“ İbrahimler yetişmese toplumu nemrutlar işgal eder”. Bu sözün üstüne başka söz konur mu?
Her geçen yıl boşanan ailelerin sayısı hızla artıyor toplumun temeli olan aile müessesi dinamitlenmiş durumda, bundan en büyük zararı çocuklar dolayısı ile toplum görüyor.
Çocukların suç işlemesi konusunda yapılan psikolojik tespitler, suç işleyen çocukların çoğunun sorunlu ailelerden geldiğini tespiti hiçte şaşırtıcı değil… Toplum olarak nereye gidiyoruz…
Sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi suçlu çocukların çoğunun yoksul ailelerden olduğu tespit edilmiş… Gelişmiş ülkelerdeki zengin ve fakir aileler arasındaki uçurum farkı da bu vahametin diğer yüzü…
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün cezaevlerinde yatan 44 bin 551 mahkûm çocuk üzerinde yaptığı araştırma ise bu psikolojinin rakamlara nasıl yansıdığını gösteriyor.
Suç işleyen çocukların öncelikle yüzde 95’i düşük gelirli aileye mensup. Yüzde 45’inin babası işsiz. Yüzde 51’i okul yüzü görmemiş. Yüzde 15’inin de anne babası ayrı yaşıyor ve ailelerinde sabıkalı olan başka fertler de var.
Suç işleyen çocukların yaş ortalamalarının 11-17’de yoğunlaştığına bakılırsa bu sürecin tam da ergenlik dönemi sorunlarıyla çakıştığı görülüyor.
Yani sizin anlayacağınız ortaokul lise çağında gençlerin suça karışma oranı oldukça yüksek görülüyor.
Bu yaşanan olaylar karşısında Toplum olarak bizler bu olaylara nasıl tavır alıyoruz dersiniz.
Okullardan başlasak; hiç kimse sorunlu bir öğrenci ile uğraşmak istemez ben kurtulayım da ne yaparsa yapsın mantığı genel olarak tüm toplumda oluşan genel kanı…
Bunu ortaöğretim çağında ve ailesinden uzakta kalan ve sığınacak bir gönül bulamayan öğrenciler…
Ailevi sorunlar yaşamış bu nedenle bunalıma girmiş ve çareyi kendi çapında yanlış şeylerde arayan bir öğrenciyi okuldan uzaklaştırmak sizce sorunu çözer mi dersiniz.
Kesinlikle sorunu çözmediği gibi sokaklara bir adet potansiyel suçlu göndermek demektir.
Bu gün sokaklar yeterince sorunlu gençlerle fazlası ile dolu zaten. En kritik yaş olan ortaöğretim çağındaki çocuklarımızın bir kısmı yeteri kadar başarı gösteremedikleri için sokaklara itilmek için olağan bir caba sarf edildiğini çok iyi biliyorum.
Kanım donuyor ve ilçemizde yaşanan böylesi bir hadiseyi yazmaktan, ifşa etmekten utanıyorum…
Islah isteyen, ilgi, şefkat, sevgi, dostluk isteyen yalnızlığa itilmiş böylesi gençler işlediği suçtan dolayı dışlanıp toplumdan kopartılmalı mı yoksa onu kazanacak davranış ve uygulamaları hayata mı geçirmeli?
Dedim ya;
Yazamıyorum… Yazmayacağım… Kanım donuyor…
Sokağa atılan bir gencin nasıl kazanıldığını ve gösterdiği değişimi yazmayacağım…
Utanın, bende sizin adınıza insanlığımdan utanayım…