iş çevirmeye çalışan, arkasında zannettiği güçle krallık yapmaya çalışan, milletimizin masumiyet simgesi gördüğü, kucağına zorla getirtilip oturtulan çocukla sahte poz verebilen insanlara alışamadım gitti.
Mevlana’nın torunlarıyız, Seyyid Harun Velinin torunlarıyız ey din tüccarları Mevlana’nın sözünü unutmayın “ya olduğunuz gibi görünün yada göründüğünüz gibi olun.”
İçi ayrı dışı ayrı üç kuruşluk insanlıkla insan olamazsınız hak etmeden el etek öperek gelinen yerde iki gün sonra kimseye selam bile veremezsiniz.
Bu yazımı üzerine alınması gereken alınır ki o kendisini bilir. Bu yazımı kendimi sıkarak yazıyorum, kelimeleri dilimden süze süze çıkarıyorum. Salıversem ucu Çat, Çalmanda üstünden taaa Gonya’yı bulacak.
Masumun, ihtiyaçlının, garip gurabanın, ekmeği ile oynamanın gerekçesi; işi ihmal etme, işe gitmeme, işyerini zarar ettirme, hırsızlık ve namussuzluktan başka bir şey olamaz iken;
Hiç alakası olmadığı halde “senin hiçbir suçun yok başkalarına gözdağı vermek için yapıyoruz” diyenlerin, dedirtenlerin insanlığını önce Allah’ın adaletine sonra sağduyu sahibi insanların değerlendirmelerine bırakıyorum.
Bu arada küçük bir not: Bu güne kadar hiç bir çıkarımız için eğilmedik eğilmeyiz de. Dün neysek bu günde O'yuz yarında aynı kalacağız.
