banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Kemal Kılıçdaroğlu Almanya  ziyaretinde Yeşiller ve SPD’lilerle görüştü, Recep Tayyip Erdoğan’ı onlara şikâyet etti. Almanya’da Sosyal Demokrat Parti son haftalarda dibe vurdu, kendine hayrı yok. Yeşiller desen küçük bir parti, kimse ümit vadetmiyor.

                15 Mayıs tarihli Kronen Zeitung  pazar günü koca iki sayfayğ “Boğaz’ın Sultanı”na ayırdı. Der Boss vom Bosporus başlığı attı.  Boğaz’ın Sultanı Recep Tayyip Erdoğan.

                Yarım milyar avro’ya 1100 odalı, 210 bin metre kare alana saray yaptırdığını vurguluyor.  Londra’daki Buckingham Palace, Paris’teki Elysee Palas’tan  büyük. Beyaz Saray’dan 6 defa büyükmüş. Gazetenin anlatımları çok hoş. Boğaz’ın Sultanı’na söz dinletemedikleri için karın ağrıları artmış.

                “O çoktan beri ülkeyi tek başına yönetiyor.  Kendini, Osmanlı Hanedanının kurucusu Osman Gazi’nin halefi olarak görüyor. Çoğu zaman memleketi olan İstanbul’daki Eyüp Sultan Camii’nde namaz kılar. Eyüp Sultan Camii, sultanların tahta çıkarken kılınç kuşandıkları sembolik özelliği olan bir mabet.

                Bir Amerika dergisi Erdoğan’ı Putin’e benzetiyor ama iki liderin kişilikleri arasında önemli farklar var. Elbette ikisi de acımasız güç tutkunu fakat Putin çekingen, sessiz hareket eder ve düşüncelidir. Erdoğan asabi bir tip, herkesi kendisine düşman görme çılgınlığı geliştirdi. Putin gibi sadece iktidar ve güç tutkunu değil, dinî bir misyonu da var.

                Başbakanlığının ilk yıllarında Batı’da onu kimse tanıyamadı. Erdoğan seküler düşünen birçok Türk’ü inandırdı. Başarı dolu iktidar yıllarında bu onun gizli yüzüydü. Bilinçli olarak bunu yaptı çünkü İslam temalı şiir okuduğu için hapis cezası almıştı, elinde Kur’an bu güce ulaşamayacağını biliyordu. Bütün ipleri eline geçirdikten sonra ülke politikasını İslamileştirdi ve kendi misyonunu açıkça ortaya koydu.”

                Yazının devamında şunlar var:

“Dindarlık, Erdoğan’ın gönlünün derinliklerinde, okul yıllarında ona “Kur’an Bülbülü” deniyordu.Erdoğan 6 yaşındayken Başbakan Adnan Menderes asıldı. Cumhurbaşkanı o günleri hatırlıyor, Menderes’in asılmaya götürüldüğü resmi gazetelerde gören ailesinin yürek sarsıntısını unutmuyor, iktidarda bulunanın zayıflık göstermesinin ölümcül olacağını biliyor. “

Avrupa gazeteleri  Türkiye’ye diz çöktüremedikleri için ıstırap içinde. Almanlar, Ermeni soykırım yalanlarını destek için kolları sıvadılar.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Türkiye terör yasalarında değişiklikleri yapmamakta direniyor, Avrupa Türkiye’ye mahkûm değil, serbest dolaşım anlaşmasını imzalamayız diye yazıyor.

Sanki serbest dolaşım anlaşması imzalanmazsa Türkiye’de kıyamet kopacak…

Türkiye’nin terör örgütleri ile başbaşa, diş dişe mücadele verdiğini görmezden geliyorlar. Avrupalılar, artık Türkiye ile müttefik olmadıklarını kendilerine itiraf ediyorlar. Türkiye 60 senedir kapının önünde bekletildiği için gerçeği zaten biliyor.

14 senelik Ak Parti iktidarı döneminde ülke beş kat zenginledi, artık Avrupa kredilerine muhtaç değil, doğudan batıya yollar yapıldı, ticaret gelişti, sanayileşti, Avrupasız kalkınma hamlelerini sürdürebilecek yetenekte.

AB, problemlere rağmen Güney Kıbrıs’ı, Bulgaristan ve Romanya’yı birliğe aldı, söz konusu Hıristiyan ülkeler olunca AB kriterlerinin umursamadıklarını gösterdi.

AVRUPA’DA MÜSLÜMAN OLMAK

Avusturya’da Viyana Nur Dersaneleri’nin düzenlediği konferansa katıldım. Avrupa’da Müslüman Olmak konulu konferans verdim. Konuşmaya ilgi yoğundu. Salonda 400 civarında dinleyici vardı.

Organizasyon başkanı, fedakâr ve gayretli dost Alaiddin Akyıldız, bugün birçok Müslüman derneğin kermesi var, buna rağmen konferans çok ilgi gördü ve verimli oldu, dedi.

İslamiyet Avrupa’ya yerleşmiş. İslam’ın gönülleri fethedeceğinden korkanlar, İslam korkusu yaymaya çalışıyorlar fakat nafile. Güneş balçıkla sıvanmazlar. İslamiyetin kaynakları sağlam, ilim ve akılla çelişmiyor. Meselelerini akla ve ilme tasdik ettiren İslamiyet, Avrupa’da gönülleri fethetmeye devam ediyor.

Yalnız dinimizi daha iyi bilme ve daha iyi temsil etme mecburiyetlerimiz var.

Peygamberimiz (sav) bir kişi olarak yola çıktı. Bir nesil 20 senedir. Üç yıl gizli gizli, 20 yıl İslam’ı açıktan açığa tebliğ etti, anlattı. İslamiyet kıtalara yayıldı, gönülleri fethetti, akılları aydınlattı.

Avrupa’da Kur’an’ı okuyan birçok insan Müslüman oluyor. İslam, dün olduğu gibi bugün de kalpleri fethetmeye devam ediyor. Gönlünü İslam’a açan Avrupalıların hikâyelerini üç kitapla anlattım.

Avrupalı Mevlevî, Avrupa’da İslam’a Gönül Verenler, Gerçeği Arayan Alman Doktor İslam’ın Avrupalıları ikna kabiliyetini anlatan hidayet hikâyeleriyle dolu. Her hikâye bir müjde.

Güneş balçıkla sıvanmaz.

İslamiyet Güneş gibidir, üflemekle sönmez, gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yalnız kendisine gündüzü gece yapar, der Bediüzzaman.

İslam, Avrupa’da gönülleri fethetmeye devam ediyor ve edecek, inşallah.

Beyin Vitamini: İslam’ın Batılı insanların teolojik problemlerini nasıl çözdüğünü, gönülleri nasıl fethettiğini merak eden dostlaraAvrupalı Mevlevî, Avrupa’da İslam’a Gönül Verenler, Gerçeği Arayan Alman Doktor isimli müjde hikâyelerini tavsiye ederim. (İrtibat, Nesil yayınları: 0212 5513225)

Davet: 19-21 Mayıs tarihlerinden Adıyaman Kitap Fuarı’na katılacağım. “Oku emri” tutkunlarını beklerim.

                

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.