Aile “ben”lerin biz olduğu yerdir; huzur ve mutluluğun tadıldığı, hissedildiği, yaşandığı yuvadır. Kavga, inatlaşma, restleşme yeri değildir.
Aile sevgi ve muhabbet temelleri üzerine kurulur; şefkat, merhamet ve fedakârlıkla yürür. Eş ve çocuklara yapılan iyilik, onlar için yapılan fedakârlık insana çok sevap kazandırır.
Yuvamız bize hem huzur ve mutluluk verir hem de eşimiz sayesinde günahlardan korunur, iyilik ve sevap kazanırız.
Aile sayesinde nesiller devam eder. Evlenmek tabiidir ve İslam neslinin devamı için şarttır.
Aile kavga yeri değildir. Kimi zaman bencillik aile içinde kavgaya yol açar. Benim dediğim olsun, eşim beni mutlu etsin gibi düşünceler yuvada huzursuzluk meydana getirir. Aile fedakârlık yeridir. Sevgili Peygamberimiz (sav) bizi iyilik yapmaya ve fedakârlık yaparak sevap kazanmaya teşvik etmiş, şöyle buyurmuştur:
"Sizin en hayırlınız, ailesine karşı hayırlı olandır. Ben aileme karşı hepinizden daha hayırlıyım. Arkadaşınız öldüğü zaman (kusurlarını zikretmeyi) terk edin." (Tirmizî, Menâkıb 85, (3892).
"Müminler arasında imanca en kâmil olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır." (Tirmizî, Rad 11; Ebu Dâvud, Sünnet 16, (4682)
ÖFKE KONTROLÜ İÇİN SÖZLEŞME
Atalarımız öfke baldan tatlıdır, demişler. Aile fertleri öfkelerini kontrol edemezlerse yuvada huzursuzluk ve kavgaya çıkar.
Öfkesini yenmek ve onu kontrol altında tutmak irade, sabır ve hüner işidir. Öfkesini kontrol edemeyen zarar eder. Öfkeli adam, mantıklı hareket edemez. Atalarımız, öfkeyle kalkan, zarar ile oturur, demişler.
Öfke ile söylenen sözler ve yapılan harekeler aile huzurunu bozmaya başlamışsa oturup konuşmalı, huzuru sağlamak için bir sözleşme yapılmalı, aile saadeti öfkeye kurban edilmemelidir.
Piraziz’de “Ailede Çocuk Eğitimi” konulu bir konferans verdim. Huzurlu ailede yetişen çocukların özgüven sahibi, karakterli, ahlaklı ve daha başarılı olduğunu anlattım. Karı-koca arasındaki anlaşmazlıklar ve kavgaların, çocukların okul başarısına zarar verdiğini söyledim.
Konuşmadan sonra bir kadın, size bir şey sormak istiyorum, dedi ve derdini anlatmaya başladı:
“Ben de beyim de şeker hastasıyız. İkimizde öfkemizi kontrol edemiyoruz. En ufak bir görüş farklılığı çıktığında ikimiz de birbirimize bağırıp çağırıyoruz. Çocuklarımız bundan kötü etkileniyor, evde huzur namına bir şey kalmıyor. Ne yapalım?”
-Çok kolay ama söylediklerimi yapacaksınız.
-Yaparız, söyle hocam.
-Aile mutlu olmak için kurulur, kavga etmek için değil. Eşimiz ve çocuklarımızın mutluluğu için fedakârlık şart. Bunun için de öfke kontrolü vazgeçilmez. Öfke kontrolü için atılması gereken adımlar var:
1. Öfkelenen odayı terk etmeli, öfkesi geçene kadar kızdığı kişi ile bir araya gelmemeli.
2. Bir araya geldiklerinde kızan özür dilemeli.
3. Kızan ceza ödemeli ki bir daha aile huzurunu bozmasın.
-Nasıl bir ceza?
-Çok iyi bir soru. Ceza yapılabilir bir şey olmalı, külfetli olmamalı. Mesela öfke kontrolü yapamayan bey ise çiçek alabilir, pasta, tatlı, çikolata gibi hediyelerle eşinin gönlünü alabilir. Tabi ki en önemlisi, tatlı dil ve güler yüzle söylenecek gönül alıcı iki cümle. Bayan ise sofraya pilav-ayran koyuyorsa yanına tatlı ilave etmeli. Tatlıyı eşi için yaptığını ve özür dileme manası ifade ettiğini birkaç güzel cümle ile ifade etmelidir. Böylece kısa zamanda evde bağırıp çağırma ve gönül kırmanın önüne geçilir.
-Bunu yaparız, hocam, dedi kadın heyecanla.
Öfke kontrolü için sözleşme yapmak çok önemli. Sözleşme, aile fertlerinin keyiflerinin yerinde olduğu bir zamanda yapılmalı. Konuşmaya oturmadan önce iki tarafta öfkeli, aç, uykusuz, yorgun olmamalı, acele işleri bulunmamalı. Huzur ortamında ailemizi huzur içinde yaşatacak kararlar almalı ve uygulamalıyız.
Unutmamalı ki en çok fedakârlık yapan en çok sevap kazanır.
Birbirine seven ve sayan bir ailede büyüyen çocuk; sözleşme yapmayı, söz vermeyi, sözünde durmayı, özür dilemenin bir erdem olduğunu ve sevdikleri için fedakârlık yapmayı öğrenir.
Burdur’da “Ailede Mutluluk Sanatı” konulu bir konferansımda “sözleşmeyi” anlattım. Dinleyicilerden biri, ilaç gibi geldi, çok teşekkür ederim, deyiverdi.